CEZA
İLİŞKİSİNİ DÜŞÜREN NEDENLER
ÖLÜM: Sanığın ölümü halinde, hakim re’sen davanın
düşürülmesine karar verir. Sanığın ölümü ile davanın düşürülmesi diğer
sanıkları etkilemez. Dolayısıyla diğer sanıklar hakkında dava devam edecektir.
Hükümlünün ölümü halinde, önceden hükmedilmiş olan hapis cezasının infazı
mümkün olmaz. Bununla birlikte hükümlü hakkında ölmeden önce hükmedilmiş olan para
cezası da, mirasçılarından tahsil edilemez.
AF: Af, kesinleşmiş veya kesinleşecek cezaların yetkili
devlet organınca azaltılması veya tamamen kaldırılmasıdır. Diğer bir ifadeyle
af, suç oluşturan fiiller için ceza vermek hakkını ortadan kaldıran, verilmiş
cezaların kısmen veya tamamen infazını önleyen hukuki tasarruftur. Anayasanın
87. maddesi, TBMM’nin genel ve özel af ilanına yetkili olduğunu düzenlemiştir.
AF İŞLEMİNE ATIFET İŞLEMLERİ DE DENİR.
AFFIN
ÇEŞİTLERİ: 1) Genel Af: TCK 65/1 hükmüne göre “Genel af halinde; kamu davası
düşer, hükmolunan cezalar bütün neticeleri ile birlikte ortadan kalkar.” Genel
af, tüm suçlar için söz konusu olabileceği gibi, belirli bazı suçlar için de
söz konusu olabilir. Bunun tek sınırı, orman suçlarıdır. Af kapsamına giren
suçlar hakkında kamu davası açılmamışsa, artık açılmaz. Kamu davası açılmış
olanlar hakkında düşme kararı verilir. Fail sanki bu suçu hiç işlememiş kabul
edilir. 2) Özel Af: TCK m.
65/2 hükmüne göre “Özel af ile hapis cezasının infaz kurumunda çektirilmesine son
verilebilir veya infaz kurumunda çektirilecek süresi kısaltılabilir ya da adli
para cezasına çevrilebilir.” Özel af, kişisel ve toplu özel af olmak
üzere iki şekilde gerçekleşir. 3) Cumhurbaşkanınca Af: Anayasa
m. 104 ile Cumhurbaşkanına af yetkisi verilmiştir. Buna göre Cumhurbaşkanının
bu af yetkisi; sürekli hastalık, sakatlık, kocama durumlarında uygulanabilir.
Cumhurbaşkanı, Adli Tıp’tan alınan rapora göre hareket edecektir.
ÖNÖDEME:
TCK m. 75’te düzenlenen ön ödeme,
uzlaşma kapsamı dışındaki bazı hafif suçlarda, yani yalnızca adli para cezasını
gerektiren suçlar veyahut kanun maddesinde öngörülen hapis cezasının yukarı
sınırı üç ayı aşmayan suçlarda, kendisine suç isnat edilen failin kanunda
belirtilen şekilde para cezasını peşinen ödemesi karşılığında savcının dava
açmamasına veyahut açmışsa da davasını düşürmesine yarayan kurumdur.
ŞİKAYETTEN
VAZGEÇME: TCK m. 73/4’e göre “Kovuşturma
yapılabilmesi şikayete bağlı suçlarda kanunda aksi yazılı olmadıkça suçtan
zarar gören kişinin vazgeçmesi davayı düşürür ve hükmün kesinleşmesinden sonraki
vazgeçme cezanın infazına engel olmaz.”
ZAMANAŞIMI:
Devlet ile sanık arasında olan ve
ceza ilişkisini düşürene “dava
zamanaşımı”; Devlet ile hükümlü arasında olan ve infaz ilişkisini düşürene “ceza zamanaşımı” denir.
ZAMANAŞIMININ
HUKUKİ ESASINA İLİŞKİN GÖRÜŞLER: 1) Manevi Ceza Görüşü: Suç işledikten sonra uzun süre adaletten kaçan suçlu,
bu süre içerisinde vicdan azabı ve korku içerisinde yaşamıştır. Artık bu kişiye
ceza vermeye gerek yoktur. 2) Uslanma
Görüşü: Uzun süre suç işlememiş olan kişinin ıslah olduğunu, cezanın
amacının da bu olduğunu, dolayısıyla yeniden ceza vermeye gerek kalmadığını
kabul eder. 3) Unutma Görüşü: Aradan
geçen sürenin suçun kamuoyunda yarattığı etkiyi unutturacağını, kamuoyunca
unutulmuş bir suçun cezalandırılmasında sosyal yarar bulunmadığını kabul eder.
4) Psikolojik Değişme Görüşü: Bu
görüş, insan kişiliğinin devamlı bir değişim içerisinde olduğundan hareket
eder. Failin, aradan geçen süre içerisinde, önceden işlediği fiile
yabancılaşması söz konusu olacağından, onu bu fiilden dolayı cezalandırmamak
gerekir. 5) Sosyal Yarar Görüşü: Suçluların
cezalandırılmasının nedenini sosyal yararda görür ve zamanın geçmesiyle bu
yararın azalacağı hatta tümden ortadan kalkacağını ileri sürer. 6) Karma Görüş: hepsinden biraz.
DAVA
ZAMANAŞIMI: Dava zamanaşımı
gerçekleştiği takdirde, belirli bir suçtan dava açılamayacağı gibi, açılmış
olan davaya da devam edilemez. Her suç dava zamanaşımına tabidir. İstisna: soykırım
suçu, insanlığa karşı suçlar, vatana ihanet gibi.
TCK MADDE 66. - Kanunda başka türlü yazılmış olan hâller
dışında kamu davası;
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını
gerektiren suçlarda otuz yıl,
b) Müebbet hapis cezasını gerektiren
suçlarda yirmibeş yıl,
c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis
cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl,
d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az
hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş yıl,
e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis
veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl, Geçmesiyle düşer.
DAVA
ZAMANAŞIMININ DURMASI: Bu
hallerde zamanaşımı durur, sonra kaldığı yerden devam edecektir.
DAVA
ZAMANAŞIMININ DURMA NEDENLERİ:
·
Dava Açılmasının
İzin Alınmasına Bağlı Olması: İzin başvurusu ile Z.A. durur.
·
Dava Açılmasının
Karar Alınmasına Bağlı Olması: Dokunulmazlık kalkacaksa…
·
Bekletici Sorun
Sayma: Davanın ilerlemesi başka bir davanın kararına bağlı ise.
·
Kaçaklık Kararı
Verilmesi: Fail hakkında kaçak kararı verilirse zamanaşımı durur.
DAVA
ZAMANAŞIMININ KESİLMESİ: Dava
zamanaşımını kesen engel ortaya çıkıncaya kadar geçen süre geçmemiş sayılarak
yanar ve engelin gerçekleşmesinden sonra, süre en baştan işlemeye
başlar.Kesilen zamanaşımı baştan başlasa da bunun sonucunda zamanaşımı süresi
yarısından fazla uzayamaz. Örneğin, 20 yıllık zamanaşımı süresine tabi bir suç
20’nci yılın son gününde kesilirse, o ana kadar geçen zamanaşımı süresi yanar
ancak zamanaşımı süresi en fazla yarısı kadar uzayabileceğinden, süre 10 yıl
daha uzayabilir.
DAVA
ZAMANAŞIMININ KESİLME NEDENLERİ
·
Şüpheli
veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya
çekilmesi,
·
Şüpheli
veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi,
·
Suçla
ilgili olarak iddianame düzenlenmesi,
·
Sanıklardan
bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi,
Halinde, dava zamanaşımı
kesilir.
CEZA
ZAMANAŞIMI: Ceza zamanaşımı, bir
kimse aleyhinde kesinleşmiş mahkumiyet kararı bulunmasına rağmen, mahkumiyet
kararının hüküm tarihinden itibaren belli süre içinde infaz edilmemesi
nedeniyle, o cezayı infaz yetkisini ortadan kaldıran bir kurumdur. İstisna yine
soykırım, insanlığa karşı suç, vatana ihanet vs..
Ceza zamanaşımı
MADDE 68. - aşağıdaki sürelerin geçmesiyle cezalar
infaz edilmez:
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis
cezalarında kırk yıl.
b) Müebbet hapis cezalarında otuz yıl.
c) Yirmi yıl ve daha fazla süreli hapis
cezalarında yirmidört yıl.
d) Beş yıldan fazla hapis cezalarında
yirmi yıl.
e) Beş yıla kadar hapis ve
adlî para cezalarında on yıl.
CEZA ZAMANAŞIMININ DURMASI: Bu halde ceza zamanaşımı bir sebebe bağlı olarak durur, o
sebebin ortadan kalkması ile birlikte süre yeniden işlemeye başlar.
CEZA ZAMANAŞIMININ DURMA NEDENLERİ:
• Milletvekilliği Sıfatının Kazanılması
• Bazı Suçlar Bakımından Hükümlünün Asker Olması
• Hükümlünün Bir Başka Cezadan Dolayı İnfaz Kurumunda
Bulunması
• Cezanın İnfazının Ertelenmesi veya Durdurulması
CEZA
ZAMANAŞIMININ KESİLMESİ: Kesilme
ile birlikte, o ana kadar geçen süre yanar ve süre kesilme gününden itibaren
yeniden işlemeye başlar.
CEZA
ZAMANAŞIMININ KESİLME NEDENLERİ:
• İlamın İnfazına İlişkin İşlemlerin Yapılması
• Hükümlünün Yakalanması
• İki Yıldan Fazla Hapis Cezasını Gerektiren Kasıtlı
Bir Suç İşlenmesi
PARA CEZASI
KONUSUNDA İLERİ SÜRÜLEN GÖRÜŞLER:
Lehinde
Olan Görüşlere Göre: 1) Hürriyeti
bağlayıcı ceza sonucu cezaevine girmenin neden olduğu olumsuz etkileri önler.
2) Para cezası failin kusur ve suçunun ağırlığına göre bölünebilir. Bu şekilde,
yaptırımın suçun tam karşılığı olabilmesi mümkündür. 3) Para cezası kişinin
malvarlığında bir yoksunluğu sonuçladığı için, para cezasının korkutma niteliği
vardır. 4) Para cezasında devlet bütçesine para girer, hapis cezasında ise
vergi mükelleflerine yük biner. 5) Hükümlü cezaevine girmeyeceği için, sosyal
çevresinden kopmamış olur. 6) Para cezasında, alınan paranın iadesi mümkün
olduğu için adli hata giderilebilir. Ancak ölüm cezası ve hapis cezalarında
adli hatanın giderilebilmesi mümkün değildir.
Aleyhinde
Olan Görüşlere Göre: 1) Eşitlik
ilkesine aykırıdır. Para cezasının doğrudan malvarlığına yönelik bir ceza
olması nedeniyle, kişilerin maddi durumuna göre etkisi farklıdır. Para cezası zengin kişileri etkilemez
o yüzden onlar bu cezadan korkmazlar. 2) Cezanın bireyselliği ilkesine
aykırıdır. Para cezasının, suçla ilgisi olmayan diğer aile bireylerini
etkilemesi kaçınılmazdır. 3) İnfazında güçlük yaşanmaktadır. Para cezasına
hüküm giyenlerin çoğunun bu cezayı ödemedikleri ileri sürülmektedir.
ÖLÜM
CEZASI LEHİNDE VE ALEYHİNDE GÖRÜŞLER: 1) Aleyhinde olan görüşler: Ölüm cezası suçlarda azalmaya neden olmamıştır. Bir
suçu işleme kararı alan kişi, ölüm cezasının varlığı sebebiyle suç işlemekten
vazgeçmemektedir. Genel ve özel önleme niteliği olmadığından, yalnızca tasfiye
niteliği taşıdığından modern ceza hukukuna uymamaktadır. Ayrıca adli hata
durumunda ölüm cezasının sonuçları telafi edilebilir nitelikte değildir. İnsan
haklarına da aykırıdır. 2) Lehinde olan
görüşler: Ölüm cezasının korkutucu ve önleyici etkisi savunulmaktadır.
Yaşama son verme tehdidinin, suçları önleme ve kişileri suç işlemekten alıkoyma
konusunda etkisiz olması gerçekçi değildir. Adli hata konusuna gelinirse bu
ihtimal bütün cezalar için mümkündür. Kişinin 15 yıl hapishanede boşu boşuna
yatması da telafi edilebilir nitelikte değildir.
SUÇLULARIN
GERİ VERİLMESİ: Suçluların geri
verilmesi, kesinleşmiş bir mahkumiyet kararının yerine getirilmesi veya suç
işleyip yurt dışına kaçan birinin yargılanabilmesi için; suçlunun iadesinin
istenilmesidir.
ŞARTLARI: Geri verilme için, suçlunun işlediği iddia edilen
suçun isteyen ve istenen devletlerin her ikisinde de en az 1 yıllık ceza
gerektiren bir suç olması gerekir. Ve aşağıdaki hallerden biri olmamalıdır.
Şu
hallerde geri verme mümkün değildir:
1) Türk kanunlarına göre suç değilse, 2) Türkiye
Devletinin güvenliğine karşı, Türkiye Devletinin veya bir Türk vatandaşının ya
da Türk kanunlarına göre kurulmuş bir tüzel kişinin zararına işlenmişse, 3)
Türkiye'nin yargılama yetkisine giren bir suç ise, (Türkiye’de işlenmişse veya
bir Türk tarafından yurt dışında işlenmişse, 4) Suç, isteyen veya istenen
devlette zamanaşımına veya affa uğramış ise, 5) Geri vermeye konu olan suçun
cezası, isteyen devlette ölüm cezası ise,
6) Geri vermeye konu olan suç mali suç ise (vergi – kambiyo – gümrük),
7) Düşünce suçu veya Siyasi suç veya
sırf askeri suç ise, geri verilmeyecektir.
SİYASİ
SUÇ KAVRAMI: Siyasetle ilgisi olan
suçlar, yürüyüş-protesto vs. gibi suçlar tam
siyasi suç olarak adlandırılır. Adi bir suçun, örneğin adam öldürmenin,
siyasi bir amaçla yapılmasına ise nispi
siyasi suç denir. Bu suçlarda yukarıda denildiği gibi iade mümkün değildir.
Ancak bazı suçlar “teamül veya UA anlaşmalarla” siyasi suç kavramının dışına
atılmıştır. Bunlar: Devlet başkanı ve ailesine karşı suçlar, anarşi suçları ve
terör suçlarıdır. Bunlar siyasi sayılmaz, geri vermek mümkündür.
GERİ
VERMEDE SİSTEMLER: 1) Adli Sistem:
Bunu benimseyen ülkelerde geri verme konusunda karar mercii mahkemelerdir. 2)
İdari Sistem: Burada ise geri verme ya da vermeme kararını hükümet verir. 3)
Karma Sistem: Türkiye’de de uygulanan bu sistemde ise öncelikle mahkeme duruma
bakar. Eğer veri vermeyi reddederse bu karar kesindir. Ancak geri verme kararı
verirse, yetki artık hükümete geçer. Hükümet ister geri verir ister vermez…
TR İSTERSE
USUL: Adalet Bak. è Dışişleri Bak. è Büyükelçi è İlgili ülkenin dışişleri.
TR’DEN
İSTENİRSE USUL: è Dosya Dışişlerine gelir è Adalet Bak. è Mahkeme
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder