Ceza Hukuku Kurallarının Zaman Bakımından
Uygulanmasına İlişkin
İlkeler.
Ceza Hukuku Kurallarının Yer Bakımından
Uygulanmasına İlişkin İlkeler.
Ceza Hukuku Kurallarının Kişi Bakımından
Uygulanmasına İlişkin İlkeler.
8.1. Ceza Hukuku Kurallarının Zaman Bakımından Uygulanmasına
İlişkin İlkeler:
aa. Hemen
Uygulama: Yürürlüğe giren bir yasanın yürürlükte bulunduğu
süre içinde gerçekleşen tüm eylem ve olaylar
hakkında uygulanması demektir.

Güvenlik
tedbirlerine ilişkin kanunlar hemen uygulanmalı lehte ya da aleyhte olduğuna
bakılmamalıdır. Çünkü güvenlik
tedbirlerinde kusurun değil failin tehlikeliği esas alınmıştır. (Ör. Çocuklar
ve akıl hastalarına ilişkin güvenlik tedbirleri).
Fakat TCK’ da güvenlik tedbirleri bakımından lehe kanunun esas alınması
söylendiğinden sonuç olarak aleyhte
güvenlik tedbirleri öngören hükümlerin geçmişe yürümeyeceği söylenmelidir.
İşlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunlara göre suç sayılmayan bir
fiilden dolayı kimseye ceza verilemez ve güvenlik önlemleri uygulanamaz
ab. Geriye Yürüme: Ceza yasaları geriye
yürütülemez yani Ceza Hukukunun
kanunilik ilkesi gereği bir Kanunun
yürürlüğe girmeden önce işlenmiş suçlara uygulanamaz. TCK.m. 7 gereği
a. Eylem
işlendiği anda suç değilse sonraki
yasaya göre cezalandırılamaz
b. Suç olan eylem suç olmaktan çıkartılmışsa fail
yine cezalandırılamaz
c. Hüküm
kesinleşmiş olsa bile infaza son verilir. Ancak suç diğer hukuk dallarını
ilgilendiriyorsa sonuçları kendiliğinden kalkmaz.
d. Fiil
önceki ve sonraki kanunlar açısından suç niteliğini koruyorsa lehte olan
uygulanır ve infaz olunur.

ac.Lehte Kanunun Tespiti
a. Eylemi
suç olmaktan çıkartan
b. Suçun
oluşmasını zorlaştıran
c. Hapis
yerine para cezası öngören
d. Fiili
şikayete tabi hale getiren
e. Zaman
aşımı süresini kısaltan.
f. Daha
hafif para cezası öngören kanunlar lehte kanunlardır
Lehe kanun belirlenirken soyut ceza esas alınır ancak nitelikli haller
(ağırlatıcı ve hafifletici sebepler) de göz önünde bulundurulmalıdır.
ad. İleriye Yürüme: Yürürlükten
kaldırılan bir yasanın sonraki fiillere de uygulanmaya devam edilmesi kabul
edilemez. Fakat TCK m7/4’e göre Geçici
veya süreli Kanunların, yürürlükte bulundukları süre içinde işlenmiş olan
suçlar hakkında uygulanmasına devam edilir.
ae. Ceza Kanunlarının Yürürlüğe girmesi,
Yürürlükten çıkması: Ceza kanunları eğer yasa metninde bir tarih
belirtilmemişse Resmi Gazete’de
yayımlandığı günden itibaren 45 gün sonra yürürlüğe girer.
Ceza kanunları üç şekilde yürürlükten kalkar: Açık, Örtülü, Anayasa
mahkemesince iptal edilerek.
I. Açık
İptal: Yasanın çıkartılan bir kanunla iptal edildiğinin açıkça
belirtilmesi
II. Örtülü
iptal: İki genel ya da özel
yasadan sonraki öncekini kaldırır
Önceki özel sonraki genel ise genel yasanın önceki
özel yasaya aykırı
hükümleri eskisini iptal ettirir.
III. Anayasa
Mahkemesince İptal: Çıkartılan yasanın Anayasanın açık hükümlerine
aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmesi
af. Ceza Kanunlarının Yürürlük süreleri: Üçe
ayrılır sürekli yasa, süreli
yasa, geçici ya da istisnai yasa (ör: olağan üstü ha
kanunu)
ag. Suçun İşlendiği An:
I.
Ani
suç: Aniden işlenen ve tükenen
suçlar. Suçu işlemeye karar verdikten
sonra hemen suçu işleme şeklinde olur. Örneğin hırsızlık.
II.
İhmali
suç: Yapılması gereken bir filin yapılmaması nedeniyle ortaya çıkan suçtur.
Örneğin yardıma ihtiyacı olan bir yaralı ya da kan kaybeden kişiye yardımda
bulunmamışsanız ihmali suç işlemiş olursunuz.
DÖRDÜNCÜ
BÖLÜM
Koruma,
Gözetim, Yardım veya Bildirim Yükümlülüğünün ihlâli
Terk
MADDE 97. -
(1) Yası veya hastalığı dolayısıyla kendini idare edemeyecek durumda olan
ve bu nedenle koruma ve gözetim yükümlülüğü altında bulunan bir kimseyi kendi
haline terk eden kisi, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Terk
dolayısıyla mağdur bir hastalığa yakalanmış, yaralanmış veya ölmüşse, neticesi
sebebiyle ağırlaşmış suç hükümlerine göre cezaya hükmolunur.
Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine
getirilmemesi

(2) Yardım
veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi dolayısıyla kisinin ölmesi
durumunda, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
III. Mütemadi (Kesintisiz)Suç: Faillin
davranışına bağlı olarak sonuçları devam eden suçlardır. Ör. Şebekeden elektrik
ya da su çalmak gibi.
IV. Müteselsil (zincirleme) suçlar : Aynı suçun aynı kişiye birden fazla işlenmesi
demektir.

V.
İtiyadı (huy alışkanlık haline gelmiş olan )
Suçlar: “ikiden fazla”
tekrarlandığında
ortaya çıkan suç. Suçun bir yıl içinde ikiden fazla tekrarlanması halinde
oluşur. İtiyadın oluşturan eylemin
işlendiği tarihte yürürlükte olan suç daha ağır olsa bile uygulanır.
8.2.
Ceza Hukuku Kurallarının Yer Bakımından Uygulanmasına İlişkin
İlkeler:
a. Mülkilik
b. Şahsilik
c. Koruma
İlkesi
d. Evrensellik
İlkesi
a.
Mülkilik
İlkesi: Ülkede işlenen tüm suçların fail ya da mağdurun vatandaşlığına
bakılmaksızın o ülke ceza kanununun
uygulanmasına mülkilik ilkesi denir.
Ülke kavramı; Türk kara ve hava sahaları, karasularında işlenen suçlar,
Türk deniz ve hava savaş araçlarında veya bu araçlarla işlenen suçlar, Açık
deniz ve hava sahasında fakat Türk deniz ve hava araçlarında veya bu araçlarla
işlenen suçlar, Türkiye’nin kıta sahanlığı ile münhasır ekonomik bölgesindeki[1]
sabit platformlarda ve bunlara karşı işlenen suçlar
b.
Şahsilik
İlkesi: İlkenin iki görünümü vardır. Faile göre şahsilik,
mağdura göre şahsilik.
ba. Faile
göre şahsilik: Vatandaş başka ülkede
suç işleyip ülkesine
kaçarsa kendi ülkesinin kanunlarına göre yargılanır.
Fakat bunun için;
•
Fail, fiili işlediği sırada Türk vatandaşı
olmalıdır;
•
Suç, yurt dışında işlenmiş olmalıdır;
•
Kovuşturma yapılabilmesi için fail Türkiye'de
bulunmalıdır;
•
Suç, 13. maddede sayılan suçlar dışında
olmalıdır
•
Suç karşılığında Türk hukukunda hapis cezası
öngörülmüş olmalıdır. Adli para cezası öngörülmüşse kovuşturma yapılmaz.
•
Suçun cezasının aşağı sınırı Türk kanuna göre bir yıldan az hapsi
gerektiriyorsa, kovuşturma için şikayet yapılmış olmalıdır. 1 yıl ve üstü hapsi
gerektiriyorsa soruşturma ve kov. Re’sen yapılır.
•
Yabancı ülkede hüküm
verilmemiş olmalıdır. Hüküm verilmişse, Türkiye’de yeniden yargılanamaz.
•
Suç, Türk hukukuna göre kovuşturulabilir (örn.
zamanaşımına uğramamış) olmalıdır;
• Mağdur
yabancı ise, işlendiği yer kanununa göre de fiil suç teşkil etmelidir
bb. Mağdura göre şahsilik: Mağdurun
Türkiye’de olması ve mağdurun Türk vatandaşı veya Türk kanunlarına göre
kurulmuş özel hukuk tüzel kişisi olması gerekir. Koşulları;
I. Suçun Türkiye zararına işlenmiş olması
*Suç, yurt dışında işlenmiş olmalıdır;
*Suç, TCK md. 13’te belirtilen suçlardan olmamalıdır;
*Suç, Türkiye zararın işlenmiş olmalıdır;
*Fail yabancı olmalıdır;
*Suçun cezasının alt sınırı Türk kanuna göre bir yıl ve üstü hapis
olmalıdır;
*Fail Türkiye’de bulunmalıdır;
*Adalet Bakanının istemi olmalıdır;
*Fail hakkında yurt dışında hüküm verilmiş olması halinde Adalet
Bakanının talebi üzerine Türkiye’de tekrar
yargılanır.
II.Suçun bir Türk zararına işlenmiş olması
*Suç, yurt dışında işlenmiş olmalıdır;
*Suç, TCK md. 13’te belirtilen suçlardan olmamalıdır.
*Suç, bir Türk gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi aleyhine işlenmiş
olmalıdır;
*Fail yabancı olmalıdır;
*Suçun
cezasının Türk kanuna göre alt sınırı bir yıl ve üstü hapis olmalıdır;
*Fail Türkiye’de bulunmalıdır;
*Suçtan zarar görenin şikayeti olmalıdır.
*Fail hakkında yurt dışında hüküm verilmemiş
olmalıdır
c. Koruma İlkesi: Kimin
tarafından işlendiğine bakılmaksızın, devletin kendi iç hukuk menfaatlerini
ceza hukuku ile korumak hakkı olduğu düşüncesine dayanmaktadır. Ceza Kanunumuzda
koruma ilkesi evrensellik ilkesi ile birlikte Ceza Kanunumuzun 13. maddesinde
düzenlenmiştir. Koşulları;
I.TCK md. 13’te
sayılan suçlardan devlet ve millete karşı işlenen suçlardan olması gerekir
II. Failin
vatandaşlığı önemli değildir
III. Failin
Türkiye’de bulunması gerekli değildir.
IV. Adalet
Bakanının talebi üzerine bazı suçlarda yeniden yargılama mümkündür.
Suçlar ise; md. 13/1-b’de sayılan suçlar
1- Devletin
egemenlik alametlerine ve organlarının saygınlığına karşı suçlar
2- Devletin
güvenliğine karşı suçlar
3- Anayasal
düzen karşı suçlar 4- Milli savunmaya karşı suçlar
5- Yabancı devletlerle ilişkilere karşı suçlar
(Bu suçlar A. Bakanının talebi üzerine Türkiye’de
yeniden yargılanır)
-md.
13/1-f’de sayılan suçlar
1. paralarda sahtecilik suçları
2- mühürlerde
sahtecilik suçları
3- para
ve kıymetli damgaların imaline yarayan araçların üretim ve ticareti suçları
d. Evrensellik ilkesi: Bu
ilkeye göre her devlet suç nerede ve kime karşı işlenmiş olursa olsun fail
cezalandırılmalıdır. Suç insanlığa karşı bir fiil olarak kabul edilince, her
devletin ceza verme hakkı ve görevi
vardır. Bu ilkeye göre yargılama yapılabilmesi için, söz konusu suçların, esir
ticareti, kadın ticareti, kalpazanlık, çevreyi koruma, işkence, terör, deniz
korsanlığı suçları ile insanlığa karşı suçlar, soykırım ve savaş suçları gibi
bütün insanlığı ilgilendiren suçlar söz konusu olmalıdır. Bu prensip dayanağını
Hugo GROTIUS'un aut dedere aut punire (ya iade et, ya cezalandır) şeklindeki
deyiminde bulur.
TCK’ya göre evrensellik ilkesinin geçerli olduğu
suçlar şunlardır:
1) Soykırımı
ve insanlık aleyhine suçlar
2) İnsan
ticareti ve göçmen kaçakçılığı
2) Çevrenin
kasten kirletilmesi
3) İşkence,
4) Uyuşturucu
madde imal ve ticareti suçları ile uyuşturucu maddenin kullanılmasını
kolaylaştırma suçları,
5) Yabancı
para sahtekarlığı suçları,
6) Fuhuş,
7) Uluslararası
rüşvet
8) Yabancı
deniz, demir veya hava ulaşım araçlarının kaçırılması
8.3. Ceza
Hukuku Kurallarının Kişi Bakımından Uygulanmasına
İlişkin İlkeler:
Şahsi
cezasızlık
Muafiyet
Cezayı
kaldıran haller
8.3.1. Şahsi Cezasızlık:
Şahsi cezasızlık sebebi veya cezada
indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebep MADDE 167. - (1) Yağma ve nitelikli yağma hariç, bu bölümde yer alan suçların;
a) Haklarında
ayrılık kararı verilmemiş eslerden birinin,
b) Üstsoy veya
altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya
evlatlığın,
c) Aynı
konutta beraber yasayan kardeşlerden birinin, Zararına olarak islenmesi
halinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.

Şahsi cezasızlık veya cezanın azaltılmasını gerektiren
sebepler MADDE 273. - (1) Kişinin;
a) Kendisinin,
üstsoy, altsoy, es veya kardeşinin soruşturma ve kovuşturmaya uğramasına neden
olabilecek bir hususla ilgili olarak yalan tanıklıkta bulunması,
b)
Tanıklıktan
çekinme hakkı olmasına rağmen, bu hakkı kendisine hatırlatılmadan gerçeğe
aykırı olarak tanıklık yapması, Halinde, verilecek cezada indirim
yapılabileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.

Suçluyu kayırma
MADDE 283. (3) Bu suçun üstsoy, altsoy, es, kardeş veya diğer
suç ortağı tarafından islenmesi halinde, cezaya hükmolunmaz.
Tutuklu, hükümlü veya suç delillerini bildirmeme
MADDE 284. -(4) Bu suçların üstsoy, altsoy, es veya kardeş
tarafından islenmesi halinde, cezaya hükmolunmaz.
8.3.2. Muafiyet: belli bir
görev ya da bu görevle ilintili olan özel statü devam ettikçe soruşturulmamak
ya da kovuşturulmamak. Ör. Cumhurbaşkanı, milletvekilleri, diplomatlar, NATO
mensupları.
8.3.4. Cezayı
kaldıran haller: Fiilin işlenmesinden sonra etki gösterir ve
objektif niteliktedir. Örneğin karşılıklı hakaret.
8.4. Suçluların İadesi
İadenin ilk kaynağını TCK m.18 oluşturur. Ancak asıl kaynağı uluslararası
anlaşmalardır. Geri vermenin koşulları:
a. Fail
suç işlediği ülkenin vatandaşı olmalıdır.
b. Suç
belli ağırlıkta olmalıdır: mahkumiyet kararı yoksa eylem en az bir yıl hapis
gerektiren bir suç olmalıdır.Mahkumiyet kararı varsa ceza en az 4 ay hapisten
aşağı olmamalıdır.
c. Suç
zamanaşımına uğramamış olmalıdır
d. Talep
eden ülkede idam cezası varsa bu cezanın uygulanmayacağına
dair garanti verilmelidir.
e. Suç
düşünce suçu, siyasi ya da askeri suç olmamalıdır.
8.4.1. İade Yöntemi:
Yargı sistemi.
İdari sistem
Karma sistem
8.4.2. İadenin reddi:
İstemin samimi olmaması
Fiilin Türk kanunlarına göre suç olmaması
Talep eden devletin yargı yetkisinin bulunmaması
Kişinin talep edilen devlete geri verilmesi halinde ırkı,
dini, vatandaşlığı, belli bir sosyal gruba
mensubiyeti veya siyasi görüşleri nedeniyle
kovuşturulacağına veya cezalandırılacağına ya da işkence veya kötü muameleye
maruz kalacağına dair kuvvetli şüphe varsa talep kabul edilmez.
[1] Münhasır Ekonomik Bölge kavramı 1982 yılında imzalanan
Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi ile düzenlenmiştir. Karasularının
ötesinde ve bu sulara bitişik, belirlenen özel hukuki rejime tabi ve sahildar
devletin hakları ve yetkileri ile diğer devletlerin hakları ve
serbestliklerinin belirlendiği bölgeyi ifade etmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder