a. Genel tanım:Hukuka
aykırılık belirli bir normda belirtilen emir ya da yasağa uygun hareket
edilmesi kuralına aykırılık olarak tanımlanır. Yani suç ceza hukukunun
ihlalidir. Bu biçimde ele alındığında suç hukuk düzeniyle bir çatışmayı
içerdiğinden doktrinde bu duruma hukuka aykırılık denir.
Hukuka aykırılık tipe uygunluk ve hukuk düzeni ile çatışmayı birlikte
bulundurur. Normalde tipe uygun bir fiil hukuka da aykırı kabul edilmesi
gerekir ama yeni ceza hukuku düzenlemesinde hukuka aykırılık bağımsız tutulmuş
dolayısıyla tipe uygun olan hukuka aykırı olmayabilir.
b. Hukuka aykırılık ve taksir
Suçun
unsurlarında taksir incelenmeden önce tipe uygunluk ve hukuka
aykırılık aranır.
c. Hukuka Uygunluk Sebeplerinin Niteliği
Bu konuda
objektif ve subjektif olarak iki görüş bulunur. Bu durumu bir örnekle
açıklayacak olursak:
Polis memuru P görevli olduğu karakola geç kalır. Otomobiliyle aşırı hız
yapar bir virajı alamayarak karşı yönden gelen H ye çarpar. H yaralanır. Daha sonra H’nin hırsızlık yaptığı evden
henüz çıkan ve kaçmaya çalışan bir hırsız olduğu anlaşılır. Objektif görüşte P cezalandırılmaz. Çünkü P bilmese de hırsızı yakaladığı için kanun
hükmünü icra hukuka uygunluk sebebinden yararlanmalıdır.
Subjektif görüşte ise fail hukuka uygunluk sebebini bilmeli ya da en
azından onun varlığına inanmalıdır.
Başka bir ifadeyle failin hukuk düzenince korunan bir hak ya da yararı
koruduğu düşüncesiyle hareket etmiş olması gerekir. Bu durumda P cezalandırılmalıdır.
Genel eğilim hukuka uygunluk sebeplerinin objektif nitelikli olduğu
yönündedir.
d. Hukuka Uygunluk Sebeplerinin Özelliği
I. Fiilin
hukuka uygunluğu her somut olaya göre ayrı ayrı saptanmalıdır.
II. Eğer
objektif görüş benimsenirse fiilin hukuka uygun olup olmadığı fiile
göre değil neticeye
göre değerlendirilir.
III. Hukuka
uygunluk sebebinin kasten yaratılması halinde fail bu hukuka
uygunluk
sebebinden yararlanamaz. Örneğin
karşısındakini tahrik ederek silah kullanmasını sağlayan kimse meşru müdafaa durumunda kaldığını ileri süremez.
IV. Failin
fiili hukuka uygun olsa bile bununla doğal bağlantı içinde olmayan
fiilleri hukuka
aykırı olmaya devam eder. Örneğin bir
kişi meşru müdafa sınırlarında birisine ateş edip öldürse, eğer ruhsatı yoksa
ruhsatsız silah kullanmadan dolayı ceza alır.
VI. Hukuka
uygunluk içinde hareket eden kişiye karşı hukuka uygunluk
sebebinden
yararlanılamaz. Örneğin A, B’ye tecavüze yeltense de C buna mani olmaya kalksa
bunun akabinde A, C’yi silahla yaralasa . C hukuka uygunluk sebebi içinde
hareket ettiği için ona karşı A meşru müdafaa savunması içinde olması kabul
edilemez.
VII. Bağlılık
ilkesi gereği failin yaptığı hareket hukuka uygunsa suça katılan
diğerleri de hukuka uygun hareket etmiş sayılır.
VIII. Bir
olayda birden fazla hukuka uygunluk sebebi varsa bunların tamamı
göz önünde
bulundurulur. Örneğin bir operasyonda
kendine ateş eden birisini vuran polis için hem görevin ifası hem de meşru
müdafaa söz konusudur.
e. Hukuka Uygunluk Sebeplerinin çeşitleri
I. Kanunun
hükmünü yerine getirme
II. Meşru
savunma
III. Hakkın
kullanılması
IV. İlgilinin
rızası
V. Yükümlülüklerin
Çatışması
I.
Kanun
hükmünü yerine getirme: Kanun hükmünü yerine getirme emrin ifası
anlamındadır. Buradaki kanun sadece
biçimsel anlamda kanunu içermez. Tüzük
ve yönetmelik gibi maddi anlamda kanunlarda yasaya aykırı olamayacağından kural
olarak kanun kavramı her ikisini de içerir.
Kanun hükmünü
yerine getirmede kolluğun silah ve zor kullanma yetkisi incelenecek olursa. Bu
şartın yerine getirilmesi birçok koşula bağlanmıştır. Bunlar:
1. Aşama:
bedeni kuvvet kullanma
2. Aşama:
maddi güç kullanma; kelepçe, cop, basınçlı su, gaz vb.
3. Aşama:
silah kullanma
Silah kullanmada koşullara bağlanmıştır. Bunlar
Öldürme kastıyla ateş etmeme
Başka yolu yoksa sağlığa en az zarar verecek şekilde
silah kullanma
İkaz etmeden ateş etmeme
Ölçülü hareket etme
II.
Meşru
savunma ya da haklı savunma: Bir kişinin herhangi bir hakkına yönelik
saldırının def edilmesi amacıyla saldırıyla orantılı ve ölçülü olarak girişilen
savunma durumu meşru müdafaa olarak adlandırılır. Meşru müdafaanın koşulları
saldırıya ilişkin koşullar ve savunmaya ilişkin koşullar olarak ikiye ayrılır.
a. Saldırıya ilişkin koşullar
1.
Bir saldırı bulunmalı
2.
Saldırı haksız olmalı : Örneğin arama yapmak
amacıyla eve giren polise direnilmesi meşru müdafaa sayılmaz. Saldırganın kişisel cezasızlık sebebine sahip
olması fiilin haksızlığını ortadan kaldırmaz.
Kendi haksız hareketi nedeniyle saldırıya uğrayanın saldırıdan kurtulmak
için yaptığı savunmada meşrudur. Çünkü
bir kişinin haksız hareketi ona karşı yapılan hareketi meşrulaştırmaz. Örneğin
A, B ile zina yaparken eşi E tarafından yakalansa, E’nin tabancasına davranması
üzerine A daha atik davranıp E’yi vurursa meşru müdafaadan yararlanır. Fakat haksız saldırıya kasten sebep olan kişi
için bu saldırı bakımından meşru müdafaa söz konusu olamaz.
3.
Saldırı bir hakka yöneltilmiş olmalı: saldırının
yöneltildiği hak can ya da mal olabilir.
TCK “gerek kendisine ve gerekse başkasına” demek suretiyle üçüncü
kişilerin hakkına yönelik saldırılara karşıda meşru müdafaanın kabul
edileceğini göstermektedir. Buna üçüncü
kişi lehine meşru müdafaa denir.
4.
Saldırı halen mevcut, gerçekleşmesi ya da
tekrarı muhakkak olmalı. Örneğin elini
silahına atan kişinin ateş etmesine fırsat vermeden yapılan karşı saldırı gibi.
b.
Savunmaya İlişkin Koşullar:
1.
Savunmada zorunluluk bulunmalı: yani saldırıdan başka türlü kurtulmanın
imkanı bulunmamalı. Kaçma imkanı varken
kaçmayıp karşılık verilmesi durumunda dahi meşru müdafaa kabul edilebilir. Bu nedenle bu madde her somut olay
incelenerek belirlenebilir.
2.
savunma saldırıya veya saldırıyı yapana karşı olmalıdır. A’nın B2den yediği dayağın acısını B’nin oğlu
O’dan çıkartması meşru müdafaa sayılmaz.
Fakat fiilin bütünüyle hukuka uygunluğu sırasında oluşan bir sapmadan
dolayı ortaya çıkacak fiilde hukuka uygun sayılmalıdır.
3.
saldırı orantılı ölçülü olmalıdır. Eza hukuku kuralları hiç kimseye öç alma
hakkı verecek biçimde yorumlanamaz. Yani
meşru müdafaa hakkı saldırıyı durduracak ölçüde olmalıdır. Buna karşın bu madde olayın niteliğine göre
yorumlanır. Örneğin saldırı ve
savunmanın aynı nitelikte olması şart değildir. Örneğin ırzına geçilmeye
çalışılan kadının saldırganı öldürmesi gibi.
Yada elinde pala ile saldıran iri yarı kişiye tabancayla ateş edilmesi
gibi.
III. Hakkın Kullanılması: Örneğin
bir hekimin tıbbi müdahale sırasında gerçekleştirmiş olduğu eylemler. Öğretmenlerin öğrenci üzerinde te’dip hakkını
etkili eylem içermeyecek biçimde kullanması. Eleştiri amacıyla yapılmış düşünce
açıklamalar.
5237
sayılı TCK’nın Beşinci Bölümünde “Kamu Barışına Karşı İşlenen
Suçlar” eleştiri ve
düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilmemektedir. Bunlar;

Suç islemeye tahrik
MADDE 214. - (1) Suç islemek için alenen
tahrikte bulunan kisi, altı aydan bes yıla kadar hapis cezası
ilecezalandırılır.
(2) Halkın bir
kısmını diger bir kısmına karsı silahlandırarak, birbirini öldürmeye tahrik
eden kisi, onbes yıldan yirmidört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Tahrik
konusu suçların islenmesi halinde, tahrik eden kisi, bu suçlara azmettiren
sıfatıyla cezalandırılır.
Suçu ve suçluyu övme
MADDE 215. - (1) _slenmis olan bir suçu veya
islemis oldugu suçtan dolayı bir kisiyi alenen öven kimse, iki yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
Halkı kin ve düsmanlıga tahrik veya asagılama
MADDE 216. - (1) Halkın sosyal sınıf, ırk, din,
mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diger bir
kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu
güvenligi açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir
yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Halkın bir
kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılıgına
dayanarak alenen asagılayan kisi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(3) Halkın bir
kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu
barısını bozmaya elverisli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
Kanunlara uymamaya tahrik
MADDE 217. - (1) Halkı kanunlara uymamaya alenen
tahrik eden kisi, tahrikin kamu barısını bozmaya elverisli olması halinde, altı
aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Ortak hüküm
MADDE 218. - (1) Yukarıdaki maddelerde
tanımlanan suçların basın ve yayın yoluyla islenmesi halinde, verilecek ceza
yarı oranında artırılır.
Görev sırasında din hizmetlerini kötüye kullanma
MADDE 219. - (1) İmam, hatip, vaiz, rahip, haham
gibi dini reislerden biri vazifesini ifa sırasında alenen hükümet idaresini ve
Devlet kanunlarını ve hükümet icraatını takbih ve tezyif ederse bir aydan bir
seneye kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır veya bunlardan birine
hükmolunabilir.


m.300 ve m.301’de yer alan suçlar ise
eleştiri sınırını aştığında düşünce özgürlüğünün dışında değerlendirilir.
Devletin egemenlik alametlerini aşağılama

(2) İstiklal
Marsını alenen aşağılayan kisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(3) Bu maddede
tanımlanan suçların yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından islenmesi
halinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır.
Türklüğü, Cumhuriyeti, Devletin kurum ve
organlarını aşağılama
MADDE 301. - (1) Türklüğü, Cumhuriyeti veya
Türkiye Büyük Millet Meclisini alenen asagılayan kisi, altı aydan üç yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Türkiye
Cumhuriyeti Hükümetini, Devletin yargı organlarını, askerî veya emniyet
teşkilatını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(3) Türklüğü
aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından islenmesi
halinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır.
(4) Eleştiri
amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.
IV. İlgilinin Rızası: Kendisine haklara
müdahaleyi hukuken mümkün kılan bir
işlemden ibarettir. Koşulları:
a.
Mağdurun üzerinde serbestçe tasarufta bulunabileceği bir hakkın varlığı.: Yalnız, devletin şahsiyetine ve aleyhine
işlenen suçlar bakımından korunan değer devlet, toplum, kamuya ait olduğu için
bireyin bunda mutlak surette tasarruf yetkisi bulunmaz.
Yine
bireyin yaşam hakkı üzerinde de mutlak tasarruf ehliyeti bulumaz.
Kişinin beden tamlığı, vücut dokunulmazlığı üzerinde tasarruf yetkisi ise
sınırsız değildir. Örneğin organ
ticareti suçtur. Doktorun hastayı
verdiği rızayla ameliyat etmesi bakımından ise hem mağdurun rızası hemde hakkın
icrası bir arada düşünülmelidir. Yani
hastanın ölmesi durumunda mağdurun rızasıyla birlikte doktorun ehil olması
birlikte aranır.
Mülkiyet hakkı üzerinde serbestçe tasarrufta bulunulabilir. Mülkiyet hakkı bakımından yapılan şikayetler
rızanın varlığıyla düşer. Buna arşı bu
durumun bazı istisnaları vardır. Örneğin
TCK m.170 bakımından kişininkendi evini ateşe vermesi suçtur. Burada korunan mülkiyet değil kamu
güvenliğidir.
Şeref hakkı üzerinde de serbestçe tasarufta bulunulabilir. Fakat Kamu görevlisine görevinden dolayı
hakaret suçunda rıza geçerlideğildir.
Yine doktrinde bazı yazarlar şerefi de kişinin hayat hakkı gibi
değerlendirmektedir.
Özgürlük
hakkında da yine kişinin rızası olayı suç olmaktan çıkartır. Örneğin
mektup içeriğinin açıklanması
gibi. Fakat bunun da istisnaları
vardır. Örneğin kişileri ücretsiz
çalıştırmak TCK 117/2’ye göre suçtur.
Kişinin bir yere gitmek ya da bir yerde kalmak özgürlüğü üzerinde
tasarrufa bulunma hakkı sadece kendisine aittir.
b.
Rızaya ehliyet: Öncelikle bir eyleme
rıza gösteren kişinin hak sahibi olması gerekir. Rızaya ehliyet ise kişi hukuki yararın önemi
ve bunun korunmasından vaz geçmiş olması halinde bu durumun ne gibi anlam
taşıdığını anlayabilme yeteneğine sahip olmasıdır. Bu konuda herhangbir yaş sınırı konulmayıp temyiz
kudretinin varlığına bakılmaktadır.
Fakat bazı konularda yaş sınırı konulmuş olabilr. Örneğin TCK m.103
çocukların cinsel istismarı gibi.
c.
Rıza’nın Açıklanması: Rıza açık-kapalı veya yazılı-sözlü
olabilir. Burada önemli olan açıklama
anıdır. Rıza suçtan önce veya en azından
suçun icrasıdevam ettiği sırada açıklanmalıdır.
Fiilin işlendiği sırada geri alınan rıza fiili suç haline getireceği
gibi sonradan verilen rıza da suçu hukuka uygun kılmaz.
Menfuz (varsayılmış) rıza geçerlidir.
Hak sahibi fail hareeti gerçekleştrirken bu şartları bilseydi rızasını erecek
idi ise rıza var sayılır. Örneğin evde
olmayan komşusunun evine akan suyu
kesmek için evin içine girmek. Yurt
dışında olduğu bir dönemde mektubun açılarak faiz ödenmesinin önüne
geçmek. Doktorun bilinci kapalı hastayı
ameliyat etmesi gibi.
Açıklanmış olan rıza hile, tehdit, cebir
içermemelidir.
V. Yükümlülüklerin Çatışması: Görevli
olan kişinin aynı anda yerine getirmesi geren iki görev karşısında bunlardan
birini yapıp diğerini yapmamak durumunda karşılaşılan sorumluluk
durumudur. Bu durum değişik şekillerde
ortaya çıkar
a.
İki eşit değere sahip yükümlülüğün çatışması
durumunda: Örneğin çocuk bakıcısı
sorumluluğu altında bulunan iki çocukla brlikte bir tehlikeye düşse ve
bunlardan ancak birini kurtarabilse.
b.
Eşit değere sahip olmayan yükümlülüklerin
çatışması durumunda: Örneğin
bir kişi ve köpeğin boğulma durumuna kalması halinde
insanın kurtarılması gereği
Hukuka Uygunluk Sebeplerinde Sınırın Aşılması
a.
Sınırın kasten aşılması: Sınırın
kasten aşılması kasten icra elden bir fiil olarak değerlendirilir. Fail içinde bulunduğu durumu kötüye
kullanmamalıdır. Yani savunmaya yönelik
harekette amaç saldırıdan kurtulmak olmalıdır. Örneğin, A,B’yi öldürmek
kastıyla ateş etse fakat isabet ettiremezse bunun üzerine B silahına davranıp
tek el ateş etse ve Ayı etkisiz hale getirse daha sonra bununla yetinmeyip
yanına giderek birkaç el daha ateş ederek A’yı öldürse bu durum sınırı aşma
anlamına gelir ve kasten adam öldürmeye girer.
b.
Sınırın Taksirle Aşılması: Örneğin
fail tek el ateş edeceği yerde birkaç el ateş etse, başka bir şekilde saldırıyı
önleyebilecekken ateşli silah kullansa sınırı taksirle aşmış olur. Bu edenle
gerçekten aşma genellikle konuda, aracın seçiminde ya da aracı kullanımında
olur.
c.
Maşru savunmada sınırın korku ya da panikle
vb.nedenle aşılması:
eğer sınır
korku, panik ya da heyecan gibi nedenlerle aşılırsa bu durumda failin kusur
yeteneğinin kalktığı söylenmelidir.
d.
Hukuka Uygunluk sebeplerinde hata ve sınırın
aşılması: Bu durum Taksir (kusurluluk ) bölümünde incelenecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder