I. SENDİKALAR…
1. TEMEL TANIMLAR VE KAVRAMLAR
Sendika:
İşçilerin veya işverenlerin çalışma ilişkilerinde, ortak ekonomik ve sosyal hak
ve çıkarlarını korumak ve geliştirmek için en az yedi işçi veya işverenin bir
araya gelerek bir işkolunda faaliyette bulunmak üzere oluşturdukları tüzel
kişiliğe sahip kuruluşlar olarak kanunda tanımlanmaktadır.
İlgili
Anayasa hükmü md. 51: Çalışanlar ve işverenler, üyelerinin çalışma
ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek
için önceden izin almaksızın sendikalar ve üst kuruluşlar kurma, bunlara
serbestçe üye olma ve üyelikten serbestçe çekilme haklarına sahiptir. Hiç kimse
bir sendikaya üye olmaya ya da üyelikten ayrılmaya zorlanamaz.
“Ekonomik
ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek” ibaresi bizi dolaylı
olarak Anayasa md. 53’teki toplu iş sözleşmesi maddesine yönlendirmelidir. Buna
göre işçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve
çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına
sahiptirler. Her ne kadar md. 51’de söylemese de, sendikanın amacını
gerçekleştirme biçimi toplu iş sözleşmesi yapmak şeklinde ortaya çıkar.
Üyelerin menfaatini korumak, üyelerinin lehine olan bir toplu iş sözleşmesi
yapma ile yerine getirilir.
2. SENDİKALARIN UNSURLARI VE ÖZELLİKLERİ
a. Ortak amaç:
Ortak amaç, üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ortak ekonomik ve sosyal hak ve
çıkarlarını korumak ve geliştirmek olarak karşımıza çıkar.
b. Özgürce kurulabilme: Dünyada 3 sistem vardır; bunlar 1) izin sistemi (devletten izin alınıyor,
takdir yetkisi fazladır), 2) normatif sistem (bu sistemde sendika tüzüğünün
kanuna uygunluğu için devlet denetim yapar ve buna göre izin verir, izin konusu
daha dar olup bu izinde devletin takdir yetkisi pek yoktur); 3) özgür kuruluş
sistemi: bu sistemde sendikalar devletten bağımsız olarak özgürce kurulurlar.
Türkiye’deki
sistem bu 3. sistem olan özgür kuruluş sistemine yakındır. Sendikal faaliyet ve
sınırları kanunda gösterilmekle birlikte sendikalar herhangi bir izin
alınmaksızın kurulurlar. Yani serbesttir. Özgür kurulma sisteminin bir sonucu
da sendika çokluğu ilkesi olarak karşımıza çıkar. Buna göre bir aynı iş kolunda
faaliyette bulunmak üzere birden çok sendika kurulabilir. Bu husus beraberinde
birden çok sendikanın birleştiği federasyonları getirmektedir.
c. Bağımsızlık:
Sendikaların 3. unsuru – özelliği ise bağımsız olmalarıdır. Bu husus en çok şu
noktalarda somutlaşır:
İşçiler ve işçi kuruluşları işveren
kuruluşlarına, işveren kuruluşları da işçi kuruluşlarına üye olamaz; gerek
doğrudan doğruya, gerek temsilcileri veya mensupları veya araya koyacakları
diğer kimseler aracılığıyla biri diğerinin kurulmasına, yönetim ve faaliyetine
müdahalede bulunamaz. 6356 sayılı yasa 26/6
İşçi kuruluşları, işverenler ve bu Kanun
ve diğer kanunlara göre kurulan işveren kuruluşlarından; işveren kuruluşları da
işçilerden ve bu Kanun ve diğer kanunlara göre kurulu işçi kuruluşlarından
yardım ve bağış alamaz. 28/3
Kuruluşlar; kamu kurum ve
kuruluşları, siyasi partiler, esnaf ve küçük sanatkâr kuruluşları ile kamu
kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarından yardım ve bağış alamaz. 28/2
Kuruluşlar siyasi partilerin ad,
amblem, rumuz veya işaretlerini kullanamaz. 26/7
d. Özel hukuk tüzel kişiliğine sahip olma:
e. Sendikaların yönetiminde demokratik ilkelere uygunluk
ilkesi: Anayasa 51/son uyarınca “Sendika
ve üst kuruluşlarının tüzükleri, yönetim ve işleyişleri, Cumhuriyetin temel
niteliklerine ve demokrasi esaslarına aykırı olamaz.” Ayrıca 6356 sayılı kanun
m. 10/son’a göre sendikalarda delege seçiminin usul ve esasları kuruluşun
tüzüğü ile belirlenir. Ancak tüzüklere delege seçilebilmeyi engelleyici
hükümler konulamaz. Son olarak 6356 sayılı kanun m. 13/2’ye göre delegelerin
veya üyelerin genel kurula katılmaları ve oy kullanmaları engellenemez.
Bunun
yaptırımı m. 31’dedir. Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerine ve
demokratik esaslara aykırı faaliyetlerde bulunan kuruluş, merkezlerinin
bulunduğu yer Cumhuriyet Başsavcısının talebi üzerine mahkeme kararı ile
kapatılır. Aykırı davranış bireysel olarak yöneticiler tarafından
gerçekleştirildiği takdirde, mahkemece sadece o yöneticilerin görevine son
verilmesine karar verilir.
3. SENDİKA ÖZGÜRLÜĞÜ
Bireysel
sendika özgürlüğü ve kollektif sendika özgürlüğü olarak ikiye ayrılır.
Bireysel
sendika özgürlüğü ise kendi içinde olumlu ve olumsuz sendika özgürlüğü olarak
ikiye ayrılır. Olumlu sendika özgürlüğü şudur: sendika kurmak + kurulmuş
sendikaya üye olmak. Olumsuz sendika özgürlüğü ise şudur: bir sendikadan
ayrılmak veyahut sendikaya hiç girmemektir. Yine kanunda, işçinin bir işyerine
alınması; belli bir sendikaya üye olması şartına bağlı kılınamaz denilerek
olumsuz sendika özgürlüğü koruma altına alınmıştır.
Kollektif
sendika özgürlüğü ise; sendikaların devlete karşı korunması, bağımsız
olmasıdır. Bunun ilk ayağı, sendikaların devletten izin alınma koşulu olmadan
kurulabilmesidir. İkinci ayak ise, devletin veya başka bir kurumun-kuruluşun
sendikal faaliyete müdahale etmemesi; sendikaların özgürce faaliyet
göstermesidir.
Yabancıların
durumu: yasada Türk vatandaşı şartı olmadığına göre yabancılar da üye olabilir
yönetici seçilebilir.
6356
sayılı yasa, temel olarak işçi ve işverenlerin sendikal ilişkilerini
düzenlemektedir. Kamu görevlilerinin sendikal hakları ise 4668 sayılı kamu görevlileri
sendikaları ve toplu sözleşme kanununda düzenlenmektedir. m. 14 uyarınca Sendikalara üye olmak
serbesttir. Kamu görevlileri çalıştıkları işyerinin girdiği hizmet kolunda
kurulu bir sendikaya üye olabilirler.
Madde
15 – Bu Kanuna göre kurulan sendikalara; a) Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı İdari Teşkilatı, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği ile Millî
Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinde çalışan kamu görevlileri, b) Yüksek yargı
organlarının başkan ve üyeleri, hâkimler, savcılar ve bu meslekten sayılanlar,
c) Bu Kanun kapsamında bulunan kurum ve kuruluşların müsteşarları, başkanları,
genel müdürleri, daire başkanları ve bunların yardımcıları, yönetim kurulu
üyeleri, merkez teşkilâtlarının denetim birimleri yöneticileri ve kurul
başkanları, hukuk müşavirleri, bölge, il ve ilçe teşkilâtlarının en üst
amirleri ile bunlara eşit veya daha üst düzeyde olan kamu görevlileri, (…) (2)
belediye başkanları ve yardımcıları, d) Yükseköğretim Kurulu Başkan ve üyeleri
ile Yükseköğretim Denetleme Kurulu Başkan ve üyeleri, üniversite ve yüksek
teknoloji enstitüsü rektörleri, fakülte dekanları, enstitü ve yüksek okulların
müdürleri ile bunların yardımcıları, e) Mülkî idare amirleri, f) Silahlı
Kuvvetler mensupları, g) Millî Savunma Bakanlığı ile Türk Silahlı Kuvvetleri
kadrolarında (Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı dahil)
askeri memurlar (eskiden sivil de yazıyordu ama sivil memurları AYM iptal etti,
sivil memurlar artık sendika kurabilir ve üye olabilirler), h) Millî İstihbarat
Teşkilâtı mensupları, ı) Bu Kanun kapsamında bulunan kurum ve kuruluşların
merkezi denetim elemanları, j) Emniyet hizmetleri sınıfı ve emniyet
teşkilâtında çalışan diğer hizmet sınıflarına dahil personel (…) (2) , k) Ceza
infaz kurumlarında çalışan kamu görevlileri, Üye olamazlar ve sendika
kuramazlar.
4. İŞKOLUNA VEYA MESLEĞE GÖRE SENDİKALAŞMA İLKESİ
Dünyada
işçi ve işveren sendikaları, mesleğe göre veya işkoluna göre kurulur. Meslak
ilkesi uyarınca yalnızca aynı meslekten olan kişiler; örneğin garsonlar,
tornacılar, sıvacılar, mühendisler birleşerek meslek sendikalarını kurar veya
bunlara uye olurlar. Buna göre farklı meslekten olanlar aynı sendikada bir
araya gelemeyeceklerdir.
İşkoluna
göre sendikalaşmada ise; yapılan işler; belli gruplara ayrılmakta ve her gruba
bir işkolu adı verikmektedir. Bu işkolunda faaliyet gösteren işçiler,
mesleklerine bakılmaksızın o spesifik iş koluna ait sendikaları kurabilir ve
onlara üye olabilirler. Örneğin işkolu maden ise; elinde kazma olan işçi de,
maden mühendisi de, oradaki kamyonun şoförü de aynı işkolunda sayılır ve aynı
işkolundaki sendikaya üye olurlar.
Almanya
işkoluna göre sendikalaşmaya örnektir. İsviçre ve İngiltere’de mesleğe göre
sendika. Türkiye işkoluna göre sendikalaşma ilkesini benimsemiştir. Bu nereden
çıkıyor: ilk sayfada sendika tanımını verirken bunu yazdık. “Sendikalar,
işçilerin veya işverenlerin çalışma ilişkilerinde, ortak ekonomik ve sosyal hak
ve çıkarlarını korumak ve geliştirmek için en az yedi işçi veya işverenin bir
araya gelerek bir işkolunda faaliyette
bulunmak üzere oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar olarak kanunda
tanımlanmaktadır.”
6356
sayılı kanuna ekli cetvelde 20 işkolu belirlenmiştir. (Eskiden 28 tane işkolu
vardı eski kanunda)
Bir
işyerinde yürütülen asıl işe yardımcı işler de, asıl işin girdiği işkolundan
sayılır. Ayrıca hangi işin hangi işkoluna girdiği; çalışma ve sosyal güvenlik
bakanlığının çıkardığı yönetmelikle belirlenmekte; zaman zaman
değiştirilmektedir. Buna işkolları yönetmeliği denir. 6356 sayılı kanun m. 5
uyarınca Bir işyerinin girdiği işkolunun tespiti Bakanlıkça yapılır. Bakanlık,
tespit ile ilgili kararını Resmî Gazete’de yayımlar. Bu tespite karşı
ilgililer, kararın yayımından itibaren on beş gün içinde dava açabilir. Mahkeme
iki ay içinde kararını verir. Kararın temyiz edilmesi hâlinde Yargıtay
uyuşmazlığı iki ay içinde kesin olarak karara bağlar.
İşkolu
değişikliği, bir işyerinde yürürlükte olan toplu iş sözleşmesine etki etmez
yenilerine etki eder.
Birden çok sendikaya üyelik meselesi: Sendikaya üye olmak serbesttir. Hiç kimse sendikaya üye
olmaya veya olmamaya zorlanamaz. İşçi veya işverenler aynı işkolunda ve aynı
zamanda birden çok sendikaya üye olamaz. Ancak aynı işkolunda ve aynı zamanda
farklı işverenlere ait işyerlerinde çalışan işçiler birden çok sendikaya üye
olabilir. İşçi ve işverenlerin bu hükme aykırı şekilde birden çok sendikaya üye
olmaları hâlinde sonraki üyelikler geçersizdir.
5. SENDİKACILIĞIN TARİHİ
Tarihte
ilk işçi eylemi, Mısır’da m.ö 2000 civarında tuğla işinde daha iyi iş koşulları
için yapılmış; sonra 1240 yılında Mısır’da piramit inşaası sırasında işçiler
grev yapmış. Romalılar’da m. ö. 500 civarında halk sınıfı çalışıp vergi
ödemekte, soylular da bundan geçinmekte idi bu yüzden bu halk sınıfı Romayı
terk edip protesto yapmıştır.
Buraya
kadarı gereksiz bilgiydi; gerçek sendikacılık ise ortaçağda lonca adlı mesleki
teşkilatlar ve de özellikle sanayi devrimiyle 19. yüzyıldaki işçi kuruluşları
yoluyla olmuştur. Bence sendikacılık tarihini 19. yüzyıldan başlatmak doğru
olur. Keza bu dönem 16 saat çalışıyordu işçiler; özellikle 1840larda sokak
savaşı yaparak hak elde etmişlerdir, maaşlarını ve çalışma koşullarını
iyileştirmişlerdir.
Osmanlıda
ilk sendikanın örneği 1871 yılında kurulan Ameleperver Cemiyetidir.
Türkiye
Cumhuriyetinde ise baştan itibaren bir çok sendikal faaliyet görülmüştür.
Sendikacılığın arttığı dönem 1947-1980 arası özelliklede 1960-1970 arasıdır. Bu
durum dünyadaki işçi hareketlerine paralel ve normaldir. 1980 sonrasında ise
işçi hareketleri ve dolayısıyla sendikalar ve sendikacılık ülkemizde düşüş
göstermiştir.
II. SENDİKA VE KONFEDERASYONLARIN KURULUŞU
1. KURUCULUK KOŞULLARI
a. İşçi sendikası kuruculuğu
aa.
İşçi niteliğine sahip olmak
bb.
Tam fiil ehliyetine sahip olmak; yani ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı
olmayan (18 yaşını doldurmuş kişi)
cc.
Belirli suçlardan hüküm giymemiş olmak: Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde
belirtilen zamanaşımı süreleri geçmiş olsa bile; zimmet, irtikâp, rüşvet,
hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas,
ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan
mal varlığı değerlerini aklama ve kaçakçılık suçlarından birinden mahkûmiyeti
bulunanlar sendika kurucusu olamaz. Burada yasa güvenilir kişilerin sendika kurucusu
olmasını istemiştir. Bu suçları da güvenilirliğe aykırı görmüştür.
dd.
En az yedi kişinin bir araya gelmesi
ee.
Sendikanın kurulacağı iş kolunda fiilen çalışıyor olmak
b. İşveren sendikası kuruculuğu
Yukarıda
işçiler için sayılan aynı koşullar geçerli olmakla birlikte işveren bazen tüzel
kişi olabildiği için ayrı başlıkta incelemek istedim. Örneğin Akbank A.Ş.
işveren olursa ne olacak sorusunu yanıtlamak için. İşveren sendikasının
kurucusu tüzel kişi olacak ise kişi için aranan şartlar, tüzel kişiyi-şirketi
temsil eden gerçek kişiler için de söz konusu olacaktır.
c. Konfederasyon kuruculuğu
Konfederasyonların
kuruluşu için DEĞİŞİK İŞ KOLLARINDAN EN AZ 5 SENDİKANIN varlığı aranmaktadır.
2. SENDİKA VE KONFEDERASYON KURULUŞUNDA
YÖNTEM/USUl/PROSEDÜR
a. Tüzük hazırlamak: Kuruluş için ilk yapılması gereken, tüzük hazırlamaktır. Tüzük; sendika
veya konfederasyonun iç örgütünü ve çalışmasını düzenler. 6356 sayılı kanun m.
8’de tüzükte yer alması gereken zorunlu hususlar düzenlenmiştir. Kuruluşun
merkezi, kurucuların bilgisi, işkolu, organların nasıl oluşacağı, toplantı
usulü, karar usulü, toplantı ve karar yeter sayıları vs. gibi hususların
tüzükte yazılması gerekmektedir.
b. Tüzüğün sendika veya konfederasyonun merkezinin
bulunacağı ilin valiliğine verilmesi:
Sendikalar ve konfederasyonlar; kuruluşa ilişkin bir dilekçenin arkasına
tüzüğün eklenerek valiliğe teslim edilmesi ile birlikte kurulmuş sayılır. Tüzel
kişilik kazanır.
c. İlan:
Vali, tüzük ve kurucuların listesini 15 gün içinde bakanlığa gönderir. Bakanlık
da sendika adını merkezini ve tüzüğünü 15 gün içinde bakanlığın resmi internet
sitesinde ilan eder.
3. SENDİKANIN
ORGANLARI
Sendikaların
ve şubelerin kurucuları ve yöneticilerinin; kendileri eşleri ve velayetleri
altında bulunan çocuklarına ait mal bildiriminde bulunma zorunluluğu vardır. Bu
husus 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele
Yasasına göre yapılmak zorundadır. Eski sendikalar kanununda bu yükümlülüğe
aykırı davranış sonucu sendika yöneticiliğinin sona ermesi yaptırımı
öngörülmüştü. Yeni yasa olan 6356 sayılı yasada ise böyle bir yaptırım
düzenlenmemiştir. Böylelikle mal beyanında bulunulmasa bile bir negatif sonuç
yoktur…
a. Genel Kurul: Genel kurul, işçi ve işveren kuruluşlarının en üst karar
ve denetim organıdır. Sendika ve konfederasyonun ilk genel kurulu, tüzel
kişiliğin kazanılmasından başlayarak; şubelerin ilk genel kurulu ise kuruluş
tarihinden itibaren altı ay içinde yapılır. Sendikalarda olağan genel kurulun
yapılış tarihi ise en geç dört yılda bir olmak üzere tüzükle belirlenen
aralıklarla yapılır.
Genel kurulda üyeler veyahut üyeleri temsilen delegeler
olur. Bu husus tüzükle belirlenmektedir. Ancak eğer delege katılımı yoluyla
genel kurul yapılıyorsa (çok üyesi olan sendikada böyle olur); m. 10 uyarınca
tüzüklere, delege seçilmeyi engelleyici hükümler konulamayacaktır. Ayrıca
delegelerin veya üyelerin genel kurula katılması veya oy kullanmasının
engellenemeyeceği de m. 13’te düzenlenmiştir.
Genel kurul en üst organ olup görevleri arasında; diğer
organların seçilmesi, tüzük değişikliği, yönetim ve denetleme kurullarının
aklanması ve bütçenin kabulü, taşınmaz alınması veya satılması için yönetim
kuruluna yetki verilmesi, şube açma kapama, diğer organların üyelerinin maddi
haklarının belirlenmesi vs. gibi görevler bulunmaktadır. m. 14 uyarınca; Genel
kurulda yönetim kurulu, denetleme kurulu ve disiplin kuruluna üye seçimi ile
delege seçimi, yargı gözetimi altında serbest, eşit, gizli oy, açık sayım ve
döküm esasına ve tüzük hükümlerine göre yapılır.
Seçim yapılacak genel kurul toplantılarından en az on beş
gün önce genel kurula katılacak üye veya delegeleri belirleyen listeler,
toplantının gündemi, yeri, günü, saati ve çoğunluk olmadığı takdirde yapılacak
ikinci toplantıya ilişkin hususları belirten bir yazı ile birlikte yetkili
seçim kurulu başkanlığına verilir. Hakim listeyi onaylar ise bu liste; genel
kuruldan en az 7 gün önce olmak üzere; en az 3 gün asılı kalmak üzere merkezde
ve de şubelerde ilan edilir. İlan süresi içinde ilgili seçim kuruluna yapılan
itirazlar en geç 2 gün içinde sonuçlandırılır.
Ayrıca yönetim kurulu, denetleme kurulu ve disiplim
kurulu üyeleri kendiliğinden delege sıfatına sahip olurlar ve genel kurula bu
sıfatlarıyla katılırlar.
Genel kurula ve seçimlere / yine itirazlara ilişkin
bundan çok fazla hüküm var kanunda ama bunlar konumuz dışı.
b. Yönetim
Kurulu: Yönetim kurulu, kuruluşu
yasaların ve kuruluş tüzüğünün verdiği yetki çerçevesinde yönetmek ve temsil
etmekle görevli ve yetkilidir.
c. Denetleme
Kurulu: Denetleme kurulu, yönetim
kurulunun genel kurul kararlarına ve tüzüğe uygun biçimde faaliyette bulunup
bulunmadığını denetlemekle görevli ve yetkili organdır.
d. Disiplin
Kurulu: Disiplin kurulu; sendika veya
konfederasyonun tüzüğüne, amaç ve ilkelerine aykırı davrandığı ileri sürülen
üyeler hakkında araştırma yapmak, üyelikten çıkarma dışındaki disiplin
cezalarını vermek ve sonucunu da, genel kurula ve ilgililere bildirmekle
görevli ve yetkili organdır.
Yönetim /
Denetleme / Disiplin Kuruluna ilişkin kanundaki ortak hükümler
Genel kurul dışında kalanların üye sayıları üçten az
dokuzdan fazla; konfederasyonların yönetim kurullarının üye sayıları beşten az
yirmi ikiden fazla ve şubelerin genel kurul dışındaki kurullarının üye sayıları
üçten az beşten fazla olamaz. Genel kurul dışındaki organlara asıl üye sayısı
kadar yedek üye seçilir.
Kuruluşların genel kurul dışındaki organlarına
seçilebilmek için 6 ncı maddede aranan şartlara sahip olmak gerekir. Bu
şartlara sahip olmayan birinin seçildiğini tespit eden valiliğin veya Bakanlığın
başvurusu üzerine mahkeme, bu kişinin görevine son verir. Mahkemenin kararı
kesindir.
Genel kurul dışındaki organlara seçilenlerin 6 ncı
maddede sayılan suçlardan biri ile mahkûm olmaları hâlinde görevleri
kendiliğinden sona erer.
Kuruluş ve şube yönetim, denetleme ve disiplin kurulu
üyelerinin görevleri, milletvekili veya belediye başkanı seçilmeleri hâlinde
kendiliğinden son bulur.
Tüzükte daha yüksek bir yeter sayı öngörülmemişse, genel
kurul dışında kalan organlar için; toplantı yeter sayısı kurul üye sayısının
salt çoğunluğu, karar yeter sayısı toplantıya katılanların salt çoğunluğudur.
III. SENDİKA ÜYELİĞİ
1. GENEL BİR KAÇ BİLGİ
Öncelikle
6356 sayılı kanunun 2. Maddesine göre; işveren adına bir işyerinin veya
işletmenin bütününü yönetenler (yani işveren vekilleri) bu kanun bakımından
işveren sayılacaktır. Yani bunlar ancak gidip işveren sendikasına üye olurlar.
İşçi sendikasına üye olamazlar.
Ayrıca
ne demiştik; bizde işkoluna göre sendikalaşma var demiştik. Bu sebepten; bir
işyerindeki işçiler, yardımcı işte çalışsalar bile, ancak o işyerinin bağlı
olduğu işkolunda kurulu bir sendikaya üye olabilirler. Örneğin maden
şirketindeki çaycı bile Maden-İş Sendikasına üye olacakç
2. SENDİKA ÜYELİĞİNİN KAZANILMASI
On
beş yaşını dolduran ve bu Kanun hükümlerine göre işçi sayılanlar, işçi
sendikalarına üye olabilir. Sendika kuruculuğu için tam fiil ehliyeti
gerekirken; üyelik için bu aranmamış 15 yaşını doldurmak yeterli sayılmıştır.
Sendikaya
üyelik, Bakanlıkça sağlanacak elektronik başvuru sistemine e-Devlet kapısı
üzerinden üyelik başvurusunda bulunulması ve sendika tüzüğünde belirlenen
yetkili organın kabulü ile e-Devlet kapısı üzerinden kazanılır. Üyelik
başvurusu, sendika tarafından otuz gün içinde reddedilmediği takdirde üyelik
talebi kabul edilmiş sayılır. Haklı bir neden gösterilmeden üyelik başvurusu
kabul edilmeyenler, bu kararın kendilerine tebliğinden itibaren otuz gün içinde
dava açabilir. Mahkemenin kararı kesindir. Mahkemenin davacı lehine karar
vermesi hâlinde üyelik, red kararının alındığı tarihte kazanılmış sayılır.
3. ÜYELİKTEN DOĞAN HAKLAR VE BORÇLAR
a. Üyelik Hakları
aa.
Sendikanın faaliyetlerinden ve tesislerinden yararlanma hakkı
bb.
Sendikanın faaliyet ve yönetimine katılma hakkı
cc.
Üyenin korunmasına ilişkin haklar (aslında üyeyi sendikaya karşı koruyan
haktır) : Kuruluşlar, faaliyetlerinden yararlanmada üyeleri arasında eşitlik
ilkesi ve ayrımcılık yasaklarına uymakla yükümlüdür. Kuruluşlar,
faaliyetlerinde toplumsal cinsiyet eşitliğini gözetir. Kuruluşların kendi
faaliyetleri ile üyelerine sağladıkları hak ve çıkarların üyesi olmayanlara
uygulanması, bu Kanunun yedinci ila on ikinci bölümlerinde yer alan hükümler
saklı kalmak kaydıyla yazılı onaylarına bağlıdır. Bunlar 26. Maddeden çıkıyor.
b. Üyelik Borçları
aa. Aidat
(ödenti=hocanın kelimesi) ödeme borcu: Sendikanın varlığını koruyabilmesi ve
faaliyetlerini sürdürebilmesi için parasal kaynak gerekir. Bu da üyelerden
ödenti alınarak karşılanır. 6356 sayılı kanun 18. Madde uyarınca; Üyelik
aidatının miktarı kuruluşların tüzüklerinde belirtilen usul ve esaslara göre
genel kurul tarafından belirlenir. Üyelik ve dayanışma aidatları, yetkili işçi
sendikasının işverene yazılı başvurusu üzerine, işçinin ücretinden kesilmek
suretiyle ilgili sendikaya ödenir. Buna kaynakta kesme sistemi deniyor (check
off sistemi). Buna göre ödenmesi gereken aidatı kesmeyen veya kesmesine rağmen
bir ay içinde ilgili işçi sendikasına ödemeyen işveren, bildirim şartı
aranmaksızın aidat miktarını bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek
faiziyle birlikte ödemekle yükümlüdür.
bb.
Sendika düzenine uyma borcu: Sendika üyeleri; sendika tüzüğü ve yetkili
organların aldığı kararlara uymak zorundadır. Sendikanın faaliyetlerini
sağlıklı yapabilmesinin koşulu budur. Aksi durumda disiplin cezası verilir.
4. SENDİKA ÜYELİĞİNİN DEVAMI VE ASKIYA ALINMASI (19.
Maddede yazıyor bunlar)
İşçi
kuruluşu ve şubelerinin organlarında görev almak üyeliği sona erdirmez.
İşçi
sendikası üyesinin bir yılı geçmemek üzere işsiz kalması üyeliğini etkilemez.
Herhangi
bir askeri ödev nedeniyle silah altına alınan üyenin üyelik ilişkisi bu süre
içinde askıda kalır.
Sosyal
Güvenlik Kurumundan yaşlılık veya malullük aylığı ya da toptan ödeme alarak
işten ayrılan işçilerin sendika üyeliği sona erer. Ancak çalışmaya devam
edenler ile kuruluş ve şubelerinin yönetim, denetleme ve disiplin
kurullarındaki görevleri sırasında yaşlılık veya malullük aylığı ya da toptan
ödeme alanların üyeliği, görevleri süresince ve yeniden seçildikleri sürece
devam eder.
5. SENDİKA ÜYELİĞİNİN SONA ERMESİ
Her
üye, e-Devlet kapısı üzerinden çekilme bildiriminde bulunmak suretiyle
üyelikten çekilebilir. EDevlet kapısı üzerinden yapılan çekilme bildirimi
elektronik ortamda eş zamanlı olarak Bakanlığa ve sendikaya ulaşır. Çekilme,
sendikaya bildirim tarihinden itibaren bir ay sonra geçerlilik kazanır.
Çekilenin bir aylık süre içinde başka bir sendikaya üye olması hâlinde yeni
üyelik bu sürenin bitimi tarihinde kazanılmış sayılır.
Sendika
üyeliğinden çıkarılma kararı genel kurulca verilir. Karar, e-Devlet kapısı
üzerinden Bakanlığa elektronik ortamda bildirilir ve çıkarılana yazı ile tebliğ
edilir. Çıkarılma kararına karşı üye, kararın tebliğinden itibaren otuz gün
içinde mahkemeye itiraz edebilir. Mahkeme iki ay içinde kesin olarak karar
verir. Üyelik, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam eder.
İşveren
veya işveren vekili sıfatını kaybedenlerin sendika ve üst kuruluşlardaki
üyelikleri ve görevleri, bu sıfatı kaybettikleri tarihte kendiliğinden sona
erer.
İşkolunu
değiştirenin sendika üyeliği kendiliğinden sona erer.
6. ÜST KURULUŞLARA ÜYELİK (KONFEDERASYONA)
Üst
kuruluş üyeliğine başvuru genel kurul kararına bağlıdır. Üst kuruluş üyeliği,
tüzükte belirlenen yetkili organın kabulüyle kazanılır. Aynı zamanda birden
fazla üst kuruluşa üye olunamaz. Aksi hâlde sonraki üyelikler geçersizdir. Üst
kuruluş üyeliğinden çekilme de genel kurul kararına bağlıdır. Çekilme, üst
kuruluşa bildirim tarihinden itibaren bir ay sonra geçerlilik kazanır.
7. ULUSLARARASI KURULUŞLARA ÜYELİK
Kuruluşlar
tüzüklerinde gösterilen amaçlarını gerçekleştirmek üzere uluslararası işçi ve
işveren kuruluşlarının kurucusu olabilir, bu kuruluşlara serbestçe üye olabilir
ve üyelikten çekilebilir, iş birliğinde bulunabilir, üye ve temsilci
gönderebilir veya kabul edebilir ve dış temsilcilik açabilir. (Başka şeyler de
var ama baya gereksiz konu)
IV. SENDİKAL GÜVENCELER
1. SENDİKA YÖNETİCİLİĞİNİN GÜVENCESİ
İşçi
kuruluşunda yönetici olduğu için çalıştığı işyerinden ayrılan işçinin iş
sözleşmesi askıda kalır. Yönetici dilerse işten ayrıldığı tarihte iş
sözleşmesini bildirim süresine uymaksızın veya sözleşme süresinin bitimini
beklemeksizin fesheder ve kıdem tazminatına hak kazanır. Yönetici, yöneticilik
süresi içerisinde iş sözleşmesini feshederse kıdem tazminatı fesih tarihindeki
emsal ücret üzerinden hesaplanır.
İş
sözleşmesi askıya alınan yönetici; sendikanın tüzel kişiliğinin sona ermesi,
seçime girmemek, yeniden seçilmemek veya kendi isteği ile çekilmek suretiyle
görevinin sona ermesi hâlinde, sona erme tarihinden itibaren bir ay içinde
ayrıldığı işyerinde işe başlatılmak üzere işverene başvurabilir. İşveren, talep
tarihinden itibaren bir ay içinde bu kişileri o andaki şartlarla eski işlerine
veya eski işlerine uygun bir diğer işe başlatmak zorundadır. Bu kişiler süresi
içinde işe başlatılmadığı takdirde, iş sözleşmeleri işverence feshedilmiş
sayılır.
Yönetici
= sendika, konfederasyon veya şubenin yönetim kurulu üyeleri.
Bunlar
profesyonel sendika yöneticisidir. Yani bunlar; sendikayı yönetmek için
işlerinden ayrılır sadece sendika işiyle uğraşırlar. Bunların dışında;
bulunduğu işi bırakmayıp sendika yönetenlere amatör sendika yöneticisi denir.
Amatör sendika yöneticileri, sadece İŞYERİ SENDİKA TEMSİLCİSİNİN GÜVENCESİNE
SAHİPTİR.
2. İŞYERİ SENDİKA TEMSİLCİLİĞİNİN GÜVENCESİ
İşveren,
işyeri sendika temsilcilerinin iş sözleşmelerini haklı bir neden olmadıkça ve
nedenini yazılı olarak açık ve kesin şekilde belirtmedikçe feshedemez. Fesih
bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde, temsilci veya üyesi
bulunduğu sendika dava açabilir. Dava basit yargılama usulüne göre
sonuçlandırılır. Mahkemece verilen kararın temyizi hâlinde Yargıtay kesin
olarak karar verir.
Temsilcinin
işe iadesine karar verilirse fesih geçersiz sayılarak temsilcilik süresini
aşmamak kaydıyla fesih tarihi ile kararın kesinleşme tarihi arasındaki ücret ve
diğer hakları ödenir. Kararın kesinleşmesinden itibaren altı iş günü içinde
temsilcinin işe başvurması şartıyla, altı iş günü içinde işe başlatılmaması
hâlinde, iş ilişkisinin devam ettiği kabul edilerek ücreti ve diğer hakları
temsilcilik süresince ödenmeye devam edilir. Bu hüküm yeniden temsilciliğe
atanma hâlinde de uygulanır.
İşveren,
yazılı rızası olmadıkça işyeri sendika temsilcisinin işyerini değiştiremez veya
işinde esaslı tarzda değişiklik yapamaz. Aksi hâlde değişiklik geçersiz
sayılır.
İşyeri
Sendika Temsilcisi Nasıl Olunur? İşyeri sendika temsilciliğine seçimle gelinir.
Kanunda çok ezber sayılar var önemli değil. Demokratik ilkelere göre seçim
yapılarak belirleniyor ve bu kişinin kimliği işverene bildiriliyor.
İşyeri
sendika temsilcileri ve baş temsilcisi; işyeri ile sınırlı olmak kaydı ile
işçilerin dileklerini dinlemek ve şikâyetlerini çözümlemek, işçi ve işveren
arasındaki iş birliğini, çalışma barışını ve uyumunu sağlamak, işçilerin hak ve
çıkarlarını gözetmek ve iş kanunları ile toplu iş sözleşmelerinde öngörülen
çalışma şartlarının uygulanmasına yardımcı olmakla görevlidir.
3. SENDİKA ÖZGÜRLÜĞÜNÜN GÜVENCESİ
İşçilerin
işe alınmaları; belli bir sendikaya girmeleri veya girmemeleri, belli bir
sendikadaki üyeliği sürdürmeleri veya üyelikten çekilmeleri veya herhangi bir
sendikaya üye olmaları veya olmamaları şartına bağlı tutulamaz.
İşveren,
bir sendikaya üye olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı
sendikalara üye olan işçiler arasında, çalışma şartları veya çalıştırmaya son
verilmesi bakımından herhangi bir ayrım yapamaz. Ücret, ikramiye, prim ve
paraya ilişkin sosyal yardım konularında toplu iş sözleşmesi hükümleri
saklıdır.
İşçiler,
sendikaya üye olmaları veya olmamaları, iş saatleri dışında veya işverenin izni
ile iş saatleri içinde işçi kuruluşlarının faaliyetlerine katılmaları veya
sendikal faaliyette bulunmalarından dolayı işten çıkarılamaz veya farklı işleme
tabi tutulamaz.
İşverenin
fesih dışında yukarıdaki fıkralara aykırı hareket etmesi hâlinde işçinin bir
yıllık ücret tutarından az olmamak üzere sendikal tazminata hükmedilir.
V. SENDİKALARIN FAALİYETLERİ
1. İZİN VERİLEN FAALİYETLER
6356
sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 26. Maddesine göre
sendikalar, tüzüklerinde yer alan konularda serbestçe faaliyette bulunur
denilerek sendikaların İLKE OLARAK serbest olması kabul edilmiştir. Yine 26/3’e
göre bu kuruluşlar, faaliyetlerinden yararlanmada üyeleri arasında eşitlik
ilkesi ve ayrımcılık yasaklarına uymakla yükümlüdür. Kuruluşlar,
faaliyetlerinde toplumsal cinsiyet eşitliğini gözetir. Bunlar sayılmış sonra
bazı özel düzenlemelere yer verilmiştir.
a. Sendikaların Çalışma Yaşamına İlişkin Faaliyetleri: madde 26/2
uyarınca kuruluşlar, çalışma hayatından, mevzuattan, örf ve adetten doğan
uyuşmazlıklarda işçi ve işverenleri temsilen; sendikalar, yazılı başvuruları
üzerine iş sözleşmesinden ve çalışma ilişkisinden doğan hakları ile sosyal
güvenlik haklarında üyelerini ve mirasçılarını temsilen dava açmak ve bu
nedenle açılmış davada davayı takip yetkisine sahiptir. Yargılama sürecinde
üyeliğin sona ermesi üyenin yazılı onay vermesi kaydıyla bu yetkiyi etkilemez. Yani
A sendikasına üye Ali adlı işçi işverenle sorun yaşarsa, A sendikası Ali’yi
temsilen dava açabiliyor. Davayı takip ediyor. Adam öldü mirasçıları yazılı
buşvuru yaparsa sendika yine dava açıp takip yapabiliyor. Dava sırasında
sendika üyeliği sona erdi ise; işçi yazılı onay verirse sendika yine devam
edebiliyor. KANUNDA TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ YAPMAK, GREV VE LOKAVTA KARAR VERMEK VE
GREV VE LOKAVTI İDARE ETMEK DEMİYOR ANCAK BUNLAR, ZATEN SENDİKAYI SENDİKA YAPAN
EN TEMEL VE KARAKTERİSTİK FAALİYETLER. BU YÜZDEN HER HALÜKARDA SENDİKA BUNLARI
YAPABİLİYOR KANUNDA YAZMAMIŞ OLSA DA.
b. Sendikaların Sosyal Faaliyetleri:
·
26/9’a göre
Kuruluşlar elde ettikleri gelirleri üyeleri ve mensupları arasında dağıtamaz.
Ancak sendikaların grev ve lokavt süresince tüzüklerine göre üyelerine
yapacakları yardımlar ile kuruluşların eğitim amaçlı yardımları bu hükmün
dışındadır.
·
26/10’a göre (bu
hüküm yeni eklendi o yüzden önemli) İşveren sendikaları, tüzüklerinde hüküm
bulunmak ve şartları genel kurul kararıyla belirlenmek kaydıyla, işçilerin
sigorta primlerinin işveren payının ödemelerinde kullanılmak ve nakit
mevcudunun yüzde yirmi beşini aşmamak üzere karşılıksız yardıma dayalı
dayanışma ve yardım fonu oluşturabilir. İŞVEREN SENDİKALARI DEMİŞ DİKKAT!
·
28/7’ye göre
Kuruluşlar; yönetim kurulu kararıyla ve nakit mevcudunun yüzde onunu aşmamak
kaydıyla yurt içi ve yurt dışındaki doğal afet bölgelerine doğrudan veya
yetkili makamlar aracılığıyla konut, eğitim ve sağlık tesisleri kurulması
amacıyla kamu kurum ve kuruluşlarına ayni ve nakdî yardımda bulunabilir.
·
c. Sendikaların Ekonomik Faaliyetleri: 6356 sayılı kanun herhangi bir şey söylememiştir. Ancak
26/8’de “Kuruluşlar ticaretle uğraşamaz. Ancak, kuruluşlar genel kurul
kararıyla nakit mevcudunun yüzde kırkından fazla olmamak kaydıyla sanayi ve
ticaret kuruluşlarına yatırımda bulunabilir.” denilmiştir.
2. KANUNLA YASAKLANAN FAALİYETLER
a. Temel Yasak:
Anayasa’daki AYya, cumhuriyete, bölünmez bütünlüğe vs vs. karşı faaliyet olamaz
muhabbeti.
b. Siyasi Faaliyet Yasağı: Kuruluşlar siyasi partilerin ad, amblem, rumuz veya
işaretlerini kullanamaz.
c. Ticari Faaliyet Yasağı: 5 satır yukarıda sendikaların ekonomik faaliyetleri
kısmı tekrar okuyun madde 26/8’i.
d. Diğer Yasaklar:
Dernekler kanunu m. 30’daki yasak burada da geçerli. DK m. 30 içerik gereksiz.
Bilmeyin.
VI. SENDİKA VE
KONFEDERASYONLARIN FAALİYETLERİNİN DURMASI VE SONA ERMESİ
7. maddeye göre; Tüzüğün veya bu maddede sayılan
belgelerin içerdikleri bilgilerin kanuna aykırılığının tespit edilmesi ya da kanundaki
kuruluş şartlarının sağlanmadığının anlaşılması hâlinde VALİLİK; kanuna
aykırılık veya eksikliklerin BİR AY içinde giderilmesini ister. Bu süre içinde
kanuna aykırılığın veya eksikliğin giderilmemesi hâlinde, Bakanlığın veya
ilgili valiliğin başvurusu üzerine mahkeme, gerekli gördüğü takdirde kurucuları
da dinleyerek üç iş günü içinde kuruluşun faaliyetinin durdurulmasına karar
verebilir. Mahkeme kanuna aykırılığın veya eksikliğin giderilmesi için altmış
günü aşmayan bir süre verir.
Tüzük ve belgelerin kanuna uygun hâle getirilmesi üzerine
mahkeme durdurma kararını kaldırır. Verilen süre sonunda tüzük ve belgelerin
kanuna uygun hâle getirilmemesi hâlinde ise mahkeme kuruluşun kapatılmasına
karar verir.
MADDE 31 – (1) Anayasada belirtilen Cumhuriyetin
niteliklerine ve demokratik esaslara aykırı faaliyetlerde bulunan kuruluş,
merkezlerinin bulunduğu yer Cumhuriyet Başsavcısının
talebi üzerine mahkeme kararı ile kapatılır. Aykırı davranış bireysel
olarak yöneticiler tarafından gerçekleştirildiği takdirde, mahkemece sadece o yöneticilerin görevine son verilmesine
karar verilir.
(2) 1. Fıkra uyarınca açılan davada mahkeme, yargılama süresince talep üzerine veya resen kuruluşun
faaliyetlerinin durdurulmasına ve yöneticilerinin geçici olarak görevden
alınmasına karar verebilir.
VII. TOPLU İŞ
SÖZLEŞMESİ (GENEL OLARAK)
1. TANIMI
6356 sayılı kanunun 2. maddesinde toplu iş sözleşmesi
(TİS) “İş sözleşmesinin yapılması, içeriği ve sona ermesine ilişkin hususları
düzenlemek üzere işçi sendikası ile işveren sendikası veya sendika
üyesi olmayan işveren arasında yapılan sözleşme” olarak tanımlanmıştır.
MADDE 33’e göre ise: (1) Toplu iş sözleşmesi, iş sözleşmesinin yapılması, içeriği
ve sona ermesine ilişkin hükümleri içerir. (2) Toplu iş sözleşmesi, tarafların
karşılıklı hak ve borçları ile sözleşmenin uygulanması ve denetimini ve
uyuşmazlıkların çözümü için başvurulacak yolları düzenleyen hükümleri de
içerebilir.
Çerçeve sözleşme: Madde 2’ye göre “Ekonomik ve Sosyal
Konseyde temsil edilen işçi ve işveren konfederasyonlarına üye işçi ve işveren
sendikaları arasında işkolu düzeyinde yapılan sözleşmeyi ifade eder.”
Ekonomik ve sosyal konsey ise başbakanlık bünyesinde oluşturulmuş; hükümetten
bazı bakanlar, müsteşarlar, çeşitli işçi ve işveren sendikaları
konfederasyonları (genelde büyük olanlar) vs.den oluşuyor. Çerçeve sözleşme,
sözleşmenin tarafı olan işçi ve işveren sendikasının üyeleri hakkında uygulanır
ve meslekî eğitim, iş sağlığı ve güvenliği, sosyal sorumluluk ve istihdam
politikalarına ilişkin düzenlemeleri içerebilir. Çerçeve sözleşme, taraflardan
birinin çağrısı ve karşı tarafın çağrıya olumlu cevap vermesi ile en az bir, en
çok üç yıl için yapılır. (Yani zorunlu bir şey değil)
2. TOPLU İŞ
SÖZLEŞMESİNİN MUHTEVASI
a. Toplu İş
Sözleşmesinin Düzenleyici (Normatif) Kısmı: 33. maddenin 1. fıkrasında yer alan iş
sözleşmesinin yapılması, içeriği ve sona ermesine ilişkin hükümlere normative
kısım denir. Toplu iş sözleşmesinin
zorunlu unsurudur. Sözleşmenin yapılmasına ilişkin hükümlere asıl sözleşme
yapılmadan önceki deneme süresi veyahut sözleşmenin şekli (yazılı-resmi şekil)
veyahut iş sözleşmesi yapma zorunluluğu-yapmama zorunluluğu gibi haller
düzenlenmesi örnektir. İçeriğe ilişkin hükümler ise ücret, prim, ikramiye, izin
süreleri, çalışma süreleri gibi hususlar girer. Sona ermeyi düzenlemeden ise;
feshi ihbar sürelerini artırabilmek gelsin aklınıza. İş hukukunda bazı yerlerde
diyorduk; TİS ile bundan daha güzel haklar verilebilir diye işte o kısımlar hep
normatif kısımdadır.
b. Toplu İş
Sözleşmesinin Borçlar Hukukuna İlişkin Kısmı: 33. Madde 2.
Fıkradaki hüküm: “Toplu iş sözleşmesi, tarafların karşılıklı hak ve borçları
ile sözleşmenin uygulanması ve denetimini ve uyuşmazlıkların çözümü için
başvurulacak yolları düzenleyen hükümleri de içerebilir. Kitap diyor ki burası
borçlar hukukuna ilişkin kısmıymış. Bunu bu kadar bilin, bana da saçma geliyor
ama soru gelirse temiz puan alın hiç değilse.
|
3. TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİNİN DÜZEYİ (TÜRÜ
– ÇEŞİTLERİ) (b-c-d’den biri banko sınav sorusudur)
a. Aynı Dönem İçin Tek Sözleşme
İlkesi (aslında bu bir ilke değil bence): 6356 sayılı kanunda,
aynı işyerinde işverenle aynı dönem için, birden fazla sendikanın ayrı ayrı
toplu iş sözleşmesi yapamayacağına ilişkin veyahut birden fazla sendikanın ayrı
ayrı yaptıkları sözleşmelerin uygulanamayacağına ilişkin açık bir yasal
sınırlama yok. Ancak ileride göreceğimiz toplu iş sözleşmesini yapma yetkisinin
elde edilmesine ilişkin yetki kurallarına bakarsak; bir yerinde aynı anda
birden fazla sendikanın toplu iş sözleşmesi yapmasının pek olanaklı olmadığını
söyleyebiliriz. Çünkü genel kuralımız; (BUNU DUYUN AMA YÜZDE OLAYINI HEMEN
UNUTUN) işyerindeki işçilerin %51’i o sendikanın üyesi olmalıdır sendikanın
yetkili olabilmesi için. Bu yüzden 2 ayrı toplu iş sözleşmesi olanaksızdır.
Ancak bunun istisnaları falan var, yetki meselesi işlenince onu da anlarsınız
zaten.
b. İşyeri Toplu İş Sözleşmesi: İşyeri esasına dayalı olan toplu iş sözleşmesidir. Yani bildiğimiz düz iş
sözleşmesi. SADECE BİR İŞVERENİN SADECE BİR İŞYERİNDEKİ
İŞÇİLER İÇİN, İŞÇİ SENDİKASI İLE YAPILAN TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİDİR.
c. İşletme Toplu İş Sözleşmesi: 6356 sayılı kanun 34. madde 2. fıkraya göre “Bir gerçek ve tüzel kişiye
veya bir kamu kurum ve kuruluşuna ait aynı işkolunda birden çok işyerinin
bulunduğu işyerlerinde, toplu iş sözleşmesi ancak işletme düzeyinde
yapılabilir.” Daha basit dille
anlatayım: Bir işverenin aynı iş koluna ait birden fazla işyeri
bulunuyorsa – örneğin adamın 5 tane iplik fabrikası varsa –; artık bu
işyerlerinin hepsi birden bütünlük oluşturan tek bir işletme kabul edilir ve bu
durumda TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ YALNIZCA İŞLETME DÜZEYİNDE YAPILABİLİR. A fabrikası
için ayrı B için ayrı C için ayrı TİS yapılamaz. İŞTE BU ŞEKİLDE YAPILAN TOPLU
İŞ SÖZLEŞMESİNE İŞLETME TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ DİYORUZ.
İşletme toplu iş sözleşmesi yapılacak işyerlerinin aranılan niteliğe sahip
olup olmadıklarına ilişkin uyuşmazlıklar, işletme merkezinin bulunduğu yerdeki
mahkemede on beş gün içinde karara bağlanır. Kararın temyizi hâlinde Yargıtay
on beş gün içinde kesin olarak karar verir.
Sınav için çok zor
ama: Madde 38’i okuyun, zordur, detaydır ama çok zor bir
sınavda sorulabilir bir sorudur.
d. Grup Toplu İş Sözleşmesi: Grup toplu iş sözleşmesi, tarafların anlaşması üzerine bir işçi
sendikası ile bir işveren sendikası arasında, birden çok üye işverene ait aynı
işkolundaki işyerleri ve işletmeleri kapsamak üzere yapılan toplu iş
sözleşmesidir. İşçi sendikası ile işveren sendikası arasında ancak birden çok
işveren için yapılır.
Elinize sağlık:)
YanıtlaSil