KAMU PERSONELİ
(DEVLET MEMURLARI)
Anayasamıza göre kamu kurum ve
kuruluşlarının genel idare esasına göre kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve
sürekli görevleri yürüten görevliler, kamu görevlisi olarak ifade edilmiştir.
Anayasada yer alan “kamu görevlileri” tabiri, farklı bir personel rejimine tabi
olan askerleri, öğretim üyelerini, hakim ve savcıları ve kamu iktisadi
teşekküllerinin personelini de içermektedir.
Anayasadaki açıklamaya uygun olarak
kamu görevlisi kavramının geniş ve dar anlamlarda iki farklı tanımı
yapılmaktadır. Geniş anlamda kamu görevlisi, hukuki durumlarına ve yaptıkların
işin niteliğine bakılmaksızın kamu kesiminde ve devletin bütün organlarında
görev yapan herkesi ifade etmektedir. Bu tanıma uygun olarak, Cumhurbaşkanından
kamuya ait bir fabrikada çalışan işçiye kadar herkes kamu görevlisi sayılır.
Dar anlamda kamu görelisi ise, devletin
siyasi yapısını oluşturan organlarındaki görevlilerle, özel hukuk hükümlerine
tabi olarak çalışanlar dışında kalan kamu görevlilerini ifade etmektedir. İdare
hukuku da dar anlamda kamu görevlisi kavramı ile ilgilenmektedir.[1]
A.
Kamu Görevlisi Türleri
Kamu yönetiminin insan unsuru kamu
personeli adı verilir. Kamu
görevlisi olarak da nitelenen kamu personeli, kamu kesimindeki bir örgüte bağlı
olarak çalışır.
657
sayılı Devlet Memurları Kanunu, kamu görevlilerini dört bölümde incelemektedir.
Bunlar;
. Memur
. Sözleşmeli personel
. Geçici personel
. İşçi
a. Memur
657 sayılı devlet memurları kanununda
sayılan kamu görevlilerinin en ağırlıklı kısmını oluştururlar. Memurlar devlet ve diğer kamu tüzel kişilikleri
tarafından genel idare esasına göre
yürütülen asli ve sürekli nitelikteki kamu hizmetlerini gören görevliler olarak tanımlanabilirler.
Memurlar önceden belirlenmiş objektif kurallara uygun
olarak görevlerini sürdürürler.
Memurluk mesleği süreklidir. Siyasal iktidarın değişmesi
memurların da değişmesine neden
olmaz. Memurlar tarafsızdır. Bu nedenle siyasi faaliyette bulunmaları yasaktır.
b. Sözleşmeli Personel
Belli bir mesleki bilgi ve uzmanlık
gerektiren kalkınma planı, yıllık program ve diğer projeler gibi işlerde,
sözleşme ile çalıştırılan geçici görevlilerdir. İdare ile görevli arasındaki
sözleşmeler, kamu hukukuna göre yapılır.
Sözleşmeli personel usulünün
kullanılması Devlet Personel Dairesi ve Maliye Bakanlığının görüşü alındıktan
sonra Bakanlar Kurulunun kararı ile mümkün olmaktadır. Bu yönü ile sözleşmeli
personel istisnai bir istihdam biçimidir.[2]
c.
Geçici
Personel
Bir
yıldan az ya da mevsimlik olarak sözleşme ile çalıştırılan ve işçi sayılmayan
kamu görevlileridir. Bu
tür personelin kullanılması usulü, sözleşmeli personelin
kullanılması usulüne tabidir.
d. İşçiler
Özel hukuk hükümlerine göre yapılan bir
hizmet sözleşmesi ile çalışırlar. Kara yolları ve Devlet Su İşleri gibi kamu
kuruluşlarında, bu şekilde birçok görevli istihdam edilmektedir.
B.
Devlet Memurları Kanununa Göre Memurluk Mesleği
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu
uyarınca, kuruluş biçimine bakılmaksızın devlet ve diğer kamu tüzel kişiliklerince
genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetlerini ifa ile
görevlendirilenler memur sayılır.
Memurluk
Sınıfları ve Kadroları
Memurluk mesleğinin bazı temel ilkeleri bulunmaktadır.
. Sınıflandırma ilkesi
. Kariyer ilkesi
. Liyakat ilkesi
a. Sınıflandırma İlkesi
Bu ilke, devlet memurlarının meslek ve
niteliklerine göre sınıflara ayrılmasını ifade eder. Ülkemizde devlet memurları
on iki sınıfta incelenmektedir.
. Genel İdare
Hizmetleri: Büro vb. hizmetlerde çalışan memurlar.
. Teknik Hizmetler:
Mühendis, Mimar, İstatistikçi vb.
. Eğitim
ve Öğretim Hizmetleri: Öğretmenler, Müdürler vb.
. Sağlık
Hizmetleri: Veteriner, Doktor, Diş hekimi, Eczacı, Ebe vb.
. Avukatlık
Hizmetleri: Baroya kayıtlı avukatlar.
. Din Hizmetleri: İmam,
Vaiz, Müftü vb.
.
Sahil Güvenlik Hizmetleri Sınıfı
.
Jandarma Hizmetleri sınıfı
. Emniyet
Hizmetleri: Polis, Komiser, Emniyet amiri, Emniyet müdürü vb.
. Yardımcı
Hizmetler: Temizlik, aydınlatma, ısıtma vb. hizmetleri görenler.
. Milli
İstihbarat Hizmetleri: Milli İstihbarat Teşkilatı’nda görevli olanlar. . Mülki İdare Amirliği Hizmetleri: Valiler
ve Kaymakamlar.54
DİKKAT
Kural
olarak her memur kendi sınıfında çalışmalıdır. Ancak gerekli niteliklere sahip
olanlar, bu sınıflar
arasında geçiş yapabilirler.
b. Kariyer İlkesi
Kariyer, kişinin hayatı boyunca
edindiği, işe ilişkin deneyim ve faaliyetlerle ilgili olarak algıladığı tutum
ve davranışlar dizisidir. Devlet memurlarının, yaptıkları hizmetler için
gerekli bilgilere ve yetişme şartlarına uygun bir şekilde, sınıfları içinde en
yüksek derecelere kadar ilerleme imkânına sahip olmaları kariyer ilkesinin
neticesidir. Kariyer kavramı yalnızca yüksek statüdeki ya da hızlı ilerleme
olanakları bulunan işleri yapan kişilerle ilgili değildir.
Kariyer ilkesi, memurların sınıfları
içindeki görev ve sorumluluklarının artması ile ilgilidir. Bu görev ve
sorumluluklar birer “derece” ile
ifade edilir ve her derece ilerlemesi memurun mali ve özlük haklarına olumlu
etkide bulunur.
c.
Liyakat İlkesi
Memurluğa girişte ve memurluk mesleği
içinde yükselmede, bireylere ve memurlara eşit hak tanınması ve yeteneklerinin
esas alınmasını ifade eder. Bu ilke, memurluğa girişte ve bu meslekte
ilerlemede
.54 Şeref Gözübüyük, Yönetim Hukuku, s. 20
adam kayırma ve partizanlığı engelleyici bir nitelik
taşır. Liyakat ilkesi uyarınca, bireyler bilgi ve yeteneklerine göre memurluk
mesleğine girerler ve memur olduktan sonra da sınıflarındaki ilerleme ve
yükselmeleri hizmet süreleri ile birlikte yeteneklerine göre olur.
Liyakat;
kamu hizmetleri görevlerine girmeyi, sınıflar içinde ilerleme ve yükselmeyi,
görevin sona
erdirilmesini önceden belirlenen ve şeffaf bir sistemine
dayandırmayı amaçlamaktadır.
C.
Memurluğa Giriş
Memurluğa girişte “eşitlik”,
“serbestlik” ve “görevin gerektirdiği niteliklerden başka niteliklerin
aranmaması” olmak üzere üç temel ilke söz konusudur.
Serbestlik ilkesi, kimsenin iradesi dışında zorla memur
yapılamayacağı anlamına gelir.
Eşitlik ilkesi ve görevin gerektirdiği
niteliklerin haricinde ayrıca bir nitelik aranmayacağı ilkesi ise, kişilerin
memurluğa alınmalarında, yalnızca kanunlarda ön görülen vasıfları taşımalarının
yeterli olmasını ve bu vasıfları taşıyanlar arasında bir ayrım gözetmeksizin,
herkesin eşit imkânlara sahip olduğunu ifade etmektedir.
Memur
Olma Koşulları
657 sayılı Devlet Memurları Kanununa
göre devlet memuru olabilmek için şu vasıflara sahip olunması gerekmektedir:
. Türk vatandaşı olmak
. 18 yaşını tamamlamış olmak (istisnai hallerde 15 yaşını
doldurmak ve kazai rüşt kararı almak kaydıyla da memur olunabilir)
. En az ilköğretim ya da ortaokul mezunu olmak
. Kamu hizmetlerinden yasaklı bulunmamak
. Taksirli suçlar hariç olmak üzere, kasıtlı bir suçtan bir yıl ya da
daha fazla hapisle hüküm giymiş olmamak . Zimmet, aşırma, hile, rüşvet,
hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, kaçakçılık,
resmi ihaleye fesat karıştırma, gibi suçlardan dolayı hüküm giymemiş olmak
. Askerlikle ilişiği bulunmamak
. Görevini yapmaya engel sürekli bir hastalığı bulunmamak
UYARI
Milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı
suçlar ve casusluk suçlarının memuriyete girişe engel olacağına dair hüküm 2010
yılında Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir.
NOT
Memurluk mesleğine girişte aranan bu genel şartların
yanında, her meslek için bir takım özel şartlarda aranabilir. Örneğin avukatlık
hizmetlerinde çalışacak olanların, avukatlık ruhsatına sahip olmaları gerekir.
İstisnai
Memuriyet
Aşağıda belirtilen memurlar, Devlet
Memurları Kanunu’nun öngördüğü sınavlar, atanma, kademe ilerlemesi ve dereceye
yükselmesine ilişkin hükümleriyle bağlı olmaksızın tahsis edilmiş derece aylığı
ile memur atanabilirler:
. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği ile Türkiye Büyük
Millet Meclisinin memurlukları,
. Başbakan Başmüşaviri,
. Savunma Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi
Başkanlığı çalışanları,
. Toplu Konut İdaresi Başkanlığı çalışanları,
. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı çalışanları,
. Bakanlar Kurulu Sekreterliği,
. Milli Savunma Bakanlığı ile Türk Silahlı Kuvvetleri
kadrolarında özel kalem müdürü,
. Vali,
. Büyükelçi,
. Dışişleri bakanlığı stratejik araştırmalar merkezi
başkanlığı çalışanları,
. Din İşleri Yüksek Kurulu üyeleri,
. Diyanet İşleri Başkanlığı başkanlık müşaviri,
.
Diyanet İşleri Başkanlığı basın ve halkla ilişkiler müşaviri, . Milli
İstihbarat Teşkilatı memurları, . Bakan yardımcılığı.
D. Memurluğa Alınma
Ülkemizde merkezi sınav sistemiyle
memur alımı esası benimsenmiş ve memur sınavını yapma yetkisi Devlet Personel
Başkanlığı’na verilmiştir. Buna göre, bakanlıklar ve öteki kamu kurum ve
kuruluşları, personel atanmasına lüzum gördükleri boş kadroların sayılarını
sınıf ve derecelerini belirterek, Devlet Personel Başkanlığı’na bildirirler.
Devlet Personel Başkanlığı, atama
yapılacak boş kadroların sınıf ve derecelerini, kadroların bulundukları kurum
ve yerlerini, kadrolara alınacak personel sayılarını, alınacak personelin genel
ve özel koşullarını, en son başvurma tarihini, başvurulacak mercileri, sınav
yerlerini ve zamanlarını, en az on beş gün önce Resmi Gazete, radyo, televizyon
ve ülke çapında en az biri ve uygun görülecek diğer araçlar ile kamuoyuna
duyurulur.
Devlet memuru olarak atanacakların,
Devlet Personel Başkanlığı tarafından düzenlenen sınava girmeleri ve başarılı
olmaları zorunludur. Ancak bazı görevlere sınavsız atanmak da mümkündür.
Sınavsız girilecek görevler, tıpkı sınavların yapılmasına ilişkin usul ve
esaslar gibi, Devlet Personel Başkanlığınca hazırlanacak genel bir yönetmelikte
düzenlenir.[3]
E.
Memuriyette
Adaylık
Sınavı kazananlar, ilgili kurumca önce
aday memur olarak alınırlar. Memur adaylık süresi içinde hizmet içi eğitim alır
ve bir yandan da memuriyete yeterliliği konusunda deneme sürecine tabi tutulur.
Hizmet içi eğitim programında, hem memurluk mesleği ile ilgili temel eğitim ve
hem de sınıfla ilgili hazırlayıcı eğitim verilir.
Adaylık süresi en az bir, en çok iki
yıldır. Aday memur, bu süre içinde yalnızca kendi kurumunda çalıştırılır; diğer
kurumlara nakledilemez.
Temel ve hazırlayıcı eğitim ile staj
devrelerinin birinde başarısız olanlarla, adaylık süresi içinde memuriyetle
bağdaşmayacak hal ve hareketleri saptananların ve göreve devamsızlıkları
görülenlerin, disiplin amirinin teklifi ve atamaya yetkili amirin onayı ile
görevlerine son verilir.
Adaylık süresi içinde ya da sonunda
görevine son verilen aday memurlar, Devlet Personel Başkanlığı’na bildirilir.
Adaylık süresi içinde veya sonunda görevlerine son verilmiş bulunanlar, 3 yıl süre ile devlet memurluğuna
alınmazlar.
F.
Memurluğa
Atanma
Adaylık süresini dolduran ve
hazırlayıcı eğitim programını başarı ile tamamlayan adaylar memur olarak
atanırlar.
Devlet Memurları Kanunu, atamaya
yetkili amirden söz etmekte; ancak bu amirin kim olduğunu belirtmemektedir.
Atama işlemini yapmaya yetkili makamlar, genellikle kuruluş kanunlarında
gösterilmiştir.
Atama iradesinin yazılı olarak beyan
edilmesi gerekir. Tamamlanmış bulunan atama işleminin ilgiliye yazılı olarak da
bildirilmesi, atanan kişinin görevine başlayacağı zamanın belirlenmesi
bakımından önem taşımaktadır.
Atama
işleminin amacı, kamu hizmetinin iyi görülmesi ve böylece kamu yararının
sağlanmasıdır. Bu
nedenle, kişisel yararlara ya da siyasal çıkarlara hizmet
eden bir atama işlemi yapılamaz.
G. Göreve Başlama
İlgili bulunduğu yerdeki bir göreve
atanmış ise; yazılı bildirimi izleyen gün, başka yerdeki bir göreve atanmış
ise; yazılı bildirimden itibaren 15 gün içinde o yere hareket ederek belli yol
süresini izleyen gün işe başlamak zorundadır.
Bu süre içinde belge ile ispatı mümkün zorlayıcı sebepler dışında işe
başlamayanların atamaları iptal edilir; bunlar 1 yıl süre ile devlet memuru
olarak istihdam olunamazlar. Bunların belge ile ispatı mümkün zorlayıcı
nedenlerle göreve başlamama hali iki ayı aştığı takdirde atama işlemi yine
iptal edilir.
H. Memurların Tâbi Olduğu Yükümlülükler ve
Yasaklar
Kamu hizmeti gören memurların
bazı sorumlulukları ve kaçınmaları gereken davranışlar vardır. a. Memurların sorumlulukları:
. Anayasa ve kanunlara saygılı olma
. Tarafsız olma
. Kamu hizmetlerini bizzat ve kesintisiz yürütme
. Hiyerarşik amirlerine itaat gösterme
. Mal bildiriminde bulunma
. Davranış ve giyimlerinde itinalı olma
. Görev mahallerinde ikamet etme
. Resmi belge, araç ve gereçleri görevlerinin bitiminde
iade etme
b. Memurlara yasak olan davranışlar: . İkinci bir görev alma yasağı
. Sanat ve ticaretle uğraşma yasağı
. Siyasi faaliyette bulunma ve siyasi partilere girme
yasağı
. Hediye ve menfaat sağlama yasağı
. Gizli bilgileri ifşa etme yasağı
. Grev yasağı
. Ayrıldığı kuruma karşı görev alma yasağı[4]
NOT
Görevinden herhangi bir nedenle ayrılan bir memur, ayrıldığı tarihten önceki 2 yıl içinde hizmetinde
bulunduğu kuruma karşı, ayrıldığı tarihten itibaren 3 yıl
süre ile kurumdaki görev ve faaliyet alanları ile ilgili konularda, doğrudan
doğruya veya dolaylı olarak görev alamaz, taahhüde giremez,
komisyonculuk ve temsilcilik yapamaz.
I.
Memurların Hak Ve Ayrıcalıkları
Devlet memurlarının hukuksal durumu
yasalarla düzenlenmiş olup bu düzenlemelerle memurlara bir kısım haklar
verilmiştir. Bu haklarla memurların görevlerini, görevin gereği gibi yerine
getirilmesi amacını gütmektedir.
a. Güvenlik Hakkı: Devlet memurlarının
görevlerini belli bir güvenlik ortamında yerine getirmeleri, hem memurlar
açısından, hem kamu hizmeti yönünden gereklidir. Devlet Memurları Kanunu’na
göre; yasalarda belirtilen durumlar dışında, “devlet memurunun memurluğuna son
verilemez, aylık ve başka hakları elinden alınamaz”.
b. Hizmet Hakkı: Memurlar için devlet
hizmetinde çalışmak hem ödev, hem de haktır. Memurların çalışma hakkı, kendi
sınıfı içinde, kazanılmış hak derecesiyle herhangi bir görevde
çalıştırılabilmesidir.
Memurlar belli bir görevde çalışma hakkına sahip değillerdir.
Memurun göreceği hizmeti, hizmet
yerine ve hizmetin gereklerine göre idare belirler.
c. Terfi Hakkı
.
Yatay İlerleme (Kademe İlerlemesi)
Memurlar birtakım sınıflara ayrılmış ve
her bir sınıf için bir takım dereceler ve her bir derecenin içinde de bir takım
kademeler kabul edilmiştir. Yatay ilerleme bir devlet memurunun bulunduğu
derece içindeki kademesinin ilerlemesidir.
Bir devlet memurunun kademede ilerleyebilmesi için şu üç
koşulun bir arada bulunması zorunludur:
- Bulunduğu
kademede en az bir yıl çalışmış olmak,
- Yıl
içindeki performans ölçütlerinde başarı göstermek,
- Bulunduğu
derecede ilerleyebileceği bir kademenin bulunması.
Yatay ilerleme devlet memuruna tanımış mutlak bir hak olup,
idarenin koşulları gerçekleşmiş ise,
memurun kademesini ilerletip ilerletmemek konusunda bir
takdir yetkisi yoktur.
.
Dikey İlerleme (Derece İlerlemesi)
Memurun bulunduğu sınıf içinde bir alt dereceden bir üst
dereceye geçmesidir. Derece yükselmesinin
şartları şunlardır:
- Üst
derecede açık bir kadronun bulunması,
- Alt
derece içinde en az üç yıl ve bu derecenin üçüncü kademesinde bir yıl bulunmuş
olmak.
- İlerlenecek
derece için (varsa) öngörülmüş koşulları taşımak (öğrenim koşulu gibi)
- Özlük
dosyası bakımından üst dereceye yükselebilecek niteliklere sahip olmak
UYARI
ÖZLÜK
DOSYASI
Devlet Memurları Kanunu’nda yapılan
2011 değişikliği ile birlikte, memuriyette sicil notu uygulaması kaldırılmış ve
yerine memur bilgi sistemi olarak anılan özlük
dosyası getirilmiştir.
Memurlar, Türkiye Cumhuriyeti kimlik
numarası esas alınarak kurumlarınca tutulacak personel bilgi sistemine
kaydolunurlar. Her memur için bir özlük dosyası tutulur.
Özlük dosyasına, memurun mesleki
bilgileri, mal bildirimleri; varsa inceleme, soruşturma, denetim raporları,
disiplin cezaları ile ödül ve başarı belgesi verilmesine ilişkin bilgi ve
belgeler konulur.
Memurların başarı,
yeterlik ve
ehliyetlerinin tespitinde, kademe
ilerlemelerinde, derece yükselmelerinde, emekliye ayrılmalarında veya
hizmetle ilişkilerinin kesilmesinde, hizmet gerekleri yanında özlük dosyaları
göz önünde bulundurulur.
Özlük dosyalarının tutulma esasları ile
özlük dosyalarında yer alacak belgelere ilişkin usûl ve esaslar Devlet Personel
Başkanlığınca belirlenir.
d.
İzin Hakkı
Devlet Memurları Kanunu 4 tip izin durumu düzenlemiştir:
1. Yıllık İzin
Devlet memurlarının yıllık izin süresi,
hizmeti 1 yıldan on yıla kadar (On yıl dahil) olanlar için 20 gün, hizmeti on yıldan fazla olanlar için 30 gündür. Zorunlu hallerde bu sürelere gidiş ve dönüş için en çok
ikişer gün eklenebilir.
Yıllık izinler, amirin uygun bulacağı zamanlarda, toptan
veya ihtiyaca göre kısım kısım kullanılabilir.
Birbirini izleyen iki yılın izni bir arada verilebilir.
Öğretmenler yaz tatili ile dinlenme
tatillerinde izinli sayılırlar. Öğretmenlere, hastalık ve diğer mazeret
izinleri dışında, ayrıca yıllık izin verilmez.
Hizmetleri sırasında radyoaktif ışınlara maruz kalan
personele, her yıl yıllık izinlerine ilaveten 1 aylık
sağlık izni verilir.
2. Mazeret İzni
. Doğum İzni:
Kadın memura; doğumdan önce 8, doğumdan sonra 8 hafta olmak üzere toplam 16 hafta süreyle analık izni verilir.
Çoğul gebelik durumunda, doğum öncesi sekiz haftalık analık izni süresine iki
hafta eklenir.
Beklenen doğum tarihinden sekiz hafta
öncesine kadar sağlık durumunun çalışmaya uygun olduğunu doktor raporuyla
belgeleyen kadın memur, isteği hâlinde doğumdan önceki üç haftaya kadar
kurumunda çalışabilir. Bu durumda, doğum öncesinde bu rapora dayanarak fiilen
çalıştığı süreler doğum sonrası analık izni süresine eklenir.
Doğumun erken gerçekleşmesi sebebiyle,
doğum öncesi analık izninin kullanılamayan bölümü de doğum sonrası analık izni
süresine ilave edilir.
Memura, eşinin doğum yapması hâlinde, isteği üzerine 10 gün babalık izni verilir.
. Evlenme ve Ölüm
İzni: Kendisinin veya çocuğunun evlenmesi ya da eşinin, çocuğunun,
kendisinin veya eşinin ana, baba ve kardeşinin ölümü hâllerinde isteği üzerine 7 gün izin verilir.
. Emzirme İzni:
Kadın memura, çocuğunu emzirmesi için doğum sonrası analık izni süresinin bitim
tarihinden itibaren ilk altı ayda günde 3 saat, ikinci altı ayda günde 1,5 saat
süt izni verilir. Süt izninin hangi saatler arasında ve günde kaç kez
kullanılacağı hususunda, kadın memurun tercihi esastır.
NOT
Mazeret ve yıllık izinler dışında,
merkezde atamaya yetkili amir, ilde vali, ilçede kaymakam ve yurt dışında
diplomatik misyon Şefi tarafından, birim amirinin muvafakati ile bir yıl içinde
toptan veya bölümler hâlinde, mazeretleri sebebiyle memurlara on gün izin verilebilir.
Zaruret
hâlinde öğretmenler hariç olmak üzere, aynı usûlle on gün daha mazeret izni verilebilir. Bu
takdirde, ikinci kez verilen bu izin, yıllık izinden
düşülür.
3.
Hastalık ve Refakat İzni
Memura, aylık ve özlük hakları
korunarak, verilecek raporda gösterilecek lüzum üzerine, kanser, verem ve akıl hastalığı gibi uzun
süreli bir tedaviye ihtiyaç gösteren hastalığı hâlinde 18 aya kadar, diğer hastalık hâllerinde ise 12 aya
kadar izin verilir.
Memurun, hastalığı sebebiyle yataklı
tedavi kurumunda yatarak gördüğü tedavi süreleri, hastalık iznine ait sürenin hesabında dikkate alınır.
Bu
maddede yazılı azamî süreler kadar izin verilen memurun, bu iznin sonunda işe
başlayabilmesi için,
iyileştiğine dair raporu ibraz etmesi zorunludur.
UYARI
İzin süresinin sonunda, hastalığının devam ettiği resmî
sağlık kurulu raporu ile tespit
edilen memurun izni, birinci fıkrada belirtilen süreler kadar uzatılır, bu
sürenin sonunda da iyileşemeyen
memur hakkında emeklilik hükümleri uygulanır.
DİKKAT
Görevi sırasında veya görevinden dolayı bir kazaya veya
saldırıya uğrayan veya bir meslek hastalığına tutulan memur, iyileşinceye kadar
izinli sayılır.
4.
Aylıksız İzin
Memura, bakmakla yükümlüğü olduğu ve
refakat etmediği takdirde hayatı tehlikeye girecek ana, baba, eş ve çocukları
ile kardeşlerinden birinin ağır bir kaza geçirmesi veya tedavisi uzun süren bir
hastalığının bulunması hâllerinde verilen iznin bitiminden itibaren, sağlık
kurulu raporuyla belgelendirilmesi şartıyla, istekleri üzerine 18 aya kadar aylıksız izin verilebilir.
Doğum yapan memura, doğum sonrası
analık izni süresinin bitiminden; eşi doğum yapan memura ise, doğum tarihinden
itibaren istekleri üzerine 24 aya kadar
aylıksız izin verilir.
Üç yaşını doldurmamış bir çocuğu eşiyle
birlikte veya münferit olarak evlat edinen memurlar ile memur olmayan eşin
münferit olarak evlat edinmesi hâlinde memur olan eşlerine, çocuğun ana ve
babasının rızasının kesinleştiği tarihten veya vesayet dairelerinin izin verme
tarihinden itibaren, istekleri üzerine 24
aya kadar aylıksız izin verilir.
Özel burs sağlayan ve bu burstan
istifade etmesi için kendilerine aylıksız izin verilenler de dâhil olmak üzere
burslu olarak ya da bütçe imkânlarıyla yetiştirilmek üzere yurtdışına
gönderilen veya sürekli görevle yurtiçine ya da yurtdışına atanan veya en az
altı ay süreyle yurtdışında geçici olarak görevlendirilen memurlar veya diğer
personel kanunlarına tâbi olanlar ile yurtdışına kamu kurumlarınca gönderilmiş
olan öğrencilerin memur olan eşlerine
görev veya öğrenim süresi içinde aylıksız izin verilebilir.
Memura, yıllık izinde esas alınan
süreler itibarıyla 5 hizmet yılını tamamlamış olması ve isteği hâlinde
memuriyeti boyunca ve en fazla iki defada kullanılmak üzere, toplam bir 1 yıla kadar aylıksız izin verilebilir.
Ancak, sıkıyönetim, olağanüstü hâl veya genel hayata müessir afet hâli ilan
edilen bölgelere belli bir süre görev yapmak üzere zorunlu olarak sürekli
görevle atananlar hakkında bu bölgelerdeki görev süreleri içinde bu fıkra hükmü
uygulanmaz.
DİKKAT
Muvazzaf askerliğe ayrılan memurlar askerlik süresince
görev yeri saklı kalarak aylıksız izinli sayılır.
e.
Mali Haklar
1.
Maaş
Maaş, memurlara hizmetleri
karşılığında, kadroya dayanılarak, ay itibariyle
ödenen paradır. Maaşın teferruatları ise, makam ve temsil ödenekleri,
mahrumiyet zammı, iş güçlüğü, iş riski ya da eleman temininde güçlük zammı,
yolluklar ve ikamet gündelikleri gibi ödeneklerdir.
Maaşa hak kazanabilmek için memurun işe
başlaması gerekir. Memurun hizmet ve kadro karşılığı olan maaşı üzerindeki
hakkından vazgeçmesi hukukî bir hüküm ifade etmeyeceği gibi, işlememiş olan
maaş üzerinde yapılacak bir anlaşmanın da hukukî bir değeri yoktur.
657 sayılı Kanunda, memurlar için 15
derece kabul edilmiş olup, her derece içindeki her bir kademenin aylığına esas
teşkil eden rakamlar bir gösterge tablosunda gösterilmiştir. Gösterge
tablosunda yer alan bu rakamlar, her yıl bütçe kanunu ile yeniden belirlenen
katsayı ile çarpılma suretiyle memurun brüt maaşı bulunur. İdarenin maaş
konusunda hüküm beyan etme yetkisi bulunmamaktadır.
2.
Emekli Maaşı
Emeklilik maaşı, emekli statüsüne giren
bir devlet memuruna, hizmet yılına ve emekliye esas olan maaşına göre ödenen
aylıktır.
Emekliye esas maaşın belirlenmesinde
özel bir gösterge tablosu uygulanmaktadır. Bu gösterge tablosunda her bir
derece ve kademenin karşısında bulunan rakam her yıl bütçe kanunu ile yeniden
belirlenen kat sayı ile çarpılmak suretiyle emekliye esas maaş bulunmaktadır.
30 yıl hizmeti olan emekli memura,
emekliye esas maaşının %70’i emekli aylığı olarak ödenmektedir. 30 yıldan çok
hizmeti olanlara, her bir hizmet bir yılı için %1 eklenmekte; 30 yıldan az
hizmeti olanlar için ise, otuz yıldan az her bir hizmet yılı için %1
indirilmektedir. Hizmet süresinin 40 yıldan fazlası, emekli aylığının hesaplanmasında
dikkate alınmamaktadır.
Emekli
İkramiyesi
Emekli ikramiyesi, emekliye ayrılan
devlet memuruna, her bir hizmet yılı için bir maaş tutarında olmak üzere ödenen
ikramiyedir. İkramiye, emekliye esas tutulan son aylık üzerinden hesaplanır. Emekli
ikramiyesinin hesaplanmasında, 30 hizmet yılından fazlası dikkate alınmaz.
3.
Dul ve Yetim
Maaşı
Dul ve yetim aylığı, ölen memurun ya da
emeklinin dul kalan eşine, çocuklarına, ana ve babasına ödenir. Dul eşe ve kız
çocuğa evlenmemek kaydıyla, ana-babaya muhtaç olmak koşuluyla, erkek çocuğa da
belli bir yaşa kadar maaş ödenir.
Dul
eşe emekli aylığının %50’si, anne, baba ve çocukların her birine ise emekli
aylığının %25’i
oranında maaş verilir.
4.
Toptan Ödeme
Toptan ödeme, emekli maaşı bağlanması için yeterli hizmeti
olmayanlara yapılan ödemedir.
Toptan
ödeme tutarı, hizmet süresinin son emeklilik keseneğine esas teşkil eden maaşın
2 katının
çarpımı suretiyle bulunur. Toptan ödeme, memura ve ölümü
halinde ise dul ve yetimlerine yapılır.
J.
Memurlar Hakkında Disiplin Soruşturması
Memurların çalıştığı kurumun iç
düzenini bozmaya yönelik davranışlarına
disiplin suçları, bunlara uygulanan yaptırımlara da disiplin cezaları denir.
Ceza hukuku ile toplum düzenine aykırı
davranışlar, disiplin cezaları ile bir kurumun düzenine aykırı davranışlar cezalandırılır. Bazen bir
tutum hem kurumun hem de toplumun düzenini bozabilir. Bu gibi durumlarda memur
hakkında hem disiplin hem de ceza kovuşturması yapılır.
Devlet
Memurları Kanunu 5 tür disiplin cezası öngörmüştür:
1.
Uyarma:
Memura, görevinde ve davranışlarında
daha dikkatli olması gerektiğinin yazı ile bildirilmesidir. Uyarma cezasını
gerektiren fiil ve haller şunlardır:
a)
Verilen emir ve görevlerin tam ve zamanında
yapılmasında, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasların yerine
getirilmesinde, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçlerin korunması,
kullanılması ve bakımında kayıtsızlık göstermek veya düzensiz davranmak,
b) Özürsüz
veya izinsiz olarak göreve geç gelmek, erken ayrılmak, görev mahallini terk
etmek,
c)
Kurumca belirlenen tasarruf tedbirlerine riayet
etmemek,
d) Usulsüz
müracaat veya şikâyette bulunmak,
e) Devlet
memuru vakarına yakışmayan tutum ve davranışta bulunmak,
f)
Görevine veya iş sahiplerine karşı kayıtsızlık göstermek
veya ilgisiz kalmak,
g)
Belirlenen kılık ve kıyafet hükümlerine aykırı
davranmak,
h) Görevin
işbirliği içinde yapılması ilkesine aykırı davranışlarda bulunmak.
2.
Kınama:
Memura, görevinde ve davranışlarında
kusurlu olduğunun yazı ile
bildirilmesidir. Kınama cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır:
a)
Verilen emir ve görevlerin tam ve zamanında
yapılmasında, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasların yerine
getirilmesinde, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçlerin korunması,
kullanılması ve bakımından kusurlu davranmak,
b) Eşlerinin,
reşit olmayan veya mahcur olan çocuklarının kazanç getiren sürekli
faaliyetlerini belirlenen sürede kurumuna bildirmemek,
c)
Görev sırasında amire hal ve hareketi ile saygısız
davranmak,
d) Hizmet
dışında Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte
davranışlarda bulunmak,
e) Devlete
ait resmi araç, gereç ve benzeri eşyayı özel işlerinde kullanmak,
f)
Devlete ait resmi belge, araç, gereç ve benzeri eşyayı
kaybetmek,
g)
İş arkadaşlarına, maiyetindeki personele ve iş
sahiplerine kötü muamelede bulunmak,
h) İş
arkadaşlarına ve iş sahiplerine söz veya hareketle sataşmak,
ı) Görev mahallinde genel ahlak ve edep dışı davranışlarda
bulunmak ve bu tür yazı yazmak, işaret, resim ve benzeri şekiller çizmek ve yapmak,
j) Verilen emirlere itiraz etmek,
k) Borçlarını
kasten ödemeyerek hakkında yasal yollara başvurulmasına neden olmak,
l)
Kurumların huzur, sükun ve çalışma düzenini bozmak.
m)
Yetkili olmadığı halde basına, haber ajanslarına veya
radyo ve televizyon kurumlarına bilgi veya demeç vermek.
3.
Aylıktan kesme:
Memurun,
brüt aylığından 1/30 - 1/8 arasında kesinti
yapılmasıdır. Aylıktan kesme
cezasını gerektiren
fiil ve haller şunlardır:
a)
Kasıtlı olarak; verilen emir ve görevleri tam ve
zamanında yapmamak, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasları
yerine getirmemek, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçleri korumamak,
bakımını yapmamak, hor kullanmak,
b) Özürsüz
olarak bir veya iki gün göreve gelmemek,
c)
Devlete ait resmi belge, araç, gereç ve benzerlerini
özel menfaat sağlamak için kullanmak,
d) Görevle
ilgili konularda yükümlü olduğu kişilere yalan ve yanlış beyanda bulunmak,
e) Görev
sırasında amirine sözle saygısızlık etmek,
f)
Görev yeri sınırları içerisinde her hangi bir yerin
toplantı, tören ve benzeri amaçlarla izinsiz olarak kullanılmasına yardımcı
olmak,
g)
Hizmet içinde Devlet memurunun itibar ve güven
duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak.
4.
Kademe ilerlemesinin durdurulması:
Fiilin
ağırlık derecesine göre memurun, bulunduğu kademede ilerlemesinin 1 - 3 yıl durdurulmasıdır.
Kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını
gerektiren fiil ve haller şunlardır: a)
Göreve sarhoş gelmek, görev yerinde alkollü içki içmek,
b) Özürsüz
ve kesintisiz 3 - 9 gün göreve gelmemek,
c)
Görevi ile ilgili olarak her ne şekilde olursa olsun
çıkar sağlamak,
d) Amirine
veya maiyetindekilere karşı küçük düşürücü veya aşağılayıcı fiil ve hareketler
yapmak,
e) Görev
yeri sınırları içinde herhangi bir yeri toplantı, tören ve benzeri amaçlarla
izinsiz kullanmak veya kullandırmak,
f)
Gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek,
g)
Ticaret yapmak veya Devlet memurlarına yasaklanan diğer
kazanç getirici faaliyetlerde bulunmak,
h) Görevin
yerine getirilmesinde dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve
mezhep ayrımı yapmak, kişilerin yarar veya zararını hedef tutan davranışlarda
bulunmak, i) Belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmamak,
j)
Açıklanması yasaklanan bilgileri açıklamak,
k) Amirine,
maiyetindekilere, iş arkadaşları veya iş sahiplerine hakarette bulunmak veya
bunları tehdit etmek,
l)
Diplomatik statüsünden yararlanmak suretiyle yurt
dışında, haklı bir sebep göstermeksizin ödeme kabiliyetinin üstünde borçlanmak
ve borçlarını ödemedeki tutum ve davranışlarıyla Devlet itibarını zedelemek
veya zorunlu bir sebebe dayanmaksızın borcunu ödemeden yurda dönmek, m) Verilen
görev ve emirleri kasten yapmamak,
n) Herhangi bir siyasi parti yararına veya zararına fiilen
faaliyette bulunmak.
5.
Devlet memurluğundan çıkarma:
Bir daha Devlet memurluğuna atanmamak
üzere memurluktan çıkarmaktır. Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren
fiil ve haller şunlardır:
a)
İdeolojik veya siyasi amaçlarla kurumların huzur, sükûn
ve çalışma düzenini bozmak, boykot, işgal, kamu hizmetlerinin yürütülmesini
engelleme, işi yavaşlatma ve grev gibi eylemlere katılmak veya bu amaçlarla
toplu olarak göreve gelmemek, bunları tahrik ve teşvik etmek veya yardımda
bulunmak,
b)
Yasaklanmış her türlü yayını veya siyasi veya ideolojik
amaçlı bildiri, afiş, pankart, bant ve benzerlerini basmak, çoğaltmak, dağıtmak
veya bunları kurumların herhangi bir yerine asmak veya teşhir etmek, c) Siyasi
partiye girmek,
d) Özürsüz
olarak bir yılda toplam 20 gün göreve gelmemek,
e) Savaş,
olağanüstü hal veya genel afetlere ilişkin konularda amirlerin verdiği görev
veya emirleri yapmamak,
f)
Amirlerine, maiyetindekilere ve iş sahiplerine fiili
tecavüzde bulunmak,
g)
Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede
yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak, h) Yetki almadan gizli
bilgileri açıklamak,
ı) Siyasi ve ideolojik eylemlerden arananları görev
mahallinde gizlemek,
j)
Yurt dışında Devletin itibarını düşürecek veya görev
haysiyetini zedeleyecek tutum ve davranışlarda bulunmak,
k) 5816
sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkındaki Kanuna aykırı fiilleri
işlemek.
K.
Disiplin Cezası Vermeye Yetkili Amir ve Kurullar
Uyarma, kınama ve aylıktan kesme
cezaları disiplin amirleri tarafından; kademe ilerlemesinin durdurulması
cezası, memurun bağlı olduğu kurumdaki disiplin kurulunun kararı alındıktan
sonra, atamaya yetkili amirler tarafından; il disiplin kurullarının kararlarına
dayanan hallerde Valiler tarafından verilir.
Devlet memurluğundan çıkarma cezası
amirlerin bu yoldaki isteği üzerine, memurun bağlı bulunduğu kurumun Yüksek
Disiplin Kurulu kararı ile verilir.
Disiplin
kurulu ve yüksek disiplin kurulunun ayrı bir ceza tayinine yetkisi yoktur,
cezayı kabul veya
reddeder. Red halinde atamaya yetkili amirler 15 gün
içinde başka bir disiplin cezası vermekte serbesttirler.
DİKKAT
Disiplin amirleri
tarafından verilen uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarına karşı disiplin
kuruluna, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasına karşı yüksek disiplin
kuruluna itiraz edilebilir. İtirazda
süre, kararın ilgiliye tebliği tarihinden itibaren 7 gündür. İtiraz mercileri,
itiraz dilekçesi ile karar ve eklerinin kendilerine intikalinden itibaren 30
gün içinde kararlarını vermek zorundadır.
UYARI
Disiplin cezalarına karşı (uyarma ve kınama cezaları dahil)
idari yargı yoluna başvurulabilir.
MEMURLARIN DİSİPLİN REJİMLERİ TABLOSU
|
KİMLER VERİR
Soruşturma
Zamanaşımı
|
SAVUNMA
SÜRESİ
|
Cezada Karar
Süreleri
|
CEZALARA İTİRAZ MERCİ VE KARAR
SÜRELERİ
|
UYARMA
Memura
dikkatli olmasının
yazıyla bildirilmesi
|
DİSİPLİN
AMİRİ
Öğrenmeden
itibaren 1 ay her hâlükârda 2 yıl
içinde soruşturmaya
başlamalı
|
EN AZ
YEDİ GÜN
|
15 GÜN
|
7 gün içinde disiplin kuruluna
itiraz edilir. Disiplin
Kurulu da en geç 30 gün içinde karar verir
|
KINAMA
Memura
kusurlu olduğunun
yazıyla bildirilmesi
|
DİSİPLİN
AMİRİ
Öğrenmeden
itibaren 1 ay her hâlükârda 2 yıl
içinde soruşturmaya başlamalı
|
EN AZ
YEDİ GÜN
|
15 GÜN
|
7 gün içinde disiplin kuruluna
itiraz edilir. Disiplin Kurulu
da en geç 30 gün içinde karar verir
|
AYLIKTAN KESME
Maaş 1/8
ile 1/30 arasında kesilir
|
DİSİPLİN
AMİRİ
Öğrenmeden
itibaren 1 ay her hâlükârda 2 yıl
içinde soruşturmaya başlamalı
|
EN AZ
YEDİ GÜN
|
15 GÜN
|
7 gün içinde disiplin kuruluna
itiraz edilir. Disiplin
Kurulu da en geç 30 gün içinde karar verir
|
KADEME İLERLEMESİNİN
DURDURULMASI
1 ila 3
yıl arasında durur
|
DİSİPLİN
KURULUNUN
KARARI ÜZERİNE +ATAMAYA YETKİLİ AMİR
Öğrenmeden
itibaren 1 ay her hâlükârda 2 yıl
içinde soruşturmaya başlamalı
|
EN AZ
YEDİ GÜN
|
30 GÜN
|
7 gün içinde YÜKSEK
DİSİPLİN
KURULUNA itiraz edilir. Yüksek Disiplin
Kurulu da en geç 30
gün
içinde karar verir
|
ÇIKARMA
|
YÜKSEK
DİSİPLİN KURULU
Öğrenmeden
itibaren 6 ay her hâlükârda 2 yıl
içinde soruşturmaya başlamalı
|
EN AZ
YEDİ GÜN
|
6 AY
|
ÇIKARMA
CEZALARINA İTİRAZ EDİLEMEZ DAVA
AÇILMALIDIR
|
L.
Görevden Uzaklaştırma
Görevden uzaklaştırma, kamu
hizmetlerinin gerektirdiği hallerde, görevi başında kalmasında sakınca görülen Devlet memurları
hakkında alınan ihtiyati bir tedbirdir.
Görevden uzaklaştırma tedbiri, soruşturmanın herhangi bir
safhasında alınabilir.
Görevden Uzaklaştırmaya Yetkili Olan Kişiler: a) Atamaya yetkili
amirler;
b) Bakanlık
ve genel müdürlük müfettişleri;
c)
İllerde valiler;
ç) İlçelerde kaymakamlar (İlçe idare Şube başkanları
hakkında valinin muvafakati şarttır.)
Görevden
Uzaklaştıran Amirin Sorumluluğu:
Görevinden uzaklaştırılan Devlet
memurları hakkında görevden uzaklaştırmayı izleyen 10 iş günü içinde soruşturmaya başlanması şarttır.
Memuru
görevden uzaklaştırdıktan sonra memur hakkında derhal soruşturmaya başlamayan,
keyfi
olarak tasarrufta bulunan amirler, hukuki, mali ve cezai
sorumluluğa tabidirler.
Memurun Göreve Tekrar Başlatılmasının
Zorunlu Olduğu Haller: Soruşturma veya yargılama sonunda yetkili
mercilerce:
a)
Haklarında memurluktan çıkarmadan başka bir disiplin
cezası verilenler;
b) Yargılamanın
men'ine veya beraatına karar verilenler;
c)
Hükümden evvel haklarındaki kovuşturma genel af ile
kaldırılanlar;
ç) Görevlerine ve memurluklarına ilişkin olsun veya
olmasın memurluğa engel olmayacak bir ceza ile hükümlü olup cezası ertelenenler
bu kararların kesinleşmesi üzerine görevden uzaklaştırma tedbiri kaldırılır.
Görevden
Uzaklaştırılan veya Görevinden Uzak Kalan Memurların Hak ve Yükümlülüğü:
Görevden uzaklaştırılan ve görevi ile
ilgili olsun veya olmasın herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınan
memurlara bu süre içinde aylıklarının 2/3’ü
ödenir. Bu gibiler bu Kanunun öngördüğü sosyal hak ve yardımlardan faydalanmaya
devam ederler.
Memurun görevine iade edilmesi halinde,
aylıklarının kesilmiş olan üçte biri kendilerine ödenir ve görevden uzakta
geçirdikleri süre, derecelerindeki kademe ilerlemesinde ve bu sürenin derece
yükselmesi için gerekli en az bekleme süresini aşan kısmı, üst dereceye
yükselmeleri halinde, bu derecede kademe ilerlemesi yapılmak suretiyle
değerlendirilir.
Görevden
Uzaklaştırmada Süre
Görevden uzaklaştırma; bir disiplin
kovuşturması icabından olduğu takdirde en
çok 3 ay devam edebilir. Bu süre sonunda hakkında bir karar verilmediği
takdirde memur görevine başlatılır.
Bir ceza kovuşturması icabından olduğu
takdirde görevinden uzaklaştırmaya yetkili amir ilgilinin durumunu her 2 ayda bir inceleyerek görevine
dönüp dönmemesi hakkında bir karar verir ve ilgiliye tebliğ eder.
M.
Memurluğun Sona Ermesi
Memurluğun sona ermesi 7 şekilde
oluşur. Bunlar; çekilme, çekilmiş sayılma, çıkarılma, koşullarda eksiklik,
bağdaşmazlık, emeklilik ve ölümdür.[5]
Çıkarma sürecine yukarıda değinildiği için, burada diğerlerini açıklayacağız.
1.
Çekilme (İstifa)
Memurun tek taraflı irade beyanı ile ve
kendi isteği neticesinde memurluktan ayrılmasına
çekilme denir. Çekilen memur görevinden derhal ayrılamaz. Daha açık bir ifade ile kendi yerine gelecek memuru beklemesi
gerekir. Aksi halde devlet memurluğu görevine belirli bir süre veya hayat boyu tekrar alınmaması söz konusu
olur.
Devlet memuru bağlı olduğu kuruma
yazılı olarak müracaat etmek suretiyle memurluktan
çekilme isteğinde bulunabilir.
Mazeretsiz olarak görevin terk edilmesi
ve bu terkin kesintisiz on gün devam
etmesi halinde yazılı müracaat şartı
aranmaksızın, çekilme isteğinde bulunulmuş sayılır.
Çekilmek isteyen memur yerine atanan
kimsenin gelmesine veya çekilme isteğinin
kabulüne kadar görevine devam eder. Yerine atanan kimse bir aya kadar
gelmediği veya yerine bir vekil
atanmadığı takdirde üstüne haber vererek görevini bırakabilir. Olağanüstü mazeretle çekilenler, üstüne haber
vermek şartıyla bir ay kaydına tabi değildirler.
2.
Çekilmiş (Müstafi) Sayılma
-
Kanun, kadro açığı bulunan memurun eski sınıf ve
derecesine eşit bir göreve atanmasına karşın görevine başlamamasını çekilmiş
sayılma için yeterli bir neden olarak öngörmüştür.
-
Memurun göreve başlaması konusunda belirtildiği
şekliyle, başka bir yerdeki göreve atananlardan 15 gün içinde görev yerine
hareket ederek, belli yol süresi sonunda yeni görevine başlamayanlar için, 10
günlük bir süre daha verilir. Bu süre içinde zorlayıcı nedenler olmaksızın,
göreve başlamayanlar memurluktan çekilmiş sayılır. (Toplam 25 gün)
-
Memurun izinsiz ya da kurumlarınca kabul edilen özrü
olmaksızın görevine terk etmesi ve terkin aralıksız olarak 10 gün sürmesi
durumunda, yazılı olarak başvurma şartı aranmaksızın çekilme isteğinde
bulunduğu varsayılır.
Çekilmiş sayılan memur, 1 yıl geçmedikçe yeniden memur
olarak atanamaz.
3. Koşullarda Eksiklik
Kişinin,
memurluğa alınma şartlarından her hangi birini taşımadığının sonradan
anlaşılması veya
memurlukları sırasında bu şartlardan her hangi birini
kaybetmesi halinde memurluk sona erer.
4. Bağdaşmazlık
Memuriyet, bu meslekle bağdaşmayan bir görevin alınması
halinde sona erer.
5. Ölüm
Memurun ölüm tarihinden itibaren
memurluk niteliği sona erer ve kanuni mirasçılarının hakları doğmuş olur.
6. Emeklilik
Belirli bir yaş haddini veya hizmet
yılı süresini dolduran memurların statüsünün sona erdirilmesine emeklilik
denir. Emeklilik işlemi bir idarî işlemdir. Emeklilikten sonra bu statü,
içindeki işlemler Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yürütülür.
N.
MEMURLAR HAKKINDA DİSİPLİN KOVUŞTURMASI (MEMUR YARGILAMASI)
Devlet memurlarının görevleri ile
ilgili veya görevleri sırasında işledikleri suçlardan dolayı soruşturma ve
kovuşturma yapılması ve haklarında dava açılması özel hükümlere tabidir.
Memurların yargılanması 4483 sayılı
Memurlar Ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’la
düzenlenmiştir. Bu kanun memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri
sebebiyle işledikleri suçlar hakkında uygulanır. Ancak ağır cezayı gerektiren
suçüstü hali genel hükümlere, disipline ilişkin fiiller ise Devlet Memurları
Kanunu’na tâbidir.
NOT
Memurların görevleri dışında işledikleri suçlar ise hizmet
dışı kusur olarak değerlendirilir ve genel
hükümlere tâbidir.
a. Soruşturma İzni
Cumhuriyet başsavcıları, memurlar ve diğer
kamu görevlilerinin bir suç işlediklerine dair ihbar, şikâyet, bilgi, belge veya bulguları öğrendiklerinde,
durumu soruşturmaya izin vermeye yetkili mercie iletirler ve bu merciden soruşturma izni almalıdırlar.
Suç haberinin alındığı bu aşamada memur hakkında soruşturmaya devam
edilebilmesi için yetkili makamın iznine ihtiyaç vardır. Bu izni vermeye
yetkili merciler şunlardır:
-
İlçede görevli memurlar ve diğer kamu
görevlileri hakkında kaymakam,
-
İlde ve merkez ilçede görevli memurlar ve diğer
kamu görevlileri hakkında vali,
-
Bölge düzeyinde teşkilatlanan kurum ve
kuruluşlarda görev yapan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında görev yaptıkları ilin
valisi,
-
Başbakanlık ve bakanlıkların merkez ve bağlı
veya ilgili kuruluşlarında görev yapan diğer memur ve kamu görevlileri hakkında o kuruluşun
en üst idarî
-
Bakanlar Kurulu kararı ile veya Başbakanlık ve
bakanlıklar ile bağlı kuruluşların merkez teşkilâtında görevli olup, ortak
kararla atanan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında ilgili bakan veya Başbakan,
-
Türkiye Büyük Millet Meclisinde görevli memurlar
ve diğer kamu görevlileri hakkında Türkiye
Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri ve yardımcıları hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı,
-
Cumhurbaşkanlığında görevli memurlar ve diğer
kamu görevlileri hakkında Cumhurbaşkanlığı
Genel Sekreteri, Cumhurbaşkanlığı
Genel Sekreteri hakkında Cumhurbaşkanı,
-
Büyükşehir belediye başkanları, il ve ilçe
belediye başkanları; büyükşehir, il ve ilçe belediye meclisi üyeleri ile il
genel meclisi üyeleri hakkında İçişleri
Bakanı,
-
İlçelerdeki belde belediye başkanları ve belde
belediye meclisi üyeleri hakkında kaymakam, merkez ilçelerdeki belde belediye
başkanları ve belde belediye meclisi üyeleri hakkında bulundukları ilin valisi,
-
Köy ve mahalle muhtarları ile bu Kanun kapsamına
giren diğer memurlar ve kamu görevlileri hakkında ilçelerde kaymakam, merkez ilçede validir.
b. Ön inceleme
İzin vermeye yetkili merci, Memurlar Ve
Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun kapsamına giren bir suç
işlediğini bizzat veya yukarıda yazılı şekilde öğrendiğinde bir ön inceleme
başlatır.
Ön inceleme, izin vermeye yetkili merci
tarafından bizzat yapılabileceği gibi, görevlendireceği bir veya birkaç denetim
elemanı veya hakkında inceleme yapılanın üstü konumundaki memur ve kamu
görevlilerinden biri veya birkaçı eliyle de yaptırılabilir.
İnceleme yapacakların, izin vermeye
yetkili merciin bulunduğu kamu kurum veya kuruluşunun içerisinden belirlenmesi
esastır. İşin özelliğine göre bu merci, anılan incelemenin başka bir kamu kurum
veya kuruluşunun elemanlarıyla yaptırılmasını da ilgili kuruluştan isteyebilir.
Bu isteğin yerine getirilmesi, ilgili kuruluşun takdirine bağlıdır. Yargı
mensupları ile yargı kuruluşlarında çalışanlar ve askerler, başka mercilerin ön
incelemelerinde görevlendirilemez.
Ön inceleme ile görevlendirilen kişiler
birden fazla ise içlerinden biri başkan olarak belirlenir. Ön inceleme ile
görevlendirilen kişi veya kişiler, bakanlık müfettişleri ile kendilerini
görevlendiren merciin bütün yetkilerini haiz olup, bu Kanunda hüküm bulunmayan
hususlarda Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununa göre işlem yapabilirler; hakkında
inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesini de almak
suretiyle yetkileri dahilinde bulunan gerekli bilgi ve belgeleri toplayıp,
görüşlerini içeren bir rapor düzenleyerek durumu izin vermeye yetkili mercie
sunarlar.
Ön inceleme birden çok kişi tarafından
yapılmışsa, farklı görüşler raporda gerekçeleriyle ayrı ayrı belirtilir.
Yetkili merci bu rapor üzerine soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine
karar verir. Bu kararlarda gerekçe gösterilmesi zorunludur.
c.
Soruşturma
İzni
Yetkili merci, soruşturma izni
konusundaki kararını suçun öğrenilmesinden itibaren ön inceleme dahil en geç otuz gün içinde verir. Bu süre,
zorunlu hallerde onbeş günü geçmemek üzere bir defa uzatılabilir.
Yetkili merci, belirtilen süreler
içinde memur veya diğer kamu görevlisi hakkında soruşturma izni verilmesi veya
verilmemesi konusunda karar vermek zorundadır. Soruşturma izni, şikayet, ihbar
veya iddia konusu olaylar ile bunlara bağlı olarak ileride soruşturma sırasında
ortaya çıkabilecek konuları kapsar.
Soruşturma sırasında izin verilen olay
ve konudan tamamen ayrı veya farklı bir suç olarak nitelendirilebilecek bir
fiil ortaya çıktığında, yeniden izin alınması zorunludur. Suçun hukukî
niteliğinin değişmesi, yeniden izin alınmasını gerektirmez.
d. İtiraz
Yetkili merci, soruşturma izni
verilmesine veya verilmemesine ilişkin kararını Cumhuriyet başsavcılığına,
hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisine ve varsa
şikâyetçiye bildirir.
Soruşturma izni verilmesine ilişkin
karara karşı hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisi;
soruşturma izni verilmemesine ilişkin karara karşı ise Cumhuriyet başsavcılığı
veya şikayetçi itiraz yoluna gidebilir.
İtiraz
süresi, yetkili merciin kararının tebliğinden itibaren on gündür. İtiraza,
izin veren makama göre Danıştay İkinci Dairesi veya yetkili merciin yargı
çevresinde bulunduğu bölge idare mahkemesi bakar.
İtirazlar, öncelikle incelenir ve en geç üç ay içinde karara bağlanır.
Verilen kararlar kesindir. Cumhurbaşkanının soruşturma izni verdiği hallerde
karara itiraz edilemez.
e. Soruşturma Evresi
Soruşturma izninin itiraz edilmeden
veya itirazın reddi sonunda kesinleşmesi ya da soruşturma izni verilmemesine
ilişkin karara karşı yapılan itirazın kabulü üzerine dosya, derhal yetkili ve
görevli Cumhuriyet başsavcılığına gönderilir.
İzin üzerine ilgili Cumhuriyet
başsavcılığı, Ceza Muhakemesi Kanunu ve diğer kanunlardaki yetkilerini
kullanmak suretiyle soruşturma yürütür ve sonuçlandırır.
Soruşturma genel hükümlere göre yetkili ve görevli
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılır. Ancak;
-
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri, Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Sekreteri, müsteşarlar ve valiler ile ilgili olarak
yapılacak olan soruşturma Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı veya Başsavcıvekili,
-
Kaymakamlar ile ilgili soruşturma ise il
Cumhuriyet başsavcısı veya başsavcı vekili tarafından yapılır.
Soruşturma evresi sırasında hâkim kararı alınmasını
gerektiren hususlarda;
-
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri, Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Sekreteri, müsteşarlar ve valiler için Yargıtayın ilgili
ceza dairesine,
-
Kaymakamlar için il aslîye ceza mahkemesine,
-
Diğerleri için ise genel hükümlere göre yetkili
ve görevli sulh ceza hâkimine başvurulur.
f.
Yetkili
Mahkeme
Davaya bakmaya yetkili ve görevli mahkeme, genel hükümlere
göre yetkili ve görevli mahkemedir.
Ancak soruşturma
evresi sonucunda ceza davası açıldığında, davaya bakmaya yetkili ve görevli
mahkeme; - Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri, TBMM Genel Sekreteri,
müsteşarlar ve Bakanlar Kurulu kararı ile atanan memur ve diğer kamu
görevlileri ile Büyükşehir belediye başkanları için Yargıtay’ın ilgili ceza
dairesi,
-
Ortak kararla veya bakanın onayı ile atanan
memurlar ve diğer kamu görevlileri ile il ve ilçe belediye başkanları, ilçe
idare şube başkanları için il ağır ceza
mahkemesi,
-
Diğer memurlar ve kamu görevlileri için ise genel
hükümlere göre yetkili ve görevli
mahkemedir.
O.
KAMU GÖREVLİLERİ ETİK KURULU
5176 Sayılı Kanun ile, kamu
görevlilerinin uymaları gereken saydamlık, tarafsızlık, dürüstlük, hesap
verebilirlik, kamu yararını gözetme gibi etik davranış ilkeleri belirlemek ve
uygulamayı gözetmek üzere Kamu Görevlileri Etik Kurulu kurulmuştur.
Bu Kanun, genel bütçeye dahil daireler,
katma bütçeli idareler, kamu iktisadi teşebbüsleri, döner sermayeli kuruluşlar,
mahalli idareler ve bunların birlikleri, kamu tüzel kişiliğini haiz olarak
kurul, üst kurul, kurum, enstitü, teşebbüs, teşekkül, fon ve sair adlarla
kurulmuş olan bütün kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan; yönetim ve denetim
kurulu ile kurul, üst kurul başkan ve üyeleri dahil tüm personeli kapsar.
Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet
Meclisi üyeleri, Bakanlar Kurulu üyeleri, Türk Silahlı Kuvvetleri, yargı
mensupları ve üniversiteler hakkında bu Kanun hükümleri uygulanmaz.
DİKKAT
Kamu Görevlileri Etik Kurulu’nun üyelerini Bakanlar Kurulu seçer.
P.
MAL BİLDİRİM ZORUNLULUĞU
a) Her tür seçimle iş başına gelen kamu
görevlileri ve dışarıdan atanan Bakanlar Kurulu üyeleri, (Muhtarlar ve ihtiyar heyeti üyeleri hariç) b) Noterler,
c)
Türk Hava Kurumunun genel yönetim ve merkez
denetleme kurulu üyeleri ile genel merkez teşkilatında ve Türk Kuşu Genel
Müdürlüğünde, Türkiye Kızılay Derneğinin merkez kurullarında ve Genel Müdürlük
teşkilatında görev alanlar ve bunların şube başkanları,
d)
Genel ve katma bütçeli daireler, il özel idareleri,
belediyeler ve bunlara bağlı kuruluş veya alt kuruluşlarda, kamu iktisadi
teşebbüsleri (İktisadi devlet teşekkülleri ve kamu iktisadi kuruluşları) ile
bunlara bağlı müessese, bağlı ortaklık ve işletmelerde, özel kanunlarla veya
özel kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan ve kamu hizmeti gören kurum
ve kuruluşlar ile bunların alt kuruluşlarında veya komisyonlarında aylık, ücret
ve ödenek almak suretiyle kamu hizmeti gören memurları, işçi niteliği taşımayan
diğer kamu görevlileri ile yönetim ve denetim kurulu üyeleri,
e)
Siyasi parti genel başkanları, vakıfların idare
organlarında görev alanlar, kooperatiflerin ve birliklerinin başkanları,
yönetim kurulu üyeleri ve genel müdürleri, yeminli mali müşavirler, kamu
yararına sayılan dernek yönetici ve deneticileri,
f)
Gazete sahibi gerçek kişiler ile, gazete sahibi
şirketlerin yönetim ve denetim kurulu üyeleri, sorumlu müdürleri, başyazarları
ve fıkra yazarları, mal bildiriminde bulunmak zorundadırlar.
Bildirimin
zamanı :
a) Bu
Kanun kapsamındaki göreve atanmada, göreve giriş için gerekli belgelerle,
b) Bakanlar
Kurulu üyeliğine atanmalarda, atamayı izleyen bir ay içinde,
c)
Seçimle gelinen görevlerde seçimin kesinleşmesi
tarihini izleyen iki ay içinde,
d) Mal
varlığında önemli bir değişiklik olduğunda bir ay içinde,
e) Yönetim
ve denetim kurulu üyelikleri ile komisyon üyeliklerine seçim ve atamalarda
göreve başlama
tarihini izleyen bir ay içinde,
f)
Görevin sona ermesi halinde, ayrılma tarihini
izleyen bir ay içinde,
g) Gazete
sahibi gerçek kişiler ile, gazete sahibi şirketlerin yönetim ve denetim kurulu
üyeleri faaliyete geçme tarihini, sorumlu müdürleri, başyazarları ve fıkra
yazarları bu işe veya görevlerine başlama tarihini izleyen bir ay içinde,
verilmesi zorunludur.
(a) Bendinde yazılı bildirim verilmedikçe göreve atama
yapılamaz.
Bildirimin
yenilenmesi:
Görevlerine devam edenler, sonu (0) ve (5) ile biten
yılların en geç şubat ayı sonuna kadar bildirimlerini yenilerler. Yeni
bildirimler yetkili merci tarafından daha önceki bildirimler ile
karşılaştırılırlar.
Bildirimlerin
verileceği merciler :
a) Türkiye
Büyük Millet Meclisi ve Bakanlar Kurulu Üyeleri için Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığı,
b) Kamu
kurum ve kuruluşlarında görevli personel için özlük işleriyle ilgili sicil ve
belge raporlarının bulunduğu makam veya merci,
c)
Kurum, teşebbüs, teşekkül ve kuruluşların Genel
Müdürleri, yönetim ve denetim kurulu için ilgili Bakanlık,
d) Yüksek
mahkemelerin daire başkan ve üyeleri için mahkemenin başkanı,
e) Noterler
için Adalet Bakanlığı,
f)
Diğer kurum ve kuruluşların memur ve hizmetlileri
için atamaya yetkili makam veya merci,
g) Türk
Hava Kurumu ile Türkiye Kızılay Derneğinde görev alanlar için kurum ve dernek
genel başkanlığı,
h) Görevlerinden
ayrılanlar için bu görevlerinde iken, bildirimlerini vermeleri gereken makam
veya merci,
j)
Siyasi parti genel başkanları için Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı,
k) Kooperatifler
ve birliklerin başkanları, yönetim kurulu üyeleri ve genel müdürleri için
kooperatiflerin ve birliklerin denetimlerinin yapıldığı kuruluşlar,
l)
Yeminli mali müşavirler için Maliye ve Gümrük Bakanlığı,
m)
Türk Hava Kurumunun, Türkiye Kızılay Derneğinin ve
Kamu yararına sayılan derneklerin genel yönetim ve merkez denetleme kurulu
üyeleri için İçişleri Bakanlığı, bunların şube başkanları için bulundukları İl
Valilikleri,
n) İl
Genel Meclisi Üyeleri için Valiler, Belediye Meclis Üyeleri için Belediye
Başkanları, Belediye Başkanları için
İçişleri Bakanlığı,
o) Mal
bildirimi verecek son merciler için, kendi kuruluşlarının özlük işleri ile
ilgili makam veya merci,
p) Gazete
sahibi gerçek kişiler ile, gazete sahibi şirketlerin yönetim ve denetim kurulu
üyeleri, sorumlu müdürleri, başyazarları ve fıkra yazarları bulundukları yer en
büyük mülki amirliği, r) Vakıfların
idare organlarında görev alanlar için Vakıflar Genel Müdürlüğü, görevleri
sebebiyle birden fazla mal bildiriminde bulunması gerekenler asli görevlerinden
dolayı bir tek mal bildiriminde bulunurlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder