HAKSIZ TAHRİK: Haksız tahrik, failin haksız bir fiilin doğurduğu öfke
veya şiddetli elemin etkisinde kalarak tahriki teşkil eden kişiye karşı bir suç
işlemesidir. Bunun sonucunda faile verilecek ceza indirilir. HAKSIZ TAHRİK
ŞARTLARI:
1 - Tahriki
teşkil eden bir fiil olmalıdır.
2 - Bu fiil haksız olmalıdır.
3 - Fail bu fiil sebebiyle
öfke veya şiddetli elem haline sürüklenmelidir.
4 - Failin işlediği suç bu
ruhi durumun tepkisi olmalıdır.
Not:
5 - Bu suç tahrik edene karşı işlenmiş olmalıdır. (Kitapta saymamış)
TEŞEBBÜS: TCK m. 35’e göre “Kişi, işlemeyi kast ettiği bir suçu
elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan
nedenlerle icrayı tamamlayamaz veyahut icrayı tamamlasa bile netice
gerçekleşmezse ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur.
TEŞEBBÜSÜN ŞARTLARI: 1-Bir suçun
işlenilmesinin kastedilmesi
2-Elverişli
hareketlerin yapılması
3-İcra
hareketlerine başlanılması
4-Failin
elinde olmayan nedenlerle icra hareketlerinin bitirilememesi veya yapabileceği
her şeyi yapmasına rağmen neticenin gerçekleşmemesi
GÖNÜLLÜ VAZGEÇME: Fail kastettiği bir suçun elverişli hareketlerle
icrasına başladıktan sonra bu hareketleri tamamlama kudretine sahipken icrayı
tamamlamaktan gönüllü olarak(dış baskı olmadan) vazgeçerse işlemeye kast ettiği
suça teşebbüsten sorumlu olmaz. O ana kadar yaptığı fiiller başka bir suçu
oluşturuyorsa sadece o suçtan ceza alacaktır. Hırsız eve girdikten sonra
gönüllü vazgeçti sadece konut dokunulmazlığını ihlalden ceza alacaktır.
İŞLENEMEZ SUÇA TEŞEBBÜS: Burada suçun hukuki konusu mevcut değil yani suç
imkansızdır. Örneğin ölü bir adamı öldürmeye çalışıyorsun. Burada 2 görüş
vardır ilk görüş suçun konusu yoktur burada teşebbüs dahi oluşmaz der ancak
ikinci görüş, fail içindeki kötülüğü ortaya koyduğundan teşebbüsten
cezalandırılması gerektiğini söyler.
İŞTİRAK: Kanunen tek kişi tarafından işlenebilmesi mümkün olan
bir suçun, birden fazla failin önceden işbirliği yapmaları sonucunda
gerçekleştirilmesine, iştirak ya da suça katılma denir. TCK m. 37 – 40 arasında
faillik ve suç ortaklığı (şeriklik) şeklinde ikiye ayrılarak düzenlenmiştir.
Suça iştirak, faillik ve suç ortaklığını (şeriklik) kapsayan bir üst kavramdır.
Faillik, doğrudan, dolaylı ve birlikte faillik şeklinde üçe ayrılırken; suç
ortaklığı ise azmettirme ve yardım etme şeklinde ikiye ayrılır.
DOĞRUDAN
FAİLLİK: Suçun kanuni tanımındaki
fiili bizzat işleyen kişidir. Bunu öncelikle belirleyeceğiz sonra bu doğrudan
failin yanında yer alan kişileri iştirak bakımından değerlendireceğiz.
SORUDA
ÖNCELİKLE FAİL Mİ SUÇ ORTAĞI MI AYIRT EDİLMELİDİR: Bu sorun genellikle yardım
eden ile birlikte faili ayırt etmede ortaya çıkar. Keza azmettirme veyahut
dolaylı faillik kendini belli eder fakat birlikte faillikle yardım eden
karışabilir. Burada fiil egemenliği teorisi önemli.
FİİL
EGEMENLİĞİ TEORİSİ: Buna göre bir
kimse merkez kişi, anahtar figür olarak suç olayını yönlendirebilen,
engelleyebilen veya şekillendirebilen kişi ise birlikte faildir. Yani suç için
zorunlu, olmazsa olmaz kişi varsa birlikte faildir. Suç ortağı ise kendi fiil
egemenliği olmaksızın, gerçek olayın “kenar figürü” olarak, fiilin işlenmesine
sebebiyet veren veya diğer şekilde onu teşvik edendir.
BİRLİKTE
FAİLLİK: Birlikte (müşterek) faillik,
bilerek ve isteyerek birden fazla kişinin bir suçu birlikte işlemesidir. TCK m.
37/1'de, “Suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren
kişilerden her biri, fail olarak sorumlu olur.” Şartları: 1) İştirak İradesi (Suç İşlemek
İçin Ortak Karar), 2) Fiilin Birlikte İşlenmesi
DOLAYLI
FAİLLİK (Bu, yukarıdakilerden
bağımsız bir kavram): Dolaylı faillik,
TCK m. 37/2'de “suçun işlenmesinde bir başkasını araç olarak kullanan
kişi de fail olarak sorumlu tutulur.” şeklinde düzenlenmiştir. Dolaylı
failliğin kabulü de arka plandaki kişinin fiil egemenliğini tamamen elinde
tutmasına dayanır. Bu durumda bir başka kişi, suçun işlenmesinde araç olarak
kullanılmakta ve işte bu kişiye yön veren arka plandaki kişi -hintermann- dolaylı
fail olarak neticeden sorumlu tutulmaktadır.
Dolaylı
faillik araç olarak kullanılan kişinin tipe
uygun, hukuka aykırı veya kusurlu hareket etmemiş olmasını gerektirir. Bu
halde dolaylı faillik uygulanabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder