BİRLEŞMİŞ MİLLETLER
BM AMAÇLARI: UA Barış ve
güvenliği sağlamak
UA
Dostça ilişkiler geliştirmek
Ua
işbirliği sağlamak
UA
sorunların çözüm bulduğu merkez olmak.
BM İLKELER: Üye devletlerin egemen eşitliği
ilkesi
Yükümlülükleri
iyiniyetle yerine getirilmesi
UA
uyuşmazlıkların barışçıl yolla çözümlesi
Bm
amaçlarıyla bağdaşmayan konularda kuvvet kullanımı ve tehdit yasağı
Ua
barış ve güvenlik için katılımın arttırılması
BM’ye
üye devletlerin ulusal yetkisine karışmama
BM
FAALİYETLERİ: Ua barış ve
güvenliğin sağlanması konusunda faaliyetler
Ekon.
Ve toplumsal kalkınma adına ua işbirliği konusunda faaliyet Insan
haklarının ua alanda korunmasına ilişkin faal.
Ua
hukukun yerleştirilmesi ve geliştirilmesi konusunda faaliyet
Yeni teknolojik
gelişmelerden insanlığın en iyi biçimde yararlanılmasının sağlanılması.
ORGANLAR:
aa) Ana Organlar
1.Genel Kurul
4.Vesayet Konseyi
UA ÖRGÜTLER VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTLENMELERİ ÇERÇEVESİNDE ÇÖZÜM YOLLARI VE BM ÖRNEĞİ
Genel Kurulun Görev ve Yetkileri
UA MAHKEMELER VE UA ADALET DİVANI
UAD’ınca uygulanacak kurallar
ULUSLARARASI SİLAHLI ÇATIŞMALAR
I.KUVVETE BAŞVURMA YASAĞI
A.1.Savaş
A.2.Tarafsızlık
B.1. Kuvvete Başvurma Yasağı
B.2. Kuvvete Başvurma Yasağının Uygulama Alanı
1. SİLAHLI ÇATIŞMA KURALLARININ KAYNAKLARI
B.1. İkinci Dünya savaşına kadar önemli aşamalar
B.2. İkinci Dünya Savaşından Sonra
2.SİLAHLI ÇATIŞMA KURLLARININ UYGULAMA ALANI
A.1.Genel Olarak
A.2. Çatışmanın Tarafları
B.1. Uluslararası Silahlı Çatışmalar
B.2. Uluslararası Olmayan Silahlı Çatışmalar
3.ÇATIŞMALARIN YÜRÜTÜMÜ
III.İNSANCIL HUKUK KURALLARI
1.SAVAŞÇI STATÜSÜ
2.SAVAŞ ESİRLERİNİN,YARALILARIN VE SİVİLLERİN KORUNMASI
1.DEVLETİN UA SORUMLULUĞU
2.KİŞİLERİN CEZAİ SORUMLULUĞU
B.1. Uluslararası Ceza Divanı
ULUSLARARASI UYUŞMAZLIKLARIN ÇÖZÜMÜ
1.UA Uyuşmazlık Türleri
2.Uyuşmazlığın Çözümü Bakımından İlkeler
1.DİPLOMATİK ÇÖZÜM YOLLAR
2.HUKUKİ ÇÖZÜM YOLLARI
A.1. Hukuki yolların ortak özellikleri
A.2. Yargı ve Hakemlik
1.İÇ SULAR
2.KARASULAR
3.TAKIMADA SULARI
4.UA BOĞAZLAR
ULUSLARARASI DENİZLER
Bitişik Bölge
Kıta Sahanlığı
4.Vesayet Konseyi
UA ÖRGÜTLER VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTLENMELERİ ÇERÇEVESİNDE ÇÖZÜM YOLLARI VE BM ÖRNEĞİ
Genel Kurulun Görev ve Yetkileri
UA MAHKEMELER VE UA ADALET DİVANI
UAD’ınca uygulanacak kurallar
ULUSLARARASI SİLAHLI ÇATIŞMALAR
I.KUVVETE BAŞVURMA YASAĞI
A.1.Savaş
A.2.Tarafsızlık
B.1. Kuvvete Başvurma Yasağı
B.2. Kuvvete Başvurma Yasağının Uygulama Alanı
1. SİLAHLI ÇATIŞMA KURALLARININ KAYNAKLARI
B.1. İkinci Dünya savaşına kadar önemli aşamalar
B.2. İkinci Dünya Savaşından Sonra
2.SİLAHLI ÇATIŞMA KURLLARININ UYGULAMA ALANI
A.1.Genel Olarak
A.2. Çatışmanın Tarafları
B.1. Uluslararası Silahlı Çatışmalar
B.2. Uluslararası Olmayan Silahlı Çatışmalar
3.ÇATIŞMALARIN YÜRÜTÜMÜ
III.İNSANCIL HUKUK KURALLARI
1.SAVAŞÇI STATÜSÜ
2.SAVAŞ ESİRLERİNİN,YARALILARIN VE SİVİLLERİN KORUNMASI
1.DEVLETİN UA SORUMLULUĞU
2.KİŞİLERİN CEZAİ SORUMLULUĞU
B.1. Uluslararası Ceza Divanı
ULUSLARARASI UYUŞMAZLIKLARIN ÇÖZÜMÜ
1.UA Uyuşmazlık Türleri
2.Uyuşmazlığın Çözümü Bakımından İlkeler
1.DİPLOMATİK ÇÖZÜM YOLLAR
2.HUKUKİ ÇÖZÜM YOLLARI
A.1. Hukuki yolların ortak özellikleri
A.2. Yargı ve Hakemlik
1.İÇ SULAR
2.KARASULAR
3.TAKIMADA SULARI
4.UA BOĞAZLAR
ULUSLARARASI DENİZLER
Bitişik Bölge
Kıta Sahanlığı
Bütün üye devletlerin katıldığı
ve bir oya sahip olduğu en temel
organdır.
Genel kurul, güvenlik konseyinin
incelemesinde bulunmayan bütün konularda yetkilidir.
Genel kurul kararlarının gücü bir
kaç istisna dışında üye devletlere yönelik tavsiye niteliğindedir,bağlayıcı değildir.
Genel Kurulun,Güvenlik konseyi dışındaki
kararların önemli bir bölümü diğer organların uymasını zorunlu kılar
niteliktedir.
Genel kurul ve güvenlik konseyi
yetki durumunda hiyerarşik bir bağımlılık durumunda bulunmadığını
bildirmektir.
Güvenlik konseyi veto durumuna getirilmiş ise genel kurul
veto yüzünden çalışmayan güvenlik konseyinin yerine karar ve önlemler
alabilir.
2.Güvenlik Konseyi : üyeler iki gruba ayrılır aa)sürekli üyeler
bb)geçici üyeler Sürekli üyeler 5
tanedir: abd,rusya,ingiltere,fransa ve çin
Güvenlik Konseyinin görev ve yetkileri: Ana görevi UA barış ve güvenliğin sağlanmasıdır.
Bu görev çerçevesindeki yetkileri:
BM
VII. Bölümünde düzenlenen ua barış ve güvenliğin tehdit edilmesi,bozulması ve
saldırı durumunda alacağı bağlayıcı karar yetkisidir.
Andlaşmanın
VI.Bölümünde düzenlenen uyuşmazlıkların barışçıl çözüm yolunda vereceği tavsiye
kararı yetkisidir.
Genel
sekreter ve UAD Yargıçlarının seçimi gibi konularda yetkilidir.
Kararlar
ilke olarak 9/15 çoğunluğuyla alınmaktadır. Usüle ilişkin
kararlarda(önemsizler) herhangi 9 üyenin olumlu oyu yeterlidir. Usul dışındaki
esasas ilişkin kararlarda 9 oyun 5i daimi üyelerden olumlu veya çekimser
kalması gerekir. Sürekli üyelerden herhangi biri usul dışındaki konularda bir
karara karşı çıkması bu kararın alınmasına engel olup bu hak veto hakk olarak
adlandırılmaktadır.
Güvenlik konseyinin daimi veya geçici
üyelerinin oy kullanmasının kararının
geçerliliğini etkilemeyeceği iki durum vardır : 1) VI. Bölüm çerçevesindeki uyuşmazlığın
taraflardan biri üye devletse , 2) bir
uyuşmazlığın çözümünde bölgesel örgütlerin çözmesi özendiren kararlarda üye
devlet taraflardan biriyse. 3.Ekonomik
ve Sosyal Konsey
5.UAD: BM başlıca yargı
organıdır,15 bağımsız yargıçtan oluşur.
6.Sekreterlik: Genel sekreter ile örgütün memurlarından oluşmaktadır. Genel sekreter, güvenlik konseyinin tavsiyesi üzerine genel kurul
tarafından atanmaktadır.
Görevleri: Örgütün organlarının vereceği görevleri yerine
getirmekle yükümlüdür.Ayrıca UA Barış ve Güvenliğin tehlikeye düştüğü zaman
kendiliğinden bu konuya Güvenlik Konseyinin dikkatini çekme yetkisine sahiptir.
bb) Yardımcı Organlar
-Alt Organlar
-Teknik Yardımcı Organ
-Özel yardımcı organ
Devletlerarası uyuşmazlıklar
siyasal nitelikli kimi UA örgütler çerçevesinde bir takım yeni çözüm yolları
aracılığıyla çözülür.
BM Andl. VI.Bölümünde gerçekleştirdiği düzenleme ile BM’nin
de uyuşmazlıkların çözümünde doğrudan bir takım yetkileri vardır.Bu konuda
görev yapabilecek organlar:G.Kurul ve G.Konseyidir.
Güvenlik Konseyinin Görev ve Yetkileri:BM andlaşmasına göre UA uyuşmazlıkların
ve durumların çözülmesinde asıl yetkili organ güvenlik konseyidir. G.Konseyinin
uyuşmazlık veya durumun çözümünde harekete geçebilmesi için bir takım koşullar
gerekiyor.Bu koşullar:
-Mevcut
uyuşmazlığın ve durumların uzamasının barış ve güvenliğin korunmasını tehdit
eder nitelikte olması,
-İlgili
sorun özü itibariyle bir devletin ulusal yetkisi içinde bulunan bir sorun
olmamasıdır.
Güvenlik Konseyin
Uyuşmazlıklara ilişkin yetkileri ve izlenen usuller: Herhangi bir uyuşmazlığın güvenlik konseyinin
önüne getirilmesi ya uyuşmazlığın taraflarınca yada tarafların dışında hareket eden üçüncü devletlerce ve BM
organlarınca gerçekleştirilebilmektedir.
AA)Uyuşmazlığın taraflarca G.Konseyine getirilmesi: Uyuşmazlıklar
bu uyuşmazlığın tarafı devletlerce çözüme bağlanmazsa bu devletlerce Güvenlik konseyine getirileceğini
öngörmektedir.İlgili uyuşmazlıkların G.Konseyine sunulması için tarafların
birlikte hareket etme zorunluluğu yoktur. Tarafların yalnızca biri tarafından
başvuru yapılabilir ancak öteki taraf uyuşmazlığın tek taraflı başvurulması
için aranan şartlar yerine getirilmediği takdirde bu başvuruya itiraz edebilir.
G.Konseyi taraflara iki değişik içerikli tavsiyede bulunabilir:
1-uyuşmazlığa uygun düşen çözüm usül ya da
yöntemlerine tarafların başvurması, 2-g.konseyinin doğrudan bir çözüm önermesi.
BB)Uyuşmazlığın taraflar dışında g.konseyine getirilmesi: 1- G.Konseyi kendiliğinden uyuşmazlığa el
atabilir. Bu yolda G.Konseyinin yetkileri soruşturma açmayla sınırlıdır.Soruşturma
sonucu UA barış ve güvenliğin tehlikeye sokulduğu kanısına varılırsa yetkileri
çözmeye yönelik genişler.
2-herhangi bir BM üyesi devlet
uzaması ua barış ve güvenliği tehlikeye sokacak bir dar anlamda,uyuşmazlığı ya
da durumu G.Konseyine getirebilir.
3-BM üyesi olmayan bir devletin
uyuşmazlıkla ilgili olarak G.Konseyinin
dikkatini çekebilmesi için ya uyuşmazlığa taraf olması yada bu ülkenin daha
önceden BM barışçıl çözüm yöntemini Kabul etmesi yeterlidir.
4-genel kurulun,g.konseyinin dikkatini çekmesi 10 ve
11.maddesinden doğan yetkisindedir. 5-genel sekreterin dikkat çekme
yetkisi
CC)G.Konseyinin uyuşmazlıklara ilişkin kararlarının niteliği:
BM
Andlaşmasının VI.Bölümü çerçevesinde hareket eden g.konseyinin aldığı
kararların hukuksal dayanağı ve niteliği:
-tarafları
çözüme davet etme,
-ua barış ve güvenliği tehlikeye
sokup sokmadığını soruşturmak, -Tavsiyede bulunmak.
Tavsiye nitelikli kararlar bağlayıcı değildir,ancak bir
devlet G.Konseyinin verdiği tavsiye nitelikli kararına uyacağını bildirmişse bağlayıcıdır.
BM üyesi devlet, güvenlik konseyinin
alabileceği gibi genel kurulunda dikkatini çekebilir.BM üyesi olmayan
devletlerde kendilerinin taraf olduğu uyuşmazlıklar bakımından ve bu konudaki
BM andlaşma hükümlerine uymayı Kabul
etmeleri koşuluyla g.kurulun dikkatini çekebilir.
Uyuşmazlık 12.madde kapsamına girmeyen
(g.konseyinin ele adlığı uyuşmazlığa) konularda genel kurulun uygun
tavsiyelerde bulunma yetkisine sahiptir.
G.Kurul 12.madde
dışındaki kural dışılığa girmiyorsa uyuşmazlığa yada duruma kendiliğinden el
koyabilir. Genel kurul kararları bağlayıcı değil tavsiyedir.
UA mahkeme deyimi ile devletler
arasında yapılan bir andlaşmayla veya bir ua örgüt kararıyla uyuşmazlıkları
hukuka uygun olarak çözmekle görevlendirilen ve kararları bağlayıcı olan bir
organ belirtilmektedir.
UA Mahkemeleri Ua hakemlikten
ayıran farklar:
-ua
hakemlik mahkemeleri ad hoc yada belirli süreler için geçici olarak kurulmasına
karşılık , ua mahkemeler sürekli yargı organıdır.
-ua
hakemlik mahkemelerinin üyeleri uyuşmazlığın taraflarınca seçilmesine karşılık
ua mahkemlerin üyeleri önceden belirlenmiş usuller göre örgüt organlarınca
seçilir.
-ua hakemlik mahkemelerinin usül
kararları uyuşmazlığın taraflarınca belirlenir. Ua mahkemenin usul kararları
önceden belirlenir.
Uluslararası Adalet Divanı
Yapısı: UAD ülkelerde yüksek yargı görevlerinde
bulunan yargıçlardan seçilir. Toplam 15 yargıç olur.Divan Yargıçları, BM Genel
kurulunca ve g.konseyince yapılan ayrı ayrı oylamalarla seçilir UAD yargıçları
9 yıl için seçilirler ve devam etme olanakları yeniden seçilerek bulunur.
Tamamı bağımsız yargıçlar olup hiçbir devlet,örgüt ya da kişiden buyruk alamaz.
Ad Hoc Yargıç= Ulusal yargıç:UAD bir tek uyuşmazlığı
çözmeye özgü yargıcı dava taraflarından birinin divanda yargıcı varsa öteki
tarafda yargıç olma niteliklerine sahip herhangi bir kişiyi “ad hoc yargıç”
olarak atayabilir.
Yetkisi: aa) Devletlerarası davalarda karar verme
yetkisi bb) BM organlarının ve kimi ua örgütlerin başvurusu
üzerine danışma görüşü verme yetkisi
aa)Devletlerarası davalarda karar verme yetkisi: UAD’nın temel
görevi devletlerce önüne getirilen uyuşmazlıkları UA Hukuka uygun olarak
çözmektir. Divan önünde davalara yalnızca divan statüsüne sahip olan devletler
taraf olabilmektedir. Divan statüsüne taraf olma:
-BM
üyesi her devlet taraftır
-BM
üyesi olmayan devletlerin divan statüsüne taraf olabilmesi için G.Konseyinin
tavsiyesi üzerine G.Kurula verilen yetkidir.
-Divan
Statüsüne taraf olmadan da divan önündeki davalara taraf olma hakkı vardır.
Davalara taraf olma yetkisi sahip
bulunan devletler arasında ortaya çıkan belirli bir uyuşmazlığın divan önüne getirilebilmesi için uyuşmazlık
tarafı devletin bu yönde rızasının alınması gerekmektedir. Devletler divana bu
yetkiyi şu şekilde verirler:
i)tahkimname
ile
İİ)önceden yapılan ua andlaşmalarlar Iii)tek
taraflı bir bildiriyle
iiii)forum prorogatum yoluyla. Bu yol uyuşmazlığın bir tarafı olan devletin
diğer tarafı divanın önüne çekmek için tek taraflı olarak divana başvurmasıdır.
Divanın yetkisinin tanımamış olan diğer taraf bu davaya taraf olarak katılmak
suretiyle divanı dolaylı bir biçimde yetkili kılmasıdır.
bb)danışma görüşü
verme yetkisi: UAD önünde devletlerden başka birimlerin dava tarafı
olmaması nedeniyle BM örgütüne ve kimi uluslararası örgütlere tavsiye nitelikli
danışma görüşü isteme yetkisi tanınmıştır.Bu yetki doğrudan g.kurul ve
g.konseyine tanınmış olmakla birlikte genel kurulca bm örgütünün öteki
organları ile kimi ua örgütlerede bu yetkinin tanınabilir. Danışma görüşü her
türlü hukuksal soruna ilişkin olarak istenebilir.
Ua hukuka uygun çözmekle görevlendirildikleri için
uygulanacak ua hukukun kaynakları en başta andlaşmalar yapılageliş kuralları ve
genel ilkeleri asıl kaynak olarak saymaktadır. Tarafların rızaları alınır
ise,hakkaniyet ve nisfet ilkelerine göre karar verilir.
A.GELENEKSEL
ESASLAR
Savaş,her
egemen devletin bir doğal hakkı sayılmaktaydı. 1907 La Haye Sözleşmesiyle bir
takım normlar getirilmiştir.Özellikle savaşın başlamasını bir bildirime tabi
tutmuştur. Savaş ilanı sonucu,ilgili devletler arasında ilişkiler tümüyle
farklı bir hukuki duruma dönüşmektedir. Örneğin, diplomatik ilişkilerin
kesilmesi ve ikili andlaşmaların son bulması.
Yukarıda
bahsettiğim getirilin bir takım normlara ilk örnek : borçlu bir devleti borcunu ödemeye zorlamak
üzere kuvvete başvurmak,bu devlet tahkime gitmeyi reddetmediği
taktirde,yasaklanmıştır.
Sürekli
tarafsızlık,savaşa grime hakkından vazgeçme anlamını taşır(devletin egemenlik
yetkilerinden birinin kaybı). Tarafsız
devlet sadece meşru müdaafa hakkını muhafaza eder.
La
Haye Sözleşmesi uyarınca tarafsız devlet çatışmalara katılmamayı ve yardım
etmemeyi taahüt eder;bu yükümlülük belli konularda ticari ilişkileride etkiler.
Buna karşılık tarafsız devlet bazı güvencelerden yararlanır: bu devletin
ülkesine girilemez,sularında savaş eylemlerinde bulunulamaz,tarafsız devlet BM
eylemine de katılamayacaktır. Bu tarafsızlık geçici olabilir.
B.KUVVETE
BAŞVURMANIN SINIRLANDIRILMASI
BM
Andlaşması m.2’ye göre, uluslararası ilişkilerde gerek bir develetin ülke
bütünlüğü veya siyasi bağımsızlığına karşı,gerek BM Andlaşması amaçlarına
aykırı,her türlü kuvvet kullanımını ve tehdidini yasaklamaktadır.
BM
Andlaşması ua ilişkilerde kuvvet kullanmayı yasaklamaktadır;buna karşılık
devletin egemenlik altında,yani kendi ülkesinde ve kendi uyruklarına yönelik
zor kullanma yetkilerini ortadan kaldırmamıştır.
Yani,iç kargaşa,kriz,ayaklanma ve
teröre karşı zor kullanma yetkilerini
devletler korumaktadır.
BM
uygulaması ve özellikle genel kurul kararlarıyla ortaya çıkan sömürge yönetimi
altında bulunan halkların bağımsızlaşma mücadelesi uluslararası çatışmalar
çerçevesinde değerlendirilmektedir.Bu yüzden Cenevre Sözlş. I.Protokolü md.1’de,sömürge durumundan bağımsızlığa
kavuşma mücadelesi,ua uyuşmazlık ve çatışma kategorisine dahil edilmiştir.
Buna
karşılık ayrılıkçı hareketlere karşı
yapılan silahlı mücadele hukuka uygun olup,herhangi bir yasaklamaya tabi değildir.Bazı
sınırlamalar vardır bunlar: insan haklarına saygı,oranlılığa uyulması,genel
hukuk ilkeleri gözetilir.
B.3. Kuvvete Başvurma Yasağının İstisnaları aa)Meşru Müdafaa: Meşru müdafaa hakkı bir örf ve adet kuralı
olup BM And. Teyit edilmiştir. Böylece,ülkesini
saldırıya karşı korumak ve kurtarmak üzere kuvvet kullanılması doğal bir
haktır. Meşru müdafaanın koşulları : -
Bir silahlı saldırı olmalı veya kesin tehlike hali olmalıdır ,
-Müdafaa,saldırıya nazaran orantılı olmalıdır , - Önceki duruma yeniden kavuşma
amacıyla sınırlı kalınmalıdır.
*
Terör: Teröre destek,uluslararası hukuka aykırıdır. Destek olan ülkelere
uygulanacak önlem, eğer ağır;ciddi terör hareketlerine bir destek mevcutsa,meşru
müdafaa çerçevesinde bu devlete karşı kuvvet kullanılabilecektir.Ancak,orantılı
olma ilkesi gözetilecektir.
bb)Meşru Müdahale: UA hukuka
uymayı sağlamak amacıyla hiçbir zaman saldırıda
bulunulamaz.Bazı koşullarda
müdahalenin meşruluğu vardır,bu durumlar:
-Devlet yönetimindeki hükümetin
isteği üzerine yapılan müdahaleler,
-“insani müdahale” ve “halkı
koruma sorumluluğu” uyarınca girişilen müdahaleler,
-Kollektif savunma sistemleri çerçevesinde ve BM organlarınca alınan
kararlara dayanarak girişilen müdahaleler meşrudur.
II.SİLAHLI ÇATIŞMA KURALLARI
A.GENEL OLARAK
Silahlı çatışmalara ilişkin
uluslararası hukukun genel ilkeleri de mevcuttur.Başlıca ilkeler,
-Gereksiz
acı vermeme
-İnsanlığa
aykırı muamele yapmama (Cenevre 1,2,3,4.
Sivillere,yaralılara,hastalara,kazazedelere karşı işkence,insanlığa
aykırı ve kötü muamele yapılmaması öngörmektedir.
-Silahlı çatışmalar hukukunu
düzenleyen hükümler yetersiz kaldığında,”yerleşmiş örfler,insanlık ilkeleri ve
kamu vicdanı doğrultusunda oluşturulan” uluslararası hukuk ilkelerinin
uygulanması öngörür. ( La Haye Sözleşmesi başlangıcı; Cenevre Protokolü)
Silahlı çatışmalara dair rehber
temel ilkeler şunlardır:
-Çatışma
dışı kalan ve doğrudan katılamayanların korunması;
-Teslim
olan veya çatışamaz duruma gelen düşmanların öldürülmemesi;
-Yaralı
ve hastaların toplanarak tedavi edilmesi;sağlık örgütlerine saygı gösterilmesi;
-Yakalanan
savaşçıların ve düşman ülke sivillerinin yaşamına,onuru ve kişisel haklarına
saygı gösterilmesi;misilleme uygulanmaması;
-Adli güvenceden herkesin
yararlanması,işkence ve kötü muamele yapmama;
-Gereksız kayıp ve acılara
neden olacak savaş yöntem ve araçlarının kullanılmaması ; -Sivil
halkın savaşçılardan ayrılması ve saldırıların yalnızca askeri hedeflere
yönelmesi.
B.KODİFİKASYON
a)
La Haye
Sözleşmelerinden önce: Deklarasyonlardır. Deniz savaşları,yararılar,hastalar,sağlık
personelleri,muharip ve sivil ayrımı ve bazı silahların yasaklanması konusunda
düzenlemeler yapılmıştır.
b)
La Haye
Konferansları : Karada savaşlara ilişkin örf ve adetler kodifiye edilmiştir.EK’inde
deniz savaşları ele alınmaktadır ayrıca bazı silahların kullanımı yasaklanmıştır.
Sadece savaşa katılanların taraf
olduğu taktirde uygulanacak olması etkisini zayıflatmıştır.
Ayrıca,
savaş alanında yaralı ve hastalar ile savaş tutsaklarının durumunun iyileştirilmesine
ilişkin Cenevre sözleşmeleri mevcuttur.
a)İnsancıl hukuk kurallarının takviye
edilmesi aa)Cenevre Konferansı:
Türkiye’ninde katıldığı bu konferansta 4 sözleşme Kabul edilmiştir.İlk üç sözleşme
mevcut yararlılar,hastalar ve savaş esirleri hakkındaki metinleri gözden
geçirmektedir; 4.Sözleşme ise sivil halkın korunmasına ilişkindir. bb)Ek Protokol : UA silahlı çatışmalarının
kurbanlarının korunması ve ua olmayan silahlı çatışmaların kurbanlarının
korunmasına ilişkindir.
b)Bazı
silahların kullanılmasının sınırlanması ve düzenlenmesi.
A.SİLAHLI ÇATIŞMA KAVRAMI VE
TÜRLERİ
a)Çatışmaların
çapı: Savaş ilanı gibi formalite
aranmaksızın çatışan devletler arasında Cenevre Sözleşmeleri hükümleri
uygulanmalıdır.
Silahlı Çatışma: devletler
arasında silahlı kuvvetlerin silahlı çatışmaya giriştikleri herhangi bir uyuşmazlık
olarak tanımlanmıştır Cenevre Sözleşmesinde. Ancak,bazı çatışmalar devletler
tarafından farklı şekilde nitelendirilmektedir:
-Münferit bir olay,sınırda karşılıklı ateş
açılması gibi haller Cenevre Sözleşmesini devreye sokmaz.Genellikle çatışmaların
belli bir çapta olması aranır.Bu münferit olaylar devlet denetimi dışında
cereyan ettiğinde “silahlı çatışma” sayılmazlar.
-Sömürge yönetimi ile kurtuluş hareketleri
arasında savaş hukuku kurallarının uygulanması Cenevre
Sözleşmesi I.Protokolünde
benimsenmiştir. Cenevre Sözleşmeleri ve
Protokolleri,sömürge yönetimine,yabancı işgale ve ırkçı rejimlere karşı “self determinasyon” hakkına dayanarak
halkların verdikleri mücadelede uygulama alanı bulmaktadır.
“Savaş,yalnızca devletler arasındaki geniş
çaplı silahlı çatışmaları ifade ederken;
silahlı çatışma, iki veya daha çok devletin
taraf olduğu veya belirli koşullarla silahlı grupların da taraf olduğu,karşıt
savlarını kuvvet kulalnarak birbirine Kabul ettirmeye çalışmalarıdır.”
b)İç
karışıklıklar: İç karışıklıklar ve gerginlikler,ayaklanma,yerel şiddet
eylemleri ,silahlı çatışma sayılmaz ve bunlara Cenevre Sözleşmeleri uygulanmaz.
Çatışmanın çapı ve derecesine göre, uygulanacak kurallar değişmektedir:
- En alt düzeyde,iç karışıklıklar,terör
eylemleri silahlı çatışmalara ilişkin kurallara tabi değildir.Genel insan
hakları hükümleri uygulanmalıdır.
-“Silahlı çatışma” sayılacak düzeyde çatışmalarda,taraflardan
biri devlet değilse,gerek devlet gerek asi güçler Ortak 3.madde ile bağlıdırlar.
-Asi güçler II.Protokoldeki tanıma uyacak şekilde
ülkenin bir bölümünü denetim altına almışlarsa,II.Protokol ve Ortak 3.Madde her
iki tarafa da uygulanır.
-Bir başka
devletin çatışmaya karışması halinde,çatışma uluslararası nitelik kazanır ve
böylece devletlerin taraf oldukları tüm Cenevre Sözleşmeleri ve I.Protokol
Hükümleri uygulanır.
a)BM askeri operasyonları
BM askeri operasyonlarının savaş
hukuku kapsamında olup olmaması bazı ayrımlara tabidir. BM güvenlik konseyinin izin verdiği kuvvet
kullanmalarda savaş hukuku kuralları uygulanacağı Kabul edilir. BM, Barış Gücü kuvvetlerine savaş hukuku
temel kurallarına uyma talimatı vermiştir.
b)Sömürge yönetimi ve kurtuluş
hareketleri arasındaki çatışmalar
Savaş hukuku ve Cenevre kurallarının sömürgelerin bağımsızlığa
kavuşma mücadelelerinde uygulanması, I.Protokolde benimsenmektedir. Cenevre
Sözl. Her iki tarafada uygulanır.
B.ULUSLARARASI
VE ULUSLARARASI OLMAYAN SİLAHLI ÇATIŞMALAR
Uluslararası
silahlı çatışma,devletler arasındaki silahlı çatışmalara denir. Buna ek olarak,
sömürge durumundan bağımsızlığa kavuşma mücadelesi veren,yabancı kuvvet işgaline
karşı ve ırkçı rejime karşı mücadele eden silahlı gurupların taraf oldukları
silahlı çatışmalar da I.Protokol kapsamında uluslararası silahlı çatışmalar
kapsamına alınmıştır.
Bu çatışmalara genel olarak La Haye ve Cenevre Sözleşmelerinin
tümü uygulanır.
Cenevre
Sözleşmesi II.Protokol’e göre, bir yanda devletlerin silahlı kuvvetleri ile diğer
yanda sürekli ve eşgüdümlü askeri operasyon yönetebilecek ve bu Protokolü
uygulayabilecek biçimde ülkenin bir bölümünü denetim altında tutan,sorumlu bir
komuta altındaki silahlı gruplar arasındaki silahlı çatışmalara, “uluslararası
olmayan silahlı çatışma” denilmektedir. Buna karşılık, bu protokol
“ayaklanmalar,izole ve düzensiz şiddet eylemleri ve benzer nitelikli diğer
eylemler gibi iç huzursuzluk ve gerginliklerde,silahlı çatışma olmadıklarından
geçerli olmayacaktır.
Bu tür çatışmalara Cenevre Sözleşmesi
II.Protokolü ve Cenevre Sözleşmeleri ortak 3.maddedeki insancıl hukuk kurallar
uygulanabilir.Bu kurallar söyle sıralanabilir: silahlarını terk eden,çatışmalara
katılmayan ve yaralıların insani muamele görmeleri;hayatlarına ve kişiliklerine
zarar verilmemesi;rehine alınmaması,onur kırıcı hareket edilmemesi;yaralı ve
hastaların tedavi edilmesi.
A.Gereksiz
Kayıp ve Acılara Yol Açan Araçlara Başvurulmaması
Taraflar,savaş yöntem ve araçları bakımından
sınırsız tercihe sahip değildir.Bazı somut sınırlama örnekleri: vücutta yayılan
dumdum kurşunları,X ışınlarıyla saptanamayan parça etkili patlayıcılar,
kimyasal silahlar ,biyolojik silahlar,mayınlar bazı durumlarda ve özellikle
sivillere yönelik olarak yasaklanmıştır. Uluslararası olmayan çatışmalarda bu
sınırlamalar öngörülmemiştir.
B.Güven
Suistimalinin Yasaklanması
Düşmanı aldatmaya yönelik bir takım savaş hilelerine başvurulabilirken;kurallara
sadakatsizlik teşkil eden yollar yasaklanmıştır. Casus savaş esiri
sayılmaz,savaşçı statüsünün sağladığı korumadan yararlanmaz.
C.Kimi
Hedeflere Saldırılmasının Yasaklanması
-Genel olarak sivillere,olanaklar elverdiği ölçüde saldırılmaması
gerekir.Siviller doğrudan silahlı çatışmalara katılması ve askeri hedeflere
yakın yerlerde bulunmaları durumları istisnadır.
-Çatışma dışı
kalan savaşçılar,yani teslim olmuş veya kendisini savunma durumunda
olmayanlar;sağlık ve din görevliler;sağlık
tesisleri,araçları,hastaneler;güvenli bölge,askersizleştirilmiş
bölge,tarafsızlaştırılmış bölge,saldırı kapsamı dışında tutulmaktadır.
D.Savaş
İşgali
Bir yerin düşman ordusunun fiili
otoritesi altında bulunması durumu, “savaş işgali”ni ifade eder.İşgal
kuvvetleri geniş yetkilere sahiptir ama yetkilere sınırsız değildir.
Yetkileri: vergi ve katkı
alma,müsadere,hizmet talep etme ve mallara el koyma yetkileri bulunur. Kamu
malları işgal güçlerine geçebilirken,özel mülkiyete el konulması sınırlandırılmıştır.
Sınırlamalar:
Genel olarak bazı prosedürlere uyulacaktır.El koyma,işgal kuvvetinin
ihtiyaçlarını ve genel düzeni sağlamaya yetecek ölçüyü aşmamalı,işgal
devletinin ve bu devletin halkının yararlanmasına yönelik olmamalıdır. Kişilerin
temel hakları ve onurunun zedelenmemesi, rehin alınmaması,yağma ve gereksiz
yıkım yapılmaması esastır.
Silahlı çatışmalara
ilişkin kuralların insan hakları hukuku ile kesiştiği yönleri vardır;ancak
genel olarak savaş hukuku kuralları daha spesifik ve somut esaslar
içermektedir.Önemle belirtmek gerekir ki ,savaş hukuku kuralları taraflara aynı
şekilde uygulanır. Saldırgan devlet/saldırıya uğrayan taraf ayrımı yapılmaz.
Savaşçı ve savaşçı olmayan arasında
önemli bir ayrım vardır: savaşçılar ancak yaralı ve tutsak olmaları durumunda
korunur. Savaşçı olmayanlar ise her zaman himaye görür;fakat savaşa
katıldıkları taktirde tutsak savaşçılar gibi korunmayacaktır.
A.Savaşçı
Sayılanlar
Savaşçıların silahlı çatışma
eylemlerine doğrudan katılma hakkı vardır.Uluslararası silahlı çatışmalarda
savaşçı statüsüne sahip olanlar:
-Çatışan devletlerin silahlı çatışmalarına doğrudan
katılan düzenli ordu mensupları,
-Bir takım koşullarla(örgütlü komuta
düzeni,ayırt edici işaretlerin taşınması,savaş kurallarına uyma,silahları
açıktan taşıma) devletin ordusunda yer alan veya başka çatışan birimlere bağlı
milis kuvvetleri,gönüllü birlikleri ile örgütlenmiş direniş hareketi
mensupları,
-Gene
bazı koşullarla(silahları açıkça taşımak,savaş kurallarına uyma şartları
aranır;buna karşılık örgütlenmiş komuta birlikleri ve ayırt edici işaret taşıma
şartı aranmaz) ister hükümetin çağrısı üzerine,ister kendiliğinden, bir halkın
düşman işgaline karşı kitlesel ayaklanmaya katılan kişiler.
-Savaş esiri sayılabilmek için,çatışmaya
tarafların silahlı kuvvetleri mensubu olmak veya milis,gönüllü ve direniş
hareketi mensubu olmak gerekir. Bu sonuncular için,sorumlu bir komuta altında
,uzaktan görünür ayırt edici işaret atında savaşan,silahları açıkça taşıyanisavaş
kural ve gereklerine uygun mücadele eden bir kimse olmak üzere dört şart
aranmaktadır.
B.Gerilla
Usulü
1977 Tarihli I.Protokolde
,gerillacının iki ana koşulla “savaşçı” sayılması öngörülmüştür:
-Silahlı
çatışmaya ilişkin uluslararası hukuk kurallarına uymayı sağlayacak bir iç
disiplinin varlığı, -İlke olarak sivil halktan ayrılması.Ancak
bunun için saldırı öncesi ve askeri harekat sırasında silahları açıkça taşımaları,gerekli
ve yeterlidir.
C.Paralı
Askerler
Kişisel kazanç amacıyla,uyruğundan olmadığı veya ülkesinde
oturmadığı,çatışan taraflardan birinin silahlı kuvvetlerine katılarak silahlı
çatışmalarda yer alanlara “paralı asker” denilir. Savaşçı ve savaş esiri
statüsünden yararlanamazlar.
A.SAVAŞ ESİRLERİ
Cenevre Sözleşmesi,III.Cenevre
Sözleşmesi ve I.Protokol uyarınca savaş esirleri insani biçimde işlem
görmelidir.Tutsak edilme halinde,düşman devlete bildirilmelidir.Tutsaklara karşı
misilleme ve toplu cezalar yasaklanmıştır.Yaralı ve hastalar tedavi
edilmelidir.
Savaş esiri,elinde tutan devletin
sorumluluğu altındadır.Sorguya çekilebilir,ancak kendilerinden zorla yanıt
alınamaz.Sadece isim,rütbe ,doğum tarihi ve kimlik numarasını bildirmekle
yükümlülüğündedir. Suçlu ya da rehin değildirler;yakalanıp tutsak
alınmalarındaki tek neden düşman kuvvetlerine katılmalarını
önlemektir.Çatışmalar durduğu
andan itibaren savaş esirleri beklemeden serbest bırakılır.Siyasi amaçla rehin
tutulamaz.
II.Protokol
uluslararası olmayan silahlı çatışmalarda yakalananlara savaş esiri statütüsü
tanımamaktadır. Ortak 3.madde uyarınca bunlara asgari insani muamele esasları uygulanacaktır.
B.SİVİL
HALKIN KORUNMAS
Sivillerin keyfi işlemlere uğramamaları amacına yönelik çeşitli
hükümler mevcuttur.Askeri gerekler dışında göçe tabi tutulamazlar.Her halde
insanca muamele esastır. Sivil halkın varlığını sürdürebilmesi için gerekli
gıda maddeleri,tarımsal ürünler,hayvanlar,içme ve sulama sularına karşı eylemde
bulunulamaz.
C.ÇEVRENİN
KORUNMASI
Çevreye zarar verilmesi suretiyle
düşmana karşı savaşım vermek yasaktır. I.Protokol gereğince doğal çevreye ciddi
ve sürekli zarar verecek yöntem ve araçların kullanılmaması esasını
içermektedir.Tüm zarardan sorumlu olunur.
IV.SİLAHLI ÇATIŞMALAR ÇERÇEVESİNDE UA
SORUMLULUK
UA savaş hukuku kurallarına aykırı
hareket edilmesi halinde devletin ua sorumluluğu doğar. Zararı tazmin etmekle
yükümlü kılınır.
A.Çeşitli
Suçlar
I.Ek Protokolde beliritilen ağır ihlaller savaş suçlarını
oluşturup,failler bu sıfatla cezalandırılır. Suçlar4 kategoriye ayrılmaktadır.
Soykırım,barışa karşı suçlar,savaş suçları,insanlığa karşı suçlar.
A.1.Savaş suçları:Savaş
suçları,savaş kuralları ve geleneklerinin çiğnenmesini ifade eder.Bu suçlar ua
silahlı çatışmalar bakımından geçerlidirler.Bununla birlikte UA Ceza Divanı
status belli ihlaller bakımından bu suçların alanine ua olmayan silahlı çatışmalara
da teşmil etmiştir.Bu suçlar zamanaşımına uğramaz.
A.
2.İnsanlığa
Karşı Suç: Belli bir sivil halka karşı
bilinçle gerçekleşen sistematik veya kitlesel katliam ve saldırı,işkence vs…
hareketlerini kapsar. Kasten adam öldürme,kasten yaralama,işkence,eziyet veya
köleleştirme,kişi hürriyetlerinden yoksun bırakma,bilimsel deneylere tabi
kılma, cinsel saldırıda bulunma,zorla hamile bırakma,zorla fuhuşa
sevketme.
A.3.
Soykırım:
Bir milli,etnik,ırksal veya dini grubu bu sıfatları nedeniyle tüm olarak veya
kısmen yok etmek amacıyla öldürmek,bedeni ve zihinsel olarak ciddi zarar
vermek,böyle bir amaçla tasarlanmış yaşam koşullarına bilerek sokmak,grup
içinde doğumları önlemeyi amaçlayan önlemler almak ,çocukları zorla bir başka
gruba aktarmak fiilerinden her biri soykırım sayılır. Siyasi ve askeri
nedenlerle gerçekleşen ölümler,toprak çatışmalarına dayalı katliamlar,çok sayıda
ölümlere yol açsalarda bu kapsama girmezler.
BMÖ’ne başvurularak önlem
alınması istenebilir,siyasi suç değildir
suçlunun iadesi sağlanır.
A.4.
Barışa
karşı suç veya saldırı suçu: Bir
saldırı savaşının veya ua andlaşmalara,garantilere aykırı bir savaşın
planlanması,hazırlanması,başlatılması eylemlerinden her biri için ortak bir
plana katılma,saldırı suçunu teşkil eder.
Savaş ilan edilmiş olsun olmasın
,aşağıdaki fiillerin herhangi biri
saldırı teşkil eder:
-bir
devletin silahları kuvvetlerinin diğer bir devleti istila etmesi,hücüm etmesi,
-bir
devletin liman ve kıyılarının abluka altına alınması
-bir
devletin silahlı kuvvetlerinin ua andaşmalara aykırı olarak kullanılması
-ülkesini
başka bir devletin egemenliğine veren devletin,başka bir devlete karşı saldırı
amacıyla kullanılmasına izin verilmesi,
-bir devlet tarafından veya bir
devlet adına diğer bir devlete karşı yukarıda listesi verilen fiilere varan
veya o ölçekte olan silahlı kuvvet fiillerini icra eden silahlı
çetelerin,grupların,gayri nizami askerlerin veya paralı askerlerin gönderilmesi
veya bu gibi fiilere önemli ölçüde karışılması.
Hiç bir sebep,saldırıya haklılık
gerekçesi sağlamaz. Saldırı savaşı,milletlerarası bir suçtur,sorumluluğuda
milletlerarasıdır sorumluluktur. Saldırıdan kaynaklanan hiçbir ülkesel kazanım
ve özel avantajlar hukuki olarak tanınamaz ve tanınmayacaktır.
B.ÇEŞİTLİ
MAHKEMELER
Mahkemeler gerçek kişileri yargılar.Yargılama
yetkisi,devlet bakanı dahil resmi görevlileri de kapsamaktadır. İncelenecek
suçlar ise yukarıda saydığım 4 çeşitsuçtur.
UA Ceza Divanı,daha önce kurulan benzer
mahkemelerden farklı olarak ,tüm dünyada işlenecek suçları görebilir;devamlı
bir yargı organı olup,merkezi La Haye’dir.
Yetkisi,
devletlerin divanın yargı yetkisini Kabul etmelerinden gelmektedir.Statüye
taraf olmayan bir devletin uyruğu,statüye taraf olan bir devletin ülkesinde suç
işlemişse,divan yetkili sayılır.
Konu
bakımından,görülecek suçlar,soykırım,insanlığa karşı suç,savaş suçları ve
saldırı suçlarıdır.
Zaman bakımından,yetki,zaman
itibariyle ileriye dönük olup,divan 1 temmuz 2002’den itibaren suçları görür.
Kişiler bakımından,ancak
gerçek kişiler divan tarafından yargılanabilir.
Ulusal
Mahkemeler ile yetki paylaşımı : Tamamlayıcılık
esası,esas sorumluluk ve yetki devletlere aittir.Ulusal mahkemeler tarafından
görülen bir davayı uluslararası mahkeme ele alamaz.Ancak bu devletin kovuşturmayı
sürdürme istek ve yeteneği olmadığı halllerde UA Divan yetkili Kabul edilir. Non bis in
idem kuralı uyarınca bir kişi aynı suç nedeniyle iki kez
yargılanamaz.
Yargılama Usulü: Kovuşturmanın başlatılması,taraf
devletler veya güvenlik konseyi savcıya başvurabilir.güvenlik konseyi,VII.Bölüm
uyarınca taraf olmayan bir devletin ülkesinde veya bu devletin uyruğu
tarafından işlenen fiilide savcı önüne getirebilir. Yargılamanın Yürütümü: Önaşama,ilk derece ve
istinaf.
A.Hukuki/Siyasi Uyuşmazlık Ayrımı
Hukuki uyuşmazlık,iki devlet
arasında bir hukuk kuralının uygulanması veya yorumlanmasından doğan uyuşmazlık.
Siyasi uyuşmazlık,hukuk kuralı
tarafından düzenlenmeyen veya düzenlenmiş olup Kabul edilmediği, değiştirilmek
istendiği durumlarda çıkan uyuşmazlıktır.
Her iki uyuşmazlıkta başvurulacak
çözüm yolları açısından bir belirleyicilik taşımaz.Her uyuşmazlığın çözümü için
yetkili mercii,taraflar,aralarında analaşarak belirlenmektedir.
A. Kuvvet Kullanma Yasağı
Mutlak değer taşıyan bir emredici
kural “ua uyuşmazlıklarda kuvvet kullanmama” ilkesidir.İlkenin doğal uzantısıda
barışçıl çözüm yollarıdır.
B.Barışçı çözüm yolları arasında
dilediğini seçme özgürlüğü
Siyasal Yollar,diplomasi görüşmeleri,soruşturma,arabulucuk,uzlaştırma;hukuki
yollar da hakemli ve ua yargı olarak zikredilmektedir.Bunların dışında da
taraflar istedikleri diğer tüm barışçıl yollara başvurabilirler.
I.BARIŞÇI
ÇÖZÜM YOLLARI
Doğrudan devletler arasında veya
uluslararası örgütler çerçevesinde gerçekleşir.
A.Devletlerarası Yöntemler
A.1. Dİplomasi
Görüşmeleri : UA örf ve adet diplomasi görüşmelerinde bulunma yükümlülüğü
getirmektedir.Görüşmeler siyaset erbabı arasında yapılmaktan başka,daha çok
uzmanlaşmış kamu görevlileri ile ilgili hükümet nezdindeki büyükelçi ve diğer
diplomatlar tarafından yürütülür. Tüm yöntemler arasında devletlerin en çok
tercih ettiği siyasi yoldur.
A.2. Üçüncü Kişilerin Karışması: Üçüncü kişilerin
muhtelif katkı biçimleri vardır.En sınırlı olan türden en müdahaleci olan yola
doğru,basilica yöntemler,dostça girişim,arabuluculuk,soruşturma ve uzlaştırmadır.
aa) Dostça Girişim: Üçüncü kişi tarafından birbiriye temas etmeye teşvik
eder,görüşmelerin yapılması için uygun ortam sağlar.Görüşmelere katılmaz ve
tarafların görüşmeye başladıkları an görevi sona erer. bb)Arabuluculuk: istek
üzerine kendi teklifiyle bir üçüncü devletin ,şahsiyetin veya ua örgütün görüşlerini
yakınlaştırmaya çalışmasıdır.Arabulucu görüşmeleri sonuna kadar izleyip
yönlendirebilir. Bağlayıcı değildirler.
cc)UA Soruşturma: Ua soruşturma,uyuşmazlık konusu olayların
objektif biçimde saptanması amacıyla görevlendirilen bir komisyon faaliyetleri
olarak tanımlanabilir.Soruşturma neticesinde yazılan raporun bağlayıcılığı
yoktur ve devlet ve örgütler istedikleri sonucu çıkarabilirler.
dd)Uzlaştırma: Uyuşmazlık bir
organ tarafından incelenip çözüme yönelik önerilerde bulunulması olarak
tanımlanan uzlaşma,tarafların bu yola gitme hususunda anlaşmlarına bağlıdır.Uzlaştırma
sonucu ortaya çıkan önerile bağlayıcı değildir.Arabuculuktan farkı,burada
yöntem o kadar esnek değildir,komisyon ileri giderek bir formül hazırlar ve
soruşturma yürütür.
B. UA
Örgütler Çerçevesindeki Çözüm Yolları
B.1.
BM
Örgütünün Barışçı Çözüm Faaliyeti:
BMÖ’nün uluslararası uyuşmazlıkların çözümünde basilica yetkili
organları Genel Kurul ve Güvenlik Konseyidir.
B.2.
Bölgesel
Örgütlerin Barışçı Çözüm Faaliyeti:
Yerel nitelikte uyuşmazlıkları G.Konseyine sunmadan önce,taraf oldukları
ve kuruldukları bölge anlaşmaları veya kuruluşları aracılığıyla,barış yoluyla
çözmek hususunda tüm çabaları göstermelidir.
A.Genel
Olarak
Hukuki çözüm yolları yargı ve
hakemliktir.Bu yollar siyasi yollara nazaran farklıdır.Hukuki bir inceleme
yapılır;yani olay ile hukuk normu karşılaştırılır ve hukuk normu
uygulanır.Merci bağımsızdır ve kararlar bağlayıcıdır.
İç hukuktaki yargı yoluna nazaran başlıca
özellik ise ua yargıya tabi olmanın ve başvurunun ihtiyari karakteridir.UA
hakemlik gibi yargı yolu da her iki tarafın rızasına bağlıdır.Oysa iç hukukta
tarafalardan biri tek yanlı bir başvuruyla mahkemeye gidebilmekte ve karşı
taraf zorunlu olarak bu yargıya tabi olmaktadır.
Yargı ile hakemlik arasındaki ayrım: iç hukukta kurumsallaşmış
yargısal çözüm yolu temel kuraldır ve tercih edilendir.Oysa UA hukukta her iki
çözümde eşit düzeydedir.
B.Hakemlik
Hakemlik,devletler arasında ua
hukuka tabi olarak faaliyet gösteren hakemliktir. İster siyasi olsun ister
hukuki olsun,her türlü uyuşmazlık için hakemliğe gidilebilir.Hakeme başvurmak
tarafların iradelerine bağlıdır.Tahkimde rıza yeterince açık ve net olmalıdır.
Bu irade iki şekilde açığa çıkabilir.
aa-Tahkimname
bb-Tahkim şartı ve tahlim sözleşmesi
Hakemlik organlarının yetkileri
tarafların iradesinden kaynaklanır ve hakemlik sözleşmesinde
belirtilir.Kararkesin ve bağlayıcıdır.
C.Uluslararası
Yargı
Genel olarak sürekli adli organlar uluslarası örgütler
tarafından kurulmuştur.Çeşitli UA Yargı organları mevcuttur. Bu
organlar,belirli devletlerin,belirli konularda başvurabilecekleri mahkemlerdir.
Oysa UA Adalet Divanı, prensip olarak tüm ua hukuki uyuşmazlıklara görebilen
evrensel düzeyde yetkili tek mahkemedir.
MEKANLARIN
ULUSLARARASI REJİMİ
ULUSAL SINIRLAR İÇİNDEKİ DENİZ ALANLARI
İç sular,kıyı devletinin kara ülkesine en yakın suları teşkil
eder.
Tanımı ve Sınırları: Esas hatların kara tarafında kalan deniz
alanları olarak kısaca tanımlanabilen iç sular,kıyı devleti devletinin tam
egemenliği altındadır. İç suların dış sınırı, karasularının genişliğinin
ölçüldüğü esas hatlardır. İç sular
sayılan yerler: Liman ve demir yerleri , Körfezler,Nehir Ağızları’dır.
Hukuki Rejimi: İç suların
rejimi önemli ölçüde örf ve adete dayanır.Kıyı devletinin genel ve münhasır
yetkisi esastır.
1.Kıyı
devletinin egemenliği ilkesi: Kıyı devleti iç sularında
uluslararası taahhütlerine aykırı olmayan her türlü davranışta
bulunabilir.Burada onun yasaları ve düzeni uygulanır;hukuk ve ceza alanlarında
kıyı devleti yargı yetkisine sahiptir ve ilke olarak bu yetkisini
kullanır.
Tanımı ve İç-Dış Sınırlar: Karasuları,esas hatlardan,yani devletin
kıyılarından veya iç sularının bittiği
yerden başlayıp belli bir mesafaye kadar uzanan,kıyı devletine ait deniz kuşağıdır.
İç sınır, Denizin en çok çekildiği hat karasularının başladığı
yerdir. Dış sınır, kıyı çizgisine veya esas hatta tam parallel bir çizgi
çizilmesi ve daire kavisleri yöntemiyle belirlenir. Her ada ilke olarak kendi
karasularına sahiptir.
Hukuki Rejimi: Kıyı
Devleti Egemenliği İlkesi’ne göre karasuları devlet ülkesine dahildir. Kıyı
devleti çeşitli konularda münhasıran yetkilere sahiptir karasuları
üzerinde:iktisadi,asayiş ve güvenlik.
Zararsız geçiş hakkı,karasuları
deniz ulaşımında büyük önem taşıdığından dolayı,geleneksel olarak digger
devletlere geçiş hakkı tanımaktadır.
Takımada Devleti: tümüyle bir veya daha fazla takımadadan oluşan
ve başka adalarıda içine alabilen devlete denir.
Hukuki Rejim: Takımada devleti,takımada sularında deniz
tabanı,toprak altı ve hava sahası da dahil olmak üzere egemenliğe
sahiptir.Bununla birlikte takımada sularının rejimi,iç suların ve karasularının
rejiminden farklıdır ve kıyı devletinin egemenliği diğer devletlerin haklarını
koruma amacıyla daha çok sınırlandırılmıştır.
Kavramı: İki kara parçası
arasındaki su “boğaz”dır. Boğaz eğer uluslararası andlaşmayla düzenlendiği
taktirde uluslararası boğaz niteliği kazanmaktadır.
Hukuki Rejim: Geçiş hakkı
---transit geçiş ve zararsız geçiş---
Kıyı devletinin denetim ve düzenleme
yetkisi:geçiş hakkı dışındaki diğer konularda karasularının hukuki rejimine
tabidir.
Tanımı: Karasularının dış
sınırının ötesinde belli bir genişliğe kadar uzanan kıyı devletinin ilanı
üzerine belirli konularda yetkiler kullandığı deniz alanıdır.12-24
Hukuki rejim: Kıyı devleti bitişik bölge üzerinde egemenlik
hakkına değil denetim,önleme ve yakalama yetkisine sahiptir.Denetim yetkisi
için ilan şarttır. Gümrük,sağlık,maliye ve göç üzerinde denetim
yetkilerindendir.
Münhasıran
Balıkçılık Bölgeleri
Tanım:Balık avlama konusunda münhasır yetkinin kıyı devletine
ait olduğu deniz alanıdır.
Münhasır
Ekonomik Bölge
Tanım:Balıkçılık alanine göre daha geniş yetkiler içerir.
Tanım: Karanın deniz altında devam
eden doğal uzantısıdır; hukuki olarak ise, karasularının ötesinde başlayıp
belirli bir uzaklık ve derinliğe kadar giden deniz tabanı ve toprak altını
ifade eder.Fiziksel özellikler olarak deniz ve toprak altı zenginlikler olarak
en yoğun olduğu yerdir. Coğrafi olarak ise bölgelere göre değişiklik gösterir.
Genişliği: Cenevre Kıta Sahanlığı
Sözleşmesi’nde 200m derinliğe kadar ulaşıncaya kadar devam eder. BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne göre coğrafi
durumu ne olursa olsun 200 millik bir kıta sahanlığına sahip olmalar ve coğrafi
durum elverirse daha geniş bir kıta sahanlığına sahip olmaları ve artık bir örf
ve adet kuralıdır. Esasen sınırlayıcı bir şekilde sayılmayan hususlar
hakkaniyete uygun bir çözüme ulaşmak amacıyla ele alınır.
Hukuki Rejim: Kıyı devleti
herhangi bir liana gerek olmaksızın kıta sahanlığı üzerinde haklara sahiptir.
Kıyı devletinin izni olmadan kıta sahanlığındaki doğal kaynaklar araştırılamaz
ve elde edilemez.
Kıta sahanlığı üzerinde diğer devletlerin münhasıran
ekonomik bölge ilan etmesi,geçiş ve uçuş serbestisi,boru ve kablo döşeme izni
vardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder