12. SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ BİÇİMLERİ
1. Teşebbüs
Aşamasında Kalmış Suçlar
2. Taksirli
Suçlar
3. İhmali
Hareketle İşlenen Suçlar
4. Neticesi
Sebebiyle Ağırlaşmış Suçlar
12.1. Teşebbüs Aşamasında Almış Suçlar
İcra hareketine
başlamakla birlikte failin elinde olmayan sebeplerle tamamlanamayan suçlardır.
Ceza kanununda bu konuda bir düzenleme bulunmasaydı failin teşebbüsten dolayı
cezalandırılması mümkün olmazdı. Çünkü
TCK’da suçlar tamamlanmış eylemler şeklinde tanımlanmaktadır. Bu nedenle
teşebbüse ilişkin hükümler genişletici niteliği sahiptir.
Bir suçun işlenmesinde aşamalar bulunur.
1. Aşama;
Tasavvur: Suç fikrinin ortaya çıkması: Suçun tasavvuru suç değildir.
2. Aşama;
Hazırlık: Bazı istisnalar hariç hazırlık hareketleri cezalandırılmaz. Bu istisnaya örnek suç işlemek amacıyla örgüt
kurmak.
3. Aşama;İcra:
Suçun işlenmeye başlaması ve suçun tamamlanması.
Teşebbüs bu üçüncü aşamada gerçekleşir.
A.
Teşebbüsün şartları
1.
Suç tipinin teşebbüse elverişli olması: TCK’da
suçlar cürüm ve kabahatler olarak ayrılmıştır.
Teşebbüsün mümkün olduğu suçlar cürümlerdir.
Bunun dışında
teşebbüsün suç olarak değerlendirildiği durumlar vardır. Teşebbüsün suç olarak
değerlendirildiği durumlara teşebbüs mümkün değildir.
Örneğin; Anayasal düzeni zorla değiştirmeye
teşebbüs
Taksirle, ihmali ve tehlike suçlarına suçlara teşebbüs mümkün değildir.
Ayrıca neticesi itibariyle ağırlaştırılmış suçlarda da teşebbüs olmaz. Örneğin, çocuğun cinsel istismarı.
2.
Suç işleme kastının varlığı: Teşebbüs ancak kasten işlenen suçlarda
mümkündür.
ÜÇÜNCÜ
BÖLÜM
Suça
Teşebbüs
Suça teşebbüs
MADDE 35. - (1) Kişi, islemeyi kastettiği bir
suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan
nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur.

3. Suçun
icrasına elverişli hareketlerle doğrudan doğruya başlamak:
Elverişli hareket suça teşebbüste kullanılan araç suçun kanuni tanımında
ön görülen fiili meydana getirmeye elverişli olmalıdır. Ancak elverişlilik
sadece kullanılan araç bakımından değil
suçun konusu da dahil olma üzere bütün fiil yönünden bulunmalıdır.
Suçun icrasına doğrudan doğruya başlamak konusunda sübjektif ve objektif
olmak üzere iki yaklaşım bulunur.
3.1. Sübjektif teoriye göre
teşebbüs faildeki suç işleme iradesi açık ve kesin bir biçimde belirli bir
neticeye yönelik olduğunun belirlenmesiyle başlar.
3.2.1. Objektif teoriye göre
failin cezalandırılabilmesi için sadece suç işleme kararı ile yetinilmez.
Objektif teori birkaç grupta toplanır:
Kronolojik teori; Bu teoriye
göre suç neticesine yakın hareketler icra uzak hareketler teşebbüs aşamasıdır.
Biçimsel objektif teori; suç tipinde gösterilmiş olan hareketlerden
birisinin yapılması ile icra hareketi aşlar.
Maddi objektif teori; Bu teori
suç tipinde yer alan hareketleri değil bu hareketlere doğrudan bağlı olan ve onunla
bütünlük oluşturan hareketlerin yapılması halinde bu hareketleri icra olarak
değerlendirir.
Tehlike teorisi; yapılan
hareket suç konusu üzerinde tehlike yaratmıyor ya da bu tehlike önemsiz ise
icra hareketi henüz başlamamıştır.
B. Teşebbüs
Halinde Verilecek Cezanın Belirlenmesi

C. İşlenemez
Suça Teşebbüs (Elverişsiz Teşebbüs)
Failin işlemek isteyip de
kullandığı aracın elverişsiz olması veya suçun maddi konusunun bulunmaması
nedeniyle işleyemediği suç.
Örneğin kapıyı açmak için yapılan anahtar kapıyı açamamaktadır veya
kurşunlanan kişi önceden ölmüştür.
Bu konuya Objektif teori amaç gerçekleşmediği için cezalandırma
gerekmediğini savunur.
Sübjektif teori ise failin cezalandırılabilmesi için suç işleme kast ve
niyetini yeterli görür.
D. Teşebbüste
Özellik Gösteren Diğer Bazı Haller
a. Fail
daha fazlasını isterken daha azıyla yetinmek zorunda kalırsa suç
tamamlanmış sayılır.
b. Bazı
suçlara tam teşebbüsün mümkün olmadığı abuledilir. Ör. Hakaret-
sövme, hırsızlık, yağma vs.
c. Zincirleme
suç bakımından ilk suçu işleyen fail ikincisinde yakalanmış olsa
tamamlanmış suça göre ceza verilir.
d.Kesintisiz Mütemadi suçlarda temadi sona ermeden
fail yakalanmış olsa suç
teşebbüs aşamasında kalmış sayılmaz.
e. şahısta
yanılma durumunda teşebbüsün mümkün olmaması için bir neden yoktur.
f. Olası
kasıtla işlenen suçlara kural olarak teşebbüs mümkün değildir.
E.
Gönüllü Vazgeçme

13.2.Taksirli Suçlar
Kişinin gerekli
özen göstermemesi nedeniyle suç tipinde belirtilen neticenin gerçekleşmesi
haline taksir denilir. Bu nedenle taksir
aslında aldırmazlık umursamazlıktır.
Örneğin hız limiti üzerinde ara kullanma gibi.
Taksirden dolayı failin cezalandırılması iradesi, özen gösterilmesi
gereken yükümlülüklerin artması nedeniyle ortaya çıkmıştır. Kasten işlenen suçlarla taksir arasındaki
benzerlikler şunlardır:
a. Her
ikisinde de hareket iradidir
b. Hareket
e netice arasında nedensellik bağı vardır
c.Hukuka aykırılık herhangi bir özellik göstermez
Bu durumda fark manevi unsurdadır. Kasıtlı sularda fail hem hareketi hem
de neticeyi bilip isterken taksirde fail neticeyi bilmediği ve istemediği gibi
öngöremez de.
I. Taksirli suçların özellikleri:
a. Kasıtlı
ve taksirli suçlar birbirinden bağımsızdır
b. Taksirli
suç kasıtlı suçun hafif şekli değildir.
c. Taksirli
suçlara teşebbüs ve iştirak mümkün değildir.
Taksirle işlenebilen bir suçun tipinin ihlali için
taksirin şartları aranır.
II. Taksirin Şartları/unsurları:
a. Fiilin
taksirle işlenebilen bir suç olması
b. Özen
yükümlülüğünün yerine getirilmemiş olması
c. hareketin
iradi ancak neticenin iradi olmaması
d. Neticenin
ön görülebilir olması
e. Hareket
ile netice arasında nedensellik bağının bulunması
III. Taksirin Şekilleri
a. Tedbirsizlik
b. Dikkatsizlik
c. Meslek
ve sanatta acemlik
d. Nizamlara
emir ve talimatlara riayetsizlik
a. Tedbirsizlik: Tecrübenin
yüklediği tedbir görevini ihmal edip belli bir neticenin olmasına sebep olmak
tedbirsizliktir. Örneğin elektrik
tesisatını kontrol etmek isteyen bir ustanın çırağı sigortayı kapatmaz ise
tedbirsizlik yapmış olur. Tedbirsizlik ihmali bir harekettir.
Bir kuralın
ihlaliyle neden olunan olay tedbirsizlik değil nizamlara aykırı hareket etmek
anlamına gelir. Ör. Tren yaklaşırken
bariyeri kapatmayan tren yolu bekçisi gibi.
b.Dikkatsizlik: Dikkatsizlik
tecrübenin yüklediği dikkat ve özen görevine aykırı olarak yapılan bir eylemin
ortaya çıkarttığı olumsuz durumdur.
Örneğin yaya geçidi bulunduğu gösterilen bir kavşağa giren sürücünün
hızını yolun ve havanın şartlarını dikkate alarak ayarlamayan sürücü gibi. Bu durumda dikkatsizliği tedbirsizlikten
ayıran dikkatsizliğin icrai bir hareket
oluşudur.
c. Meslek ve
sanatta acemlik: Dikkatsizlik bir meslek ya da ilişkin olarak
ortaya çıkarsa bu duruma meslekte ya
da sanatta acemilik olarak adlandırılır.
Örneğin berberin gereken özen e dikkati göstermeyerek müşterisinin
kulağını kesmesi gibi.
Eğer meslek ve sanat icrasında talimatlara aykırı hareket etmek varsa bu
durumda dikkatsizlik ya da emir ve talimatlara aykırı hareket olarak
değerlendirilir. Örneğin bir eczacı
kendi teşhisi ile müşterinse bir ilaç verir ve hasta ölürse bunda tedbirsizlik,
dikkatsizlik ya da emir ve talimatlara aykırı hareket etme vardır. Eğer aynı hatayı bir doktor işlemiş olsaydı.
Bu durumda meslek ve sanatta acemilik söz konusu olurdu.
d.Nizamlara emir ve talimatlara
riayetsizlik: Bireysel ya da kolektif bir faaliyeti düzene sokmak amacıyla
yetkililer tarafından konulmuş kulalar emir e talimatları oluşturur.
IV. Bilinçsiz taksir/bilinçli taksir
Bilinçsiz taksir failin öngörülebilir neticeyi öngörmemesidir. Taksirin asıl şekli budur. Fail özen yükümlülüğünü ihmal etmiş,
öngörülebilir neticeyi öngörmemiştir.
Yani fail özen gösterseydi neticeyi öngörebilecek ve
olay meydana gelmeyecekti.
Taksir
MADDE 22. - (1) Taksirle islenen fiiller,
kanunun açıkça belirttiği hallerde cezalandırılır.
(2) Taksir,
dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni
tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek
gerçekleştirilmesidir.
(3)
Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine
karsın, neticenin meydana gelmesi halinde bilinçli taksir vardır; bu halde
taksirli suça ilişkin ceza üçte birden yarısına kadar artırılır.

(4) Taksirle
islenen suçtan dolayı verilecek olan ceza failin kusuruna göre belirlenir.
(5) Birden
fazla kişinin taksirle islediği suçlarda, herkes kendi kusurundan dolayı
sorumlu olur.
Her failin
cezası kusuruna göre ayrı ayrı belirlenir.
(6) Taksirli
hareket sonucu neden olunan netice, münhasıran failin kişisel ve ailevi durumu
bakımından, artık bir cezanın hükmedilmesini gereksiz kılacak derecede mağdur
olmasına yol açmışsa ceza verilmez; bilinçli taksir halinde verilecek ceza
yarıdan altıda bire kadar indirilebilir.
Bilinçli taksirde neticenin görülebilmesi vardır. Aslında bu durumun olası ast olarak
değerlendirilmesi daha doğru olur.
V. Taksirli suçlara iştirak
Taksirli suçlara iştirakin mümkün olup olmaması
konusunda iki görüş bulunur.
1.
Taksirli suçlarda iştirakin mümkün olmadığını
savunan görüş argümanını anlaşmanın bir kasta dayanması gerektiği tezine
dayandırır. O halde eğer anlaşma varsa taksir değil kasıt söz konusudur.
2.
Önemli olan faillerin eylem üzerinde anlaşmaları
olup netice üzerinde anlaşmalarına gerek yoktur.
Tür Ceza Kanunu öğretisinde taksirli suçlara iştirakin mümkün olduğu
görüşü hâkimdir. TCK’da da iştirak hükümleri kast- taksir ayrımı
yapmamıştır. Örneğin bahçeyi temizleyen
kişilerin topladıkları çalıları yakması b sırada orman yangını çıkması olayında
tüm failler iştirak hükümlerine göre sorumludurlar.
Taksirli suçlarda verilecek cezanın belirlenmesi TCK m.22/4’de
düzenlenmiştir. Buna göre taksirin ağır,
hafif ya da pek hafif şeklinde bir derecelendirmeye tbi tutulması kabul
edilemez.

Denilmektedir. Örneğin trafik kazası yapan babanın çocuğunun
ölümüne neden olması durumunda failler kişisel veya aile olarak mağdur kabul
edilmektedirler.
12.3. İHMALİ HAREKETLE İŞLENEN SUÇAR
Ceza hukukuna göre her yasağa bir icra suçu her emre de bir ihmal suçu
karşılık teşkil etmektedir.
Yani bir suç icrai bir hareketle işlenir. Bununla birlikte ihmali bir
hareket hukukla koruna bir değerin zarar görmesine neden oluyorsa bu durum
ihmali hareketle işlenen suçlar kavramı altında toplanmıştır. Fakat ihmali bir hareket icrai bir harekete
göre daha az haksızlık içerdiğinden cezası daha azdır.
Örneğin görevi kötüye kullanma suçu icrai olarak (yani kasten) işlenirse
1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası öngörülürken ihmali olması durumunda 6 aydan
2 yıla kadar hapis cezası öngörülür.
İhmali suçlarda gerçek ve gerçek olmayan suçlar olarak ikiye
ayrılmıştır.
12.3.1. Gerçek İhmali suçlar: Bu suçlar kişiden kendisinden beklenilen
şeyleri yapılmaması şeklinde karşımıza çıkar. Başka bir ifadeyle herkes hukuken
yapmakla yükümlü olduğu şeyi ihmal edebilir. Bu durum gerçek ihmali suçlar
kapsamına girer.
Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi

(2) Yardım
veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi dolayısıyla kişinin ölmesi
durumunda, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Akıl hastası üzerindeki bakım ve gözetim
yükümlülüğünün ihlali

İnşaat
veya yıkımla ilgili emniyet kurallarına uymama
MADDE 176. - (1) İnşaat veya yıkım faaliyeti
sırasında, insan hayatı veya beden bütünlüğü açısından gerekli olan tedbirleri
almayan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile
cezalandırılır.
Hayvanın tehlike yaratabilecek şekilde serbest bırakılması

İşaret
ve engel koymama
MADDE 178. - (1) Herkesin gelip geçtiği yerlerde
yapılmakta olan islerden veya bırakılan eşyadan doğan tehlikeyi önlemek için
gerekli işaret veya engelleri koymayan, konulmuş olan işaret veya engelleri
kaldıran ya da bunların yerini değiştiren kişi, iki aydan altı aya kadar hapis
veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
12.3.2. Gerçek Olmayan İhmali
suçlar: Gerçek olmayan ihmali suçlar hukuken yükümlü olmadığı bir şeyi
ihmal etmesi durumunda ortaya çıkan durumlardır. Burada açıkça emredilen bir
davranış bulunmamakla birlikte ihmalin maddi bir netice meydana getirmesi
durumunda ortaya çıkmaktadır ör. Annenin yeni doğmuş olan çocuğuna meme
vermeyerek onu öldürmesi.
12.4. Neticesi Sebebiyle Ağırlaşan Suçlar
Kastı aşan ve neticesi itibariyle ağırlaşan suçlarla
ilgili düzenlemedir

Örneğin, çocuk
düşürtme fiili sonunda, hem kastedilen çocuğun düşmesi neticesi, hem de kasıtlı
veya taksirli olarak kadının ölmesi neticesi meydana gelirse, madde hükmünün
sözü karsısında, fail hem ağırlatılmış çocuk düşürtme suçundan, hem de
kusurunun türüne göre kasıtlı veya taksirli adam öldürme suçundan sorumlu
olacaktır.
Bu tanım ve örnekten yola çıkarak neticesi itibariyle ağırlaşmış suç iki
şekilde ortaya çıkar.
1. Fiilin
kastedilenden daha ağır bir neticeyi sonuç vermesi
2. Fiilin
failin istediğinin yanında bir başka suça sebebiyet vermesi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder