24 Mart 2017 Cuma

Medeni Usul Hukuku Ders Notları 1


KANUN YOLLARI: 
Yanlış olan kararların tekrar incelenmesini ve değiştirilmesini sağlanır.
Kararın kanun yollarından geçmesinden sonra veya bu kanun yollarına başvurma
sürelerinin geçirilmesi ile karar kesinleşir; artık onun aleyhine normal bir
kanun yoluna gidilemez.
Kanun yolları nihai kararlar için kabul edilmiştir. Kanun yolları 3 tanedir:
1.temyiz
2.karar düzeltme
3.yargılamanın iadesi (fevkalade kanun yolu)

Kanun Yollarına Başvurmanın Genel Şartları:
Hukuki yarar şartı; kural olarak davacı, lehine bir hükmü temyiz edemez.
Davası kısmen kabul kısmen reddedilen davacının, hükmü temyiz etme hakkı
vardır.
Kendisine karşı açılan dava tamamen reddedilen ve fakat yargılama
giderlerine mahkum edilen davalı da hükmü (yargılama giderlerine ilişkin
bölümü) temyiz edebilir.
Davalı haklı çıkmış olan taraf da, hukuki yararı bulunmak şartı ile, hükmü
temyiz edebilir.
Bir taraf, hukuki yararı varsa, kendi lehine olan yargıtay kararına karşı
karar düzeltme yoluna başvurabilir. Hukuki yararları varsa, her iki taraf da
bir kararı temyiz edebilir.
Her kanun yoluna başvurma belli bir süreye tabidir. Bu süre içinde, bir
karara karşı kanun yoluna başvurulamazsa, kanun yoluna başvurma hakkı düşer.

Kanun yoluna başvurmadan feragat: temyiz talebinin geri alınması.
Temyiz hakkı doğmadan, henüz nihai karar verilmeden önce taraflardan birinin
temyiz hakkından feragat etmesi geçerli değildir.
Buna karşılık bir taraf, temyiz hakkı doğduktan sonra temyiz süresi içinde
temyiz hakkından feragat edebilir ve böylece kararın kesinleşmesini
sağlayabilir.
Bir taraf temyiz yoluna başvurduktan sonra temyiz talebinden feragat
edebilir.
Asıl temyiz eden taraf temyiz talebinden feragat etse bile karşı tarafın
katılma yolu ile temyiz talebi geçerlidir.



TEMYİZ:
Hüküm mahkemesinin kararı yalnız hukuka uygunluk bakımından inceleme konusu
yapılır.
İncelenen vakıalar tekrar inceleme konusu yapılamaz.
Yeni vakıalar ileri sürülemez (hükümden öce var olan vakıalar)
Temyiz yalnız hukukun yanlış uygulandığı sebebine dayanabilir.
Hüküm verildikten sonra meydana gelen ve hükmü etkileyecek olan vakıalar
yargıtayda ileri sürülebilir.

Temyiz Edilebilen Kararlar:
Kanun tarafından belirlenir.
Kural olarak ilk derece mahkemesinin varmış oldukları bütün nihai kararlar
temyiz edilemez. İstisnai olarak bazı nihai kararlar temyiz edilemez.
Görevsizlik kararı, yetkisizlik kararı, dava dilekçesinin iptali kararı,
hakimin çekinmesi kararı, davanın iptali kararı... temyiz edilebilir.
Davanın konusuz kalması halinde verilen nihai kararlar da temyiz edilebilir.

Temyiz Edilemeyen Kararlar:
1.miktar ve değeri 40 milyon lirayı geçmeyen menkul mal ve alacak davalarına
ilişkin nihai kararlar kesindir. Yani miktar ve değeri 40 milyon lirayı
geçmeyen menkul ve alacak davalarına ilişkin her çeşit hukuk mahkemesi nihai
kararları kesindir, temyiz edilemez.
Alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde hükümde, asıl isteminin kabul
edilmeyen bölümü 40 milyon lirayı geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur.
Karşı tarafça temyiz yoluna başvurulması halinde, temyiz hakkı olmayan
tarafın düzenleyeceği cevap dilekçesinde hükmü temyiz etmesi mümkündür.

2.özel bir kanun hükmü ile bazı nihai kararların kesin olduğu veya yalnız
başına temyiz edilemeyeceği kabul edilmiş olabilir.

Temyiz edilemeyen kesin kararlara karşı temyiz yoluna başvurulursa, kararı
veren mahkeme, temyiz isteminin reddine kendisi karar verir.



TEMYİZ (BOZMA) SEBEPLERİ: 

nihai kararlar ilk derece mahkemelerinin hukuk
kuralını yanlış uygulamış olması nedeniyle temyiz edilir.
1.maddi hukuka dayanan temyiz sebepleri
2.usul hukukuna dayanan temyiz sebepleri

maddi hukuka dayanan temyiz sebepleri: mesela bir haksız fiilden dolayı
tazminat davasında, mahkeme haksız fiil şartları mevcut olmadığı halde
davalıyı tazminata mahkum etmiştir. Bu bir temyiz sebebidir. İlliyet bağı
bulunması gerekir.
Maddi meselenin takdirinde hata edilmesi.

usul hukukna dayanan temyiz sebepleri: usul hukuku kurallarının yanlış
uygulanması.
1.mutlak temyiz sebepleri: önemli usul hukuku kurallarının yanlış
uygulanması halinde, bu yanlış uygulamanın verilen kararı mutlaka etkilediği
farzolunur ki, bu hallere mutlak temyiz sebebi denir. Bunlar:
a) mahkemenin görevsiz olması
b) tarafları, dava sebebi ve konusu aynı olan bir (aslında iki) dava
hakkında birbirine çelişik kararlar verilmiş olması- birinin bozulması
gerekir-
c) iki taraftan birinin davasını ispat için gösterdiği delillerin kanuni
sebep olmaksızın reddedilmiş olması
d) yargı yolunun caiz olmaması (yani idari mahkemenin görevli olması)
e) bir davaya bakması yasak olan hakimin yargılamaya ve karara iştirak
etmesi
f) vekil ve mümessil olmayan kişiler huzuruyla davaya bakılmış ve hüküm
verilmiş olması
g) hüküm mahkemesinde davanın görülmesi sırasında tarflardan birince bir
usul kuralının yanlış uygulandığını ispat edecek derecede itiraz edildiği
halde mahkemenin bu itirazı incelememiş olması
h) hükmün gerekçesiz olması
i) bütün dava şartlarının bulunmaması
Yargıtay bu sebeplerden birinin mevcut olduğu sonucuna varırsa kararı bozar.

2.nisbi temyiz sebepleri: o usul hukuku kuralı yanlış uygulanmasaydı karar
başka türlü verilecek idi ise, bu hal temyiz sebebi olarak kabul edilir.
İlliyet bağı bulunması gerekir.
Örneğin gerekli olduğu halde bilirkişi incelemesi yaptırılmadan hüküm
verilmiş olması.
Mahkemenin yapmış olduğu usul yanlışlığı sonuç üzerine etkili olmalı. Hükmün
sonucunu etkilemeyen usul yanlışlıkları bozma sebebi sayılmaz.




TEMYİZ YOLUNA BAŞVURULMASI:

Ancak davanın tarfları başvurabilir.
İhtiyari dava arkadaşları, her biri hükmü yalnız başına temyiz edebilir.
Mecburi dava arkadaşları, verilen hükmü ancak birlikte temyiz edebilirler.
“Hukuki yararın” bulnması gerekli.


Temyiz Süresi:
1. Asliye mahkemesi kararlarına karşı temyiz süresi 15 gündür. Bu süre
ilamın taraflardan her birine tebliğ edildiği tarihten itibaren işlemeye
başlar.
2. Sulh mahkemesi kararlarına karşı temyiz süresi 8 gündür. Bu süre ilamın
taraflardan her birine tebliğ edildiği tarihten itibaren başlar.
İş mahkemelerinde süre 8 gündür. Bu süre tefhim ile başlar.
3. Bir tarafın davayı vekil aracılığı ile takip etmesi halinde, hüküm vekile
tebliğ edilir. Süre bu tebligat ile başlar.
4. Bu süreler geçtikten sonra temyize başvurulamaz.

Temyiz süresini arzu ve ihtiyarı dışında bir nedenle kaçırmış olan taraf,
eski hale getirme yoluna başvurmak ve aynı zamanda hükmü temyiz etmek
suretiyle hükmün temyizen incelenmesini sağlayabilir. Bundan başka, temyiz
süresini geçirmiş olan taraf, diğer tarafın süresinde yaptığı temyiz talebi
üzerine, cevap süresi içinde hükmü temyiz edebilir. (katılma yolu ile
temyiz)


Temyiz Talebi:
Bir kararın temyizen incelenebilmesi için taraflardan birinin kararı temyiz
etmiş olması gerekir.(mutlaka)

temyiz dilekçesi: temyiz talebi dilekçe ile yapılır. Bu dilekçeye aleyhine
temyiz edilenlerin sayısı kadar suret eklenmelidir.
Temyiz dilekçesi temyiz edenin kimliği ve imzasıyla temyiz olunan hükmü
yeterince belli edecek kayıtları taşıması halinde diğer şartlar bulunmasa
bile reddolunmayıp temyiz incelemesi yapılır.
Temyiz dilekçesi kararı veren mahkemeye veya başka bir yer mahkemesine
verilebilir.
Temyiz dilekçesi verilirken temyiz eden tarafından gerekli harç ve giderin
tamamı ödenir.

temyiz dilekçesine cevap (cevap lahiyası) temyiz dilekçesi hükmü veren
mahkeme aracılığı ile karşı tarafa tebliğ olunur. Karşı taraf bu tebliğ
gününden başlayarak 10 gün içinde hükmü veren mahkemeye veya başka bir
mahkemeye cevap dilekçesi verebilir.
Karşı taraf hükmü, süresi içinde temyiz etmemiş olsa bile cevap dilekçesinde
hükme ilişkin itirazlarını bildirerek temyiz isteğinde de bulunabilir.
(katılma yolu ile temyiz)

dosyanın yargıtaya gönderilmesi: temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve
giderlerin tamamının ödenmesi gerekir. Eksik ödenmiş ise kararı veren
mahkeme başkanı tarafından 7 günlük kesin süre verilir. Verilen süre içinde
harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde mahkeme kararın, temyiz edilmemiş
sayılmasına karar verir. Temyiz eden, mahkemenin kararının temyiz edilmemiş
sayılmasına ilişkin bu kararını, kararın kendisine tebliğinden itibaren 7
gün içinde temyiz edebilir.

mahkemenin temyiz talebini reddetmesi: temyiz talebini reddetme yetkisi
yargıtaya aittir.
2 durumda kararı veren mahkeme temyiz talebinin reddine karar verebilir:
1.temyiz kanuni süre geçtikten sonra yapılırsa
2.temyizi kabil olmayan bir karar ilişkin olursa
Bu durumlarda ret kararını kendiliğinden temyiz edene tebliğ eder. Bu ret
kararı tebliğinden itibaren 7 gün içinde temyiz edilebilir. Yargıtay temyiz
isteminin reddine ilişkin kararı bozarsa, ilk temyiz dilekçesine göre temyiz
istemini inceler.

Temyiz Yoluna Başvurmanın Hükmün icrasına Etkisi: bir hükmün aleyhine temyiz
yoluna başvurulmuş olması kural olarak hükmün icrasını durdurmaz.
Konusu para veya menkul mal olan hükümlerde, teminat göstererek yargıtaydan
icranın geri bırakılması kararı almak suretiyle hükmün icrası
durdurulabilir.
Bazı hükümler kesinleşmedikçe icra edilemez: gayrimenkule ve buna ilişkin
ayni haklara, aile ve şahsın hukukuna dair hükümler gibi. Bu hükümlerin
temyiz edilmesi kendiliğinden icrayı durdurur.

Yargıtay İncelemesi:
Ön incelemeyi tetkik hakimi yapar.
İnceleme kural olarak dosya üzerinde yapılır.
İstisnai olarak taraflar incelemenin duruşmalı olarak yapılmasını
isteyebilir.
1.tüzel kişiliğin feshine, genel kurul kararlarının iptaline ilişkin
davalar
2.evlenmenin butlanına, feshine ilişkin davalar
3.boşanma veya ayrılık davaları
4.velayete, nesebe ve kısıtlamaya ilişkin davalar
5.miktar veya değeri 800 milyon lirayı aşan alacak ve menkul, gayrimenkul
davalarında verilen hükümlerin temyiz incelemesinin duruşmalı olarak
yapılması istenebilir.
Bunalrın dışındaki hallerde yargıtayda duruşma istenemez.
Duruşma isteği dilekçede veya lahiyada açıkça belirtilmelidir.
Yargıtay taraflardan bilgi almak üzere kendiliğindende duruşma yapılmasına
karar verebilir.

Yargıtay Kararı:
Yargıtay ilk önce temyiz talebinin mesmu olup olmadığını inceler.(ön
inceleme) mesmu olmadığı sonucuna varırsa temyiz talebini esasa girmeden
reddeder.mesmu olduğu sonucuna varırsa esasa girerek inceleme yapar.
Yargıtay temyiz incelemesi sırasında iki temyiz dilekçesi ve cevap
lahiyasında ileri sürdükleri bütün itiraz ve savunmaları göz önünde
bulundurur.
Vereceği kararı gerekçesiylebirlikte bildirir.

Yargıtay kararı başlıca 3 şekilde olabilir:
1.bozma kararı
2.onama kararı
3.değiştirerek ve düzelterek onama kararı


BOZMA KARARI
yargıtay, temyiz sebebini yerinde görürse hüküm mahkemesinin kararını
tamamen veya kısmen bozar. Başka sebeplerden dolayı da bozabilir. Yargıtay
hükmü yalnız bozmakla yetinir, o davayı kendisi karara bağlayamaz.

aleyhe boza yasağı: bir hüküm davanın taraflarından yalnız biri tarafından
temyiz edilirse, yargıtay temyiz edilen hükmü temyiz eden tarafın aleyhine
olarak bozamaz!

aleyhe hüküm verme yasağı: taraflardan yalnız birinin temyizi halinde,
yargıtayın temyiz eden tarafın lehine olarak verdiği bozma kararına uyan
mahalli mahkeme de artık, temyiz eden tarafın, önceki karara oranla aleyhine
olan bir hüküm veremez.

Yargıtay bir kararı bozunca, dava dosyasını kural olarak kararı vermiş olan
mahkemeye gönderir. Uygun göreceği başka bir mahkemeye de gönderebilir.

Yargıtayın bozma kararı üzerine dava dosyası kendisine gönderilen mahkeme
aşağıdaki ihtimallere göre işlem yapar:
1.yargıtayın bozma kararına karşı karar düzeltme yolu kapalı ise; mahkeme
kendiliğinden tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra, yargıtayın
bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar verir.
2.karar düzeltme yolu açık ise; bu bozma kararı 15 gün içinde taraflara
tebliğ edilir.
a)bozma kararının tebliği tarihinden itibaren 15 gün içinde karar
düzeltme yoluna gidilmezse, mahkeme kendiliğinden tarfları hemen duruşmaya
davet edip dinledikten sonra bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar
verir.
b)taraflardan biri, bozma kararının tebliğinden itibaren 15 gün içinde
karar düzeltme yoluna başvurursa, mahkemenin tarafları kendiliğinden
duruşmaya davet edebilmesi için, karar düzeltme incelemesinin sonuçlanması
beklemesi gerekir.

Yargıtayın bozma kararı üzerine kendiliğinden (resen) tarafları duruşmaya
davet eden mahkeme bu duruşmada tarafları dinledikten sonra, iki şekilde
karar verebilir:
1.mahkeme yargıtayın bozma kararına uyar
2.kendi kararında direnir (ısrar eder)

Mahkemenin bozma kararına uyması:
Mahkeme, bozmadan sonraki ilk duruşmada bozma kararına uyduğunu bildirirse,
artık bu kararı ile bağlıdır. Bozamaya uyma kararından dönerek direnme
kararı veremez.
Bozma kararına uyulması üzerine, yargılamaya devam edilir. Taraflar bozma
kararına uyulmasından sonra devam edilen yargılama sırasında yeni iddia ve
savunmada bulunabilirler.
Bozma kararından yalnız kararı temyiz etmiş olan taraf istifade eder.
Bir karar görevsizlikten dolayı bozulursa görevsiz mahkemenin yaptığı bütün
işlemler ve verdiği kararlar geçersiz olur. Buna karşılık mesela; karar
mahkemenin gösterilen tanıkları dinlememiş olması nedeniyle bozulmuş ise,
ondan önceki işlemler geçerlidir.
Yargıtayın bozma kararına uyan mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem
yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü mahkemenin bozma kararına uyması
ile, bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesap hak (usule
ilişkin kazanılmış hak) doğmuştur.
Mahkemenin bozma kararına uyması ile meydana gelen bozma gereğince muamele
yapma ve hüküm verme durumu, taraflardan biri lehine ve diğeri aleyhine
hüküm verme neticesini doğuracak bir durumdur ve buna usuli müktesap hak
yahut usule ait müktesap hak denilmektedir.
Yargıtayın bozma kararına uymuş olan mahkeme, bozma kararı gereğince
inceleme yapıp karar vermek zorunda olduğu gibi, mahkemenin kararını bozmuş
olan yargıtay dairesi de sonradan ilk bozma kararıyla benimsemiş olduğu
esaslara (usuli müktesap hakka) aykırı şekilde ikinci bir bozma kararı
veremez.

Usuli müktesap hakkın ikinci bir çeşidi daha vardır ki,bu da bazı konuların
bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmesi ile meydana gelir:
yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında
kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uyan mahkeme kesinleşen bu
kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Yani kesinleşmiş
olan bu kısımlar, o kısımlar lehine olan taraf yararına bir usuli müktesap
hak teşkiş eder.
Bir hususun bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmesi iki şekilde
olabilir:
1.o husus açıkça bir temyiz sebebi olarak ileri sürülmüş, fakat
yargıtayca reddeilmiştir.
2.veya o hususta bir temyiz itirazı ileri sürülmemiş olmasına rağmen
dosyanın yargıtay dairesince incelendiği sırada dosyada bulunan yazılardan
onun bir bozma sebebi sayılması mümkün olduğu halde o cihet yargıtayca bozma
sayılmamıştır.

Usuli müktesap hak müessesinin bazı istisnaları vardır:
1.mahkemenin bozmaya uymasından sonra, bir içtihadı birleştirme kararı
çıkarsa, bu yeni içtihadı birleştirme kararının henüz mahkemelerde ve
yargıtayda görülmekte olan bütün işlere uygulanması gerekir. Yani sonradan
çıkan bir içtihadı birleştirme kararına karşı usuli müktesap hak iddiasında
bulunamaz. Buna göre usuli müktesap hakka aykırı bir içtihadı birleştirme
kararı çıkınca, yargıtay daireleri içtihadı birleştirme kararına aykırı ve
fakat usuli müktesap hakka uygun olan kararları bozacaklardır. Daha önce
verilmiş bozma kararları üzerine davayı incelemekte olan diğer mahkemelerde
yeni içtihadı birleştirme kararını kesin olarak öğrenince bozma kararı ile
gösterilen yolu bırakarak, içtihadı birleştirme kararı gereğince inceleme
yapmaya başlayacak ve o karar gereğince hüküm vereceklerdir.
2.bozmadan sonra, o konuda yürürlüğe giren bir “yeni kanun” karşısında,
yargıtayın bozma kararına uyulmuş olmakla meydana gelen usuli kazanılmış
hak, hukukça değer taşımaz. Yeni kanun hükmünün uygulanması gerekir.
3.görev konusu, usuli müktesap hakkın istisnasıdır. Yargıtay görevsiz
mahkemenin vermiş olduğu hükmü, görevsizlikten dolayı değil de başka bir
sebepten bozmuş ise taraflar mahkemede görev itirazında bulunabilecekleri
gibi yargıtayda ikinci temyiz incelemesinde mahkemenin hükmünü
görevsizlikten dolayı bozabilir.

Bir taraf, karşı taraf yararına usuli müktesap hak doğmasını önlemek için,
kendi lehine olan bir hükmü temyiz edebilir.
Bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararı uyarınca inceleme yaparak yeni bi
karar verir. Taraflar mahkemenin bu yeni kararına karşı da temyiz yoluna
başvurabilirler.

Mahkemenin kendi kararında direnmesi:
Mahkeme, yargıtayın bozma kararını doğru bulmuyorsa kendi kararında
direnebilir.
Mahkeme direnme kararı ile davadan elini çeker.
Direnme kararı nihai karar olduğundan temyiz edilebilir. Ancak birinci
kararı temyiz etmemiş olan tarafın direnme kararını temyiz etmek hakkı
yoktur. Önceki karara karşı temyiz yoluna başvurmuş ve karar lehine bozulmuş
olan taraf direnme kararını temyiz edebilir.
Direnme kararı temyiz edilince temyiz incelemesi “yargıtay hukuk genel
kurulunda” yapılır. HGK direnme kararını ya doğru bulur, bu halde direnme
kararını onar veya yargıtay özel dairesinin bozma kararını doğru bulur, bu
halde ise direnme kararını bozar.
Direnme kararlarının temyiz incelemesinde duruşma yapılmaz.
Mahkeme HGKnun verdiği karara uymak zorundadır. Yani artık kararında
direnemez.
Mahkeme yargıtayın bozma kararının bir kısmına uyar, diğer kısmına ise
uymayabilir; yani kararın bir kısmında direnebilir.
Mesela mahkeme, yargıtayın bozma kararında gösterdiği birinci bozma sebebine
uyar, ikinci bozma sebebine karşı direnebilir. Bu halde mahkeme, bir kısmi
uyma ve kısmi direnme kararı ile davadan elini çekmediğinden, verdiği karar
bir ara karardır. Bu nedenle taraflar, mahkmenin kısmi direnme kararını
yalnız başına temyiz edemezler.
Kısmi uyma ve kısmi direnme kararı vermiş olan mahkeme ilk önce, kısmi uyma
kararı gereğince, inceleme yapar. Bundan sonra mahkeme uyduğu ve direndiği
kısımların tümü hakkındaki gerekçeli nihai kararını yazıp, taraflara tefhim
veya tebliğ eder. İşte taraflar ancak bu nihai kararı temyiz edebilirler.

Mahkemeler aşağıdaki hallerde direnme kararı veremezler:
1.mahkemenin, merci tayini hakkındaki yargıtay kararına karşı direnme
hakkı yoktur.
2.mahkemelerin verikleri tehir (erteleme) kararları hakkındaki yargıtay
kararına karşı direnme hakları yoktur.
3.iki tarafda yargıtayın bozma kararına uyulmasını isterse, mahkeme bozma
kararına uymak zorundadır, direnme kararı veremez.
4.mahkeme,yargıtayın kanun yararına bozma kararına karşı direnemez.
5.hakemler, yargıtayın bozma kararına karşı direnemezler.



ONAMA KARARI
Yargıtay temyiz edilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu kanısına varırsa,
hüküm mahkemesinin karraını (aynen) onar.
Yargıtayın onama kararının sonucunu, mahkeme 15 gün içinde kendiliğinden
taraflara bildirir.
Yargıtayın kararına karşı karar düzeltme yolunun kapalı olduğu hallerde,
yargıtayın onama kararı ile, mahalli mahkeme hükmü kesinleşir. Karar
düzeltme yolunun açık olduğu hallerde ise yargıtayın onama kararı ile hüküm
hemen kesinleşmiş olmaz. Bu halde hükmün kesinleşebilmesi için, yargıtayın
onama kararına karşı 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulmamış
olması ve başvurulmuş olup da, karar düzeltme talebinin yargıtayca
reddedilmiş olması gerekir.


HÜKMÜN DEĞİŞTİRİLEREK VE DÜZELTİLEREK ONANMASI
Aşağıdaki 3 halde yargıtay mahalli mahkemenin hükmünü değiştirerek ve
düzelterek onayabilir.
1.temyiz olunan hükmün kanunun olaya uygulanmasında hata edilmiş
olmasından dolayı bozulması gerekmek de olup da kanuna uymayan husus
hakkında yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde
yargıtay, hükmü değiştirerek ve düzelterek onayabilir. Mesela temyiz edilen
hüküm esas yönünden kanuna uygundur, ancak harç, vekalet ücreti, faiz
konularında yanlışlık yapılmıştır. Bu halde yargıtay yapılan yanlışlığı
düzelterek hükmü onayabilir.
2.tarafların kimliklerine aityanlışlıklarla yazı, hesap ve diğer açık
ifade yanlışlıklarından dolayı da, esas yönünden kanuna uygun olan hüküm
bozulamaz, hüküm bu yanlışlar düzeltilmek suretiyle onanır.
3.hükmün sonucu esas bakımından usul ve kanuna uygun olup da, gösterilen
gerekçe doğru görülmezse, yargıtay dairesi, gerekçeyi değiştirerek ve
düzelterek hükmü onar.

Karar düzeltme yoluna başvurulması üzerine de, yargıtay mahalli mahkeme
hükmünü düzelterek onayabilir.
Temyiz eden sonradan temyiz talebinden feragat ederse yargıtay, gene esas
hakkında temyiz incelemesi yapamaz, temyiz incelemesine yer olmadığına karar
vererek, dosyayı mahalli mahkemeye gönderir.


KANUN YARARINA TEMYİZ: 

temyiz yolu kesin olmayan kararlara karşı başvurulan
normal bir kanun yoludur. Bundan başka kesin kararlara karşı, yargıtay c.
Başsavcısının başvurabileceği istisnai ve kendine özgü bir temyiz yolu
vardır ki, buna kanun yararına temyiz denir.
Yargıtay c. Başsavcısı tarafından kanun yararına temyiz edilebilecek olan
kesin nihai kararlar iki çeşittir.
1.verildikleri anda kesin olan hükümler. Bunlar temyiz edilemeyecek olan
hükümlerdir.
2.aslında temyiz edilebilen ve fakat taraflardan hiç birinin süresi
içinde temyiz yoluna başvurmamış olması nedeniyle kesinleşmiş bulunan
hükümler.

Bu hükümler verilirken, hukuk kuralları yanlış uygulanmıştır. İşte bu
hallerde, hukukun yanlış uygulandığını tespit edip, mahkemelerin bundan
sonraki benzer olaylarda aynı yanlışı yapmalarını önlemek için bu gibi
hükümler, c. Başsavcılığının kanun yararına temyizi üzerine yargıtay
tarafından incelenir. Yargıtay gerçekten hukukun yanlış uygulanmış olduğu
kanısına varırsa, hükmü kanun yararına bozar. Bu bozma kararı resmi gazetede
yayımlanarak, kanunların yurdun her yerinde aynı şekilde uygulanması
sağlanır. İşte kanun yararına temyizin faydası buradadır.
Kanun yararına bozma üzerine, mahkeme tekrar yargılama yapamaz ve bozmaya
uygun olarak yeni bir hüküm veremez, verirse bu hüküm geçersizdir. Mahkeme
kanun yararına bozma kararına karşı direnme kararı da veremez.
Mahkeme kanun yararına bozma kararı üzerine hiç bir işlem yapamaz.
Yargıtay, başsavcının kanun yararına temyiz talebini reddederse başsavcı bu
ret kararına karşı karar düzeltme yoluna başvuramaz. Taraflar da karar
düzeltme yoluna başvuramaz.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder