-Toplum
sözleşmesi, her türlü sosyal ilişkinin ve otoritenin rızaya dayalı olmasını
ifade eder.
Rasyonel
bireyler kendi başlarına karar alabilen sorumluluk sahibi bireylerdir ve doğa
durumundaki tehlikelerden korunmak için baskı ile değil rıza ile
bir araya gelirler ve toplum sözleşmesiyle siyasal ve toplumsal bir düzen
kurarlar.
v Heywood’a göre toplumsal sözleşme,
aslında tarihsel bir kurgudur ancak bir gerçeklik olarak sunulmaktadır. Bunun
nedeni bireylerin, sadece bir devletin sağlayabileceği güvenliğe minnettar
kalmalarını sağlamaktır.
v
Caniklioğlu’na göre devlet,
bireyler tarafından bireyler için oluşturulmaktadır ve devlet, bu bireylerin
ihtiyaçlarını hizmet etmektedir.Bu yüzden bağımsızdır. Bireyler arasından bir
sorun olduğunda tarafsız bir hakem olarak harekete geçmekte ve tüm
vatandaşların haklarını korumaktadır.
Anayasacılık liberalizmin eseridir ve özellikle sosyal
sözleşme düşüncesinin etkisiyle ortaya çıkmıştır. Yazılı anayasaların doğuş
nedeni sınırlı siyasi iktidar, çoğulcu bir toplumsal yapı, birey hak ve
özgürlüklerini eksen alan bir devlet örgütlenmesini toplumsal sözleşmenin
ürünü sayılan bir belge ile sabitlemektir.
**Örneğin ülkemizde çoğulcu bir toplumsal yapı var. Bu
toplumsal yapıyı ve iktidarın keyfi uygulamalar yapmalarını engellemek ve
toplumun genel düzenini bozmamak için, herkesin uymakla zorunlu olduğu
toplumsal sözleşmenin belge haline dönmesidir.
Ø Anayasa, politiği hukuka dönüştürme,
önce siyasi sonra da sosyal sistemi kurumsallaştırma sistemidir.
! Siyasal yapıyı düzenleyen kurallara Anayasa hukuku; bu bütünü inceleyen
disipline ise anayasa bilimi adı verilmektedir.
Anayasa hukuku, siyasi hayatın
gerçeklerini hukuki olarak çerçeveleyen ve bunları düzenlemekle görevli hukuk
dalıdır. Siyaset bilimi ise siyasal yaşamın bir bütün olarak bilimsel bir
yöntemle incelenmesidir.
*Siyaset bilimi olanı, Anayasa hukuku ise
olması gerekeni inceler.
Anayasa
bir devletin temel yapısını, kuruluşunu, devlet iktidarı karşısında bireylerin
özgürlüklerini düzenleyen bir belgedir ve ülkedeki en üstün hukuk gücüne sahip
belgeyi ifade etmekte ve ülkede fiilen var olan devlet sisteminin niteliğini
ifade etmektedir.
Anayasa;
devlet içinde siyasi iktidarı ve toplum içinde de devlet iktidarını sınırlayan
bir belgedir.
Anayasa,
hem bir devlette siyasetin çerçeve yasasıdır, hem de toplumun nasıl yaşamak
istediği konusundaki temel tercihlerini yansıttığı bir üstün değerleri
belgesidir. Anayasalar hükümeti denetleyebilmenin bir aracıdır.
Modern
anlamda ilk Anayasa 1787 ABD
Fransız İnsan
ve Vatandaş Hakları Bildirisi’ne göre “ özgürlük başkasına zarar vermeyecek her
şeyi yapabilmektir.”
Fransız
devriminden önce Fransız toplumu, asiller, rahipler ve 3.sınıf kişi yani halk
olarak üçe ayrılmaktaydı.
Fransız
devrimi ayrıcalıklı lonca ve tabakaların karşısına ulus kavramını çıkarmıştır.
Fransız bildirgesinde egemenliğin özünün, esas olarak ulusta olduğu ve hiçbir
kuruluşun, hiç kimsenin açıkça ulustan kaynaklanmayan bir iktidarı
kullanamayacağını belirtmektedir.
Modernliğin Temel Özellikleri ve
Modern Devlette Biçimlenen Vatandaşlık
Hobsbawm’a
göre modern devlet, yönettiği insanların hepsini kucaklayan ve süreklilik arz
eden bölünmemiş bir toprak parçasıdır.
Kapitalizmle
iç içe geçmiş ulus devlet, modernliğin bir örgütlenme türüdür ve kapitalizm
gibi modern kurumların yaygınlaşmasını sağlayan en önemli kurumsal unsurdur.
Devletin;
millet, ülke ve egemenlik olmak üzere üç unsuru vardır.
Devletin
Beşeri unsuru: Millet
İnsanlar
olmaksızın bir devletin kurulması mümkün değildir. Ancak insan topluluğunun
büyüklüğünün bir önemi yoktur. Mühim olan belli bir toprak parçası üzerinde
belli bir insan topluluğunun egemen olmasıdır.
Birbirilerine
bir takım bağlarla bağlanmış insanlardan oluşmuş topluluğa millet denir.
Liberalizm->
Birey(Özgür + Rasyonel)
Liberal
Görüş: Devlet mümkün olan en dar alanda faaliyet göstermelidir. Bu alan
savunma, güvenlik ve adalet hizmetlerinden ibarettir.
Yani devlet dışarıdan gelecek olan
saldırıya karşı ülkeyi korumalı, ülke içerisinde düzeni sağlamalı, suçluları cezalandırmalı
ve bireyler arasındaki uyuşmazlıkları çözmelidir. Bunların dışında kalan
alanlara ( ekonomi, sağlık, eğitim, kültür, konut, çalışma vs.) müdahale
etmemeli.
*Liberal
görüşün uygulandığı devlet anlayışına “jandarma devlet” anlayışı denmiştir.
Materyalizm(Maddecilik)
idealizmin tersidir. İdealizme göre, maddi olgular insan zihninin,
düşüncesinin, ruhunun ürünüdür.
Materyalizme göre; dünya maddidir. Her şey bilinç ve düşünce dahil
maddenin ürünüdür, madde bilinçten öncedir, bilinç maddenin yansımasıdır.
Ekonomik
teoriye göre, insanlar ekonomik sebeplerin etkisi altında hareket ederler.
Devlet, ekonomik olayların sosyal ve siyasi olaylara hâkim olmaları sonucu
meydana gelmiştir. En önemli kurucusu Karl Marx.
Neoliberal Politikalar ve İnsan
Hakları
Ahlaki,
politik ve ekonomik olarak liberalizm, en temel değeri tekil insana
vermektedir. Liberaller, insanın rasyonel olduğuna inanır. Liberaller,
bireylerin kendi şahsi çıkarlarının en iyi yargıçları olduğuna inanır.
Liberalizmin
en önemli teorisyeni 17. yy filozofu John Locke’ dur.
John Locke, kendi ahlaki ve
politik teorisinin temelini oluşturan tanrıya ilişkin ödevlerimize vurgu
yaparak savına başlamıştır.
Locke’a göre Tanrı insanı rasyonel olarak yaratmıştır ve insan Tanrı’ya karşı ödevini diğer insanların temel haklarına saygı göstermeleri neticesinde yerine getirir. Bu temel haklar Locke’a göre yaşam, özgürlük ve mülkiyet haklarıdır.
Locke’a göre Tanrı insanı rasyonel olarak yaratmıştır ve insan Tanrı’ya karşı ödevini diğer insanların temel haklarına saygı göstermeleri neticesinde yerine getirir. Bu temel haklar Locke’a göre yaşam, özgürlük ve mülkiyet haklarıdır.
Yani
Locke’un temel teorisi bir inançtan kaynaklanmaktadır.
Locke’a göre insanlar hayatta kalabilmek için doğadan bir yaşam çıkarmak için çalışmak zorundadır. Ona göre Tanrı insanı böyle yaratmıştır.
Locke’a göre insanlar hayatta kalabilmek için doğadan bir yaşam çıkarmak için çalışmak zorundadır. Ona göre Tanrı insanı böyle yaratmıştır.
Locke
döneminde baskın ekonomik teori merkantalizm olarak biliniyordu.
Merkantalizm: Ekonomik yükümlülüğü devlete dayandırır ve
çıkar amacıyla devletin refahı gücü ve başarısı için devletin ekonomiyi
düzenleme hakkı ve ödevi olduğunu varsayar.
Liberal
ekonomi ve politik teori; ayrıcalığı yolsuzluğu ve verimsizliği koruduğu gerekçesiyle
merkantalizme karşı çıkar.
Ekonomik
liberalizm taraftarları, ekonomik üretim ve tüketicilerin ihtiyaçlarının
karşılanması bakımından en güçlü teşviki kişisel çıkarın sağladığına inanırlar.
Ekonomik
liberaller genel olarak serbest pazarların kayda değer eşitsizliklere neden
olacağını kabul eder. Eğer serbest Pazar ekonomisi sürdürülecekse bunlar
yoksullar arasında meşrulaşmış olması gerekir.
Sosyalistler
ekonomik liberalizmi üç temel nedenle eleştirmiştir.
*Ekonomik
liberalizmin insan doğası kavramı aşırı derecede bireyseldir, toplumsal
ilişkileri, sınıf ilişkilerini görmezden gelir.
*Serbest
pazarın liberal teorisi, Pazar faaliyetlerindeki iktidarın varlığını ve
bireylerin bu faaliyetleri çok eşitsiz kaynaklara üstlendiği gerçeğini
görmezden gelmektedir. Sonuç olarak kapitalist pazarlar özgür değil
sömürgecidir.
*Sözde
serbest pazarlar nüfusun büyük bir çoğunluğunu sefalet içinde bırakan büyük
servet güç eşitsizliklerini yaratmıştır.
->Refah
devleti en önemli teorisyeni Britanyalı ekonomist John Maynard Keynes’tir.
->Neoliberalizmin en etkili teorisyeni Milton
Freidman’dır.
NEOLİBERALİZM
VE İNSAN HAKLARI
Neoliberalizm bir yandan insan hakları destekçileri ve
diğerleri için hem teoride hem de pratikte, insan haklarına özellikle ekonomik
ve sosyal haklara tam bir saygı duyulması noktasında genellikle çelişkilidir.
Neoliberalizm, insan hakları kavramının evrensel, özgür
rasyonel birey anlayışını paylaşmaktadır.
Neoliberal ekonomi şirketlerin özgürlüğünü savunur.
Neoliberaller güçlü devlete karşıdır ama kapitalist
şirketleri korurlar.
Neoliberaller, serbest piyasa faaliyetleri tarafından
üretilmemiş bir (insan hakkı olarak) refah hakkının olabileceğini reddederler.
Neoliberaller şunu öne sürerler.
-a)Ekonomik özgürlük: Ekonomik kalkınma için
gereklidir.
-b)Ekonomik kalkınma: İnsan haklarının yerine
getirilmesinde gereklidir.
Neoliberalizm; kendi kişisel menfaatinin önüne kamu yararını
koyma ödevini öngören cumhuriyetçi erdemli vatandaş kavramını kaldırmıştır.
Neoliberal devletler genelde iki önemli açıdan tutarsızdır.
1-Şüpheli teröristlere ve geleneksel düşmanlara
karşı savunma için devlet gücünün arttırılmasına can atarlar. Bu özgürlüğü
sınırlayan ve insan haklarını ihlal eden politikalara yol açabilir.
2-Kamu hizmetlerini, daha etkili şekilde yerine
getirebileceklerine inandıkları özel şirketlere veya sivil toplum kuruluşlarına
yaptırmaktadırlar. Bu da rüşveti doğurabilir ve devletin bunu engelleyebilmesi
için büyük çabalara ihtiyacı vardır.
Neoliberal politikalar, kendi kendisini istikrarlı hale getirebilecek
yapıda olmadığından; pratikte karşı politikalarla sınırlandırılır.
Başlangıç bölümü nedir? Neye hizmet
eder?
·
Devlet-birey
ilişkisini ortaya koyar.
·
Anayasanın
amacını belli eder.
·
İdeolojisini
belirtir.
·
Anayasanın
hangi kaynağa dayandığını, neye hizmet ettiğini ortaya koyar.
Ø Başlangıç bölümünde; bölünmez
bütünlük, milliyetçilik, eşit haklar, çağdaş medeniyet, milli irade, millet
iradesinin mutlak üstünlüğü, hürriyetçi demokrasi, kuvvetler ayrılığı,
anayasanın üstünlüğü, medeniyetçilik, laiklik gibi ilkeler vardır.
Ø Demokratik toplumda olmazsa olmaz
diyebileceğimiz kavramlar.
1. Seçimler + Çok partili hayat
2. Genel, gizli, eşit gibi seçim
ilkeleri
3. Muhalefetin de iktidar olma ihtimali
4. Medya
Madde 2’de yer alan sosyal devlet ilkesine göre insan hayatına yakışan
asgari hayatı nasıl sunarız?
a) Mali güce göre vergi vermek (Çok
kazanandan çok azdan az)
b) Sosyal amaçlı kamulaştırma
c) Toprak reformu
d) Devletleştirme
Cumhuriyetle demokrasi arasında ne tür farklar vardır?
Cumhuriyet halk iradesinin hakim
olduğu bir yönetim biçimidir. Cumhuriyet gorundugu gibi değildir. Cumhuriyet
bir demokrasi olmadığı gibi demokrasi de bir cumhuriyet değildir. Cumhuriyeti tabela
olarak görebiliriz.
Tabelamız çok pahalı madenlerden yapılmış “Cumhuriyet” yazısı dört dörtlük bir
yazıyla üstüne yazılmış olabilir. Gel gör ki tabelalar değildir önemli olan, o
tabelanın arkasında nasıl bir hayat yaşandığıdır.
Demokrasi ise bir yaşam biçimidir. Demokraside yukarıda bahsedilen
tabelanın arkasına bakılır. Halk tabiri caizse adam yerine konuyor mu,
yöneticiler başa nasıl geliyor? Baskıyla mı, hoşgörüyle mi, halkın isteğiyle
mi? Demokrasilerde buna bakılır.
Hukuk Devletinin Olmazsa Olmazları
ü Hakim ve savcıların bağımsızlığı
ü Anayasanın üstünlüğü
ü Hak ve özgürlüklerin teminat altına
alınması
ü Yasama-Yürütme-Yargı organlarının
mahkeme kararlarına uyması. Mahkeme kararları herkesi bağlar.
ü Hukuki eşitlik
ü Hukuki güvenlik ilkesi
ü Kazanılmış haklara saygı(Kanunlar
geriye yürümez)
ü İdarenin tüm eylem ve işlemlerine
karşı yargı yolu açık olmalıdır.
Ø HSYK ve YAŞ kararlarına karşı, yargı
yolu kapalıdır. Ama görevden alma gibi durumlar buna dahil değildir.
Ø Cumhurbaşkanının tek başına yaptığı
işlemler
Ø Sıkıyönetim komutanının yaptığı
işlemler
Ø Spor tahkim kurulunun yaptığı
işlemler
Ø YÖK kararları
Ø Toplu sözleşme işlemlerine
YARGI YOLU Kapalıdır.
Temel Hak ve Hürriyetler
Kişi Hak ve
Hürriyetleri Sosyal ve
Ekonomik Haklar
Siyasi Haklar (Negatif Statü Hakları)
(Pozitif Statü Hakları) (Aktif
Haklar)
Konut Dokunulmazlığı
|
Konut Hakkı
|
Seçme ve Seçilme Hakkı
|
Dernek Kurma
|
Çalışma Hakkı
|
Vatandaş Olma Hakkı
|
Haberleşme Hürriyeti
|
Sendika Hakkı
|
Kamu Hizmetlerine Girme
Hakkı
|
Yerleşme ve Seyahat
Hürriyeti
|
Ailenin Korunması
|
Dilekçe Hakkı
|
Eğitim ve Öğrenim Hakkı
|
||
Anayasanın 15.
Maddesine göre kişi hakları sınırlandırılabilir.
|
Sağlık
|
Yabancılar dilekçe
hakkından iki durumda yararlanır.
1-İkametgâh
2-Karşılıklı
|
Çevre ve Konut Hakkı
|
||
Gençliğin Korunması ve
Sporun Geliştirilmesi |
||
Tarih, kültür ve tabiat
Varlıklarının Korunması |
Başkanlık Sistemi Tartışmaları
->Parlamenter rejim, başkanlık ve yarı başkanlık hükümet
tipleri, kuvvetler ayrılığı kriterine, daha doğrusu yasama-yürütme
ilişkilerinin düzenlenmiş tarzına göre birbirinden ayrılan hükümet
sistemleridir.
Parlamenter rejimle Başkanlık Sistemi arasındaki farklar
Ø Parlamenter rejimde hükümet, parlamentodan çıkar ve onun
güvenine sahip olduğu sürece görevde kalabilir
Ø Parlamentonun, hükümeti her zaman
güvensizlik oyuyla feshederek yeni seçimlere gidebilmesi imkânı vardır.
Yani parlamenter rejimde
her iki organın da, diğerinin hukuki varlığına son verebilme yetkisi vardır.
§ Başkanlık sisteminde ne yasama, yürütmenin
hukuki varlığına son verebilir, ne de yürütme yasamayı feshederek yeni
seçimlere gidebilir.
§ Başkanlık sisteminde de organlar
arasında karşılıklı etkileşim yolları elbet vardır ama bu yollar birine
diğerinin hukuki varlığına son verme yetkisini vermez.
·
Yarı
başkanlık sistemi ise her iki rejimin bazı unsurlarını taşır. Doğrudan doğruya
seçilmiş ve geniş anayasal yetkilerle donatılmış bir Cumhurbaşkanı ve yasama
organına karşı sorumlu bir hükümet vardır.
*Başkanlık sisteminde başkan,
sabit bir süre için halk tarafından seçilir ve bu süre içinde ağır cezai
suçlamalar dışında görevden uzaklaştırılamaz. Keza başkan yürütme gücünün tek
sahibidir.
Meclis Hükümeti Sistemi
® Meclis hükümeti sisteminde yasama
organı hem kanun yapmakta hem de kendi yaptığı kanunları uygulamaktadır.
® Jean Jack Rousseau tarafından
savunulur ve egemenliğin tekliği ve bölünmezliği ilkesine dayanır.
® Meclis hükümeti sisteminde yasama
yetkisi halk tarafından seçilmiş temsilcilerden oluşan bir meclise aittir.
Kuvvetler Ayrılığı Sistemleri
Sert Kuvvetler Ayrılığı
Başkanlık Hükümet Sistemi
® Sert kuvvetler ayrılığı sisteminde, yasama ve yürütme
kuvvetleri birbirinden mutlak bir şekilde ayrılmış iki organa verilmiştir.
® Yasama ve yürütme organları ayrı ayrı seçilir ve
seçildikten sonra da birbirlerinin varlıklarına son veremezler.
® Başkan halk tarafından seçilir
® Başkan yasamanın güvenine dayanmaz.
® Yürütme tek kişiden oluşur
® Bakanlık gibi görevde bulunan başkanın yardımcıları vardır.
(ABD’de sekreter denir.)
® Sekreterler yasama organına karşı değil, başkana karşı
sorumludur.
® Başkan görev süresince görevden alınamaz.(Yasamaya karşı
sorumsuzluğu)
® Başkan yasama organını feshedemez.
® Aynı kişi hem yasamada hem yürütmede yer alamaz.
® Başkan Yasama organının çalışmasına katılamaz.
Güçlü
Yönleri
+İstikrarlı Yönetim, Güçlü
yönetim, demokratik yönetim
Zayıf
Yönleri
-Rejim krizlerine yol açar, Katıdır,
Çift meşruluk sorununa yol açar, Siyasal kutuplaşmaya yol açabilir, iktidarın
kişiselleşmesine yol açar.
Yumuşak Kuvvetler
Ayrılığı
Parlamenter Hükümet Sistemi
Parlamenter Hükümet Sistemi
®
Yasama ve yürütme birbirinden ayrı olsa da tam
olarak bağımsız değildir.
(Yürütme iktidarının yasama iktidarından kaynaklandığını ve ona karşı
sorumlu olduğu anayasal demokrasi tipidir.)
®
Yürütme organı iki başlıdır. Devlet Başkanı+
Bakanlar Kurulu
®
Devlet Başkanı(Kral veya C.Başkanı) yasama
karşısında sorumsuzdur. Ancak, yürütmenin ikinci kanadı olan kabine yasama
karşısında sorumludur.
®
Yürütme, yasamayı feshedebilir.
®
Aynı kişi hem yürütme hem de yasamada yer
alabilir.
®
Bakanlar Kurulu yasama organının çalışmalarına
katılır
Ø
Parlementer sistemde
tıkanıklıkların çözüm yolu vardır.
Ø
Parlamenter sistem
esnektir
Ø
Parlementer sistem
kutuplaşmaya yol açmaz.
Ø
Devlet başkanının
ılımlaştırıcı ve uzlaştırıcı bir etkisi vardır.
-İstikrarsız hükümetlere yol açar.
-Düşük nitelikli Demokrasiye yol açar.
Federal
Devlet:Federasyonun kurucu birimlerinden yani federe devletlerden ayrı, ama
onların üstüne konulmuş bir devlettir.
Federe Devletler:
Federasyonun alt düzeyinde yer alan ve federasyonu oluşturan devletlere federe devlet veya bölgesel devlet denir.
Bir federasyonda
gerek federal devlet gerekse federe devletler birer devlettirler.
Bütün
ulusların “evrensel” diye anılan norm ve standartları benimseme eğilimi
içine girmeleri hatta benimsemeye zorlamaları hukukta
küreselleşmeyi ortaya çıkarmıştır.
Birçok iç ve dış meselede global toplumun bağlayıcı norm
ve standartlarını kabul etmek zorunda kalan bir ulusun kendi kaderine tek
başına hakim olduğu pek söylenemez.
ANAYASA MAHKEMESİ ÖZELLİKLERİ VE BİREYSEL BAŞVURU
Anayasa mahkemesine
bireysel başvuru, temel hak ve hürriyetleri ihlal edilen kişiler yapabilir.
(Kamu kuruluşları tarafından ihlal edilen kişiler)
Bireysel başvuru
koşulları
1. Bireysel
başvuru sahibinin, anayasa tarafından korunan temel haklarından birinin ihlal
edilmiş olması gerekir.
2. Bireysel
başvuru yapacak olan kişinin başvuru yapmakta bir hukuki yararının olması
gerekir.
3. Bireysel
başvurunun yapılabilmesi için diğer hukuki yolların tüketilmiş olması gerekir.
Bireysel başvuru sonucunda Anayasa Mahkemesi başvuru
konusu işlemin anayasaya uygunluğunu denetler. Uygun veya aykırı bulur. Aykırı
bulursa işlem iptal edilir, işlem yürürlükten kalkar. İptal edilen mahkeme
kararı ise mahkemeye gönderilir. Yeni yargılama yapılır.
Görevleri:
®
Temel görev ve yetkisi kanunların anayasaya
uygunluğunu denetlemektedir.
®
Görev ve yetkileri anayasanın kendilerine vermiş
olduğu görev ve yetkilerdir.
ANAYASA MAHKEMESİ
Genel Kurul
+ Bölümlerden Oluşur(5’er kişi)
Bireysel başvuru sadece Türk vatandaşlarına verilen
seçme ve seçilme hakkı dışında herkese aittir.
Tüm iç hukuk yolları tüketildikten sonra 30 içinde
yapılır.
61 Anayasası
®
Daha özgürlükçü bir toplum yaratmak için yapılmıştır.
®
Milli Birlik Komitesi(Askeri) + Temsilciler Meclisi (Sivil)
®
Temsilciler Meclisi üstündür.
®
Tutanaklar herkese açıktır.
®
Anayasa referanduma sunulduktan sonra Cumhurbaşkanı meclis
tarafından seçileceği belirtilir.
82 Anayasası
®
Toplum düzenini sağlamak amacıyla yapılmıştır.
®
Milli Güvenlik Konseyi (Askeri) + Danışma Meclisi (Sivil)
®
Milli Güvenlik Konseyi üstündür. Yani askeri kanat baskın
®
Referandumla beraber Kenan Evren’in Cumhurbaşkanı olacağı
kararlaştırılmıştır.
®
Darbeyi yapan kişiler cezai sorumluluğa tutulamaz
*Her iki anayasa da demokratik asli kurucu iktidar
sınıflandırmasına girer.
Yasama Sorumsuzluğu Yasama
Dokunulmazlığı
Söz
Söyleme Hürriyeti Tutuklanmama
Hürriyeti
®
Milletvekilleri meclis çalışmalarında kullandıkları oylardan
söyledikleri sözlerden ve yaptıkları düşünce açıklamalarından sorumlu
tutulamazlar.
Yasama Sorumsuzluğu;
1-Mutlaktır.(Mv. Hem hukuki hem cezai açıdan koruması vardır.)
2-Süreklidir. (Mv. Zamanında görevdeyken söylediği sözler
nedeniyle yargılanmaz.)
Yasama dokunulmazlığı
nedeniyle milletvekilleri kürsüde bulundukları tutumlar nedeniyle
®
Tutuklanamaz
®
Tutulamaz
®
Sorguya çekilemez
®
Yargılanamaz
Dokunulmazlıklağın kaldırılması Cumhuriyet
Savcısının hazırladığı fezlekeye dayanarak yapılır.
Toplantıya katılanların salt çoğunluğuyla
dokunulmazlık kaldırılır. (Araştır)
Dokunulmazlık kalkınca milletvekili sıfatı
kalkmaz.
Normal Mv. Yüce Divan’da yargılanmaz. (Suçu
ne olursa olsun.)
Yasama dokunulmazlığı geçicidir. Çünkü dokunulmazlık görev süresince
geçerlidir.
Yargılaması başlayan Mv. Tekrar seçilirse
dokunulmazlık kazanır ve yargılamanın devam edebilmesi için dokunulmazlığın
kaldırılması lazım.
Yasama dokunulmazlığının
istisnaları;
1-
Suçüstü hali ( Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali)
2-
Seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasanın
14. Maddesindeki durum
§ Tutuklanan ama hüküm
giymeyen (cezası onanmayan) milletvekili olabilir.
§ Mazbatanın alınmasıyla
milletvekili sıfatı kazanır.
§ Yargı cezası kesinleşince milletvekilliği
düşer
§ Yasama dokunulmazlığı
nisbidir. Milletvekilini cezai açıdan korur.
§ Siyasi parti grupları
tarafından yasama dokunulmazlığı konusunda görüşme yapılamaz ve karar alınamaz.
§ Dokunulmazlığın
kaldırılmasına ilişkin kararın alındığı tarihten başlanarak 7 gün içinde ilgili
milletvekili veya başka bir milletvekili kararın Anayasaya, kanuna ve İçtüzüğe
aykırı iddiasıyla kararın iptali için başvurabilir. Anayasa Mahkemesine 15 gün
kesin karara bağlar.
Milletvekilliğinin düşmesi (Madde
84 )
1-İstifa: İstifa kabul edilirse
mecliste oylanır.(Toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile)
2-Kesin hüküm, kısıtlılık
3-Bağdaşmayan görevde ısrar (Gizli
oy)
4-1 ay içinde özürsüz/izinsiz
birleşimlere katılamamak Mv. kendisi veya bir başka Mv. tarafından gidilebilir.
AYM 15 gün için karar verir.
! Partinin kapatılmasına neden olan
milletvekilinin vekilliği düşmez (2010)
Milletvekilinin parti değiştirmesi
vekilliğinin düşmesine neden olmaz.
Hükümeti
Denetleme Yolları
Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve
yetkilerini düzenleyen Anayasanın 87’nci maddesine
göre, Türkiye Büyük Millet Meclisinin bir görev ve yetkisi de “Bakanlar Kurulu
ve bakanları denetlemek”tir. Türkiye Büyük Millet Meclisinin Hükûmeti
denetlemesini sağlayan araçlara “denetim yolları” denir. Bu denetim yolları
Anayasanın 98, 99 ve 100’üncü maddelerinde düzenlenmiştir. Bunlar beş tanedir:
Soru, genel görüşme, meclis araştırması, meclis soruşturması ve gensorudur.
1. SORU
Anayasanın 98’inci maddesine göre, soru, “Bakanlar Kurulu adına,
sözlü veya yazılı olarak cevaplandırmak üzere Başbakan veya Bakanlardan bilgi
istemekten ibarettir”.
2. GENEL GÖRÜŞME
Tanım.- Anayasamızın 98’inci maddesinin dördüncü fıkrasına göre genel
görüşme, “toplumu ve Devlet faaliyetlerini ilgilendiren belli bir konunun,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda görüşülmesidir”.
Tanımı.- Anayasanın 98’inci maddesinin üçüncü maddesine göre, “Meclis
araştırması , belli bir konuda bilgi edinilmek için yapılan incelemeden
ibarettir”.
Meclis soruşturması Başbakan ve bakanların görevleriyle
ilgili cezaî sorumluluklarının araştırılmasını sağlayan bir denetim
aracıdır.
Anayasamızın
100’üncü maddesinin birinci fıkrasına göre, “Başbakan veya bakanlar
hakkında, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az onda birinin
vereceği önerge ile soruşturma açılması istenebilir. Meclis bu istemi en geç
bir ay içinde görüşür ve karara bağlar”. Yüce Divan’a sevk üye tam sayısının
salt çoğunluğu ile alınır.(Gizli oy)
Parlâmenter
hükûmet sistemlerinde, hükûmetin ve tek tek bakanların parlâmento karşısında
siyasal sorumluluğu vardır. Bu parlâmentonun hükûmetin ve tek tek bakanların
görevlerine son verebileceği anlamına gelir. Bakanlar Kurulunun bir bütün
olarak parlâmento karşısındaki siyasal sorumluluğuna “kolektif siyasal
sorumluluk ”, tek tek bakanların siyasal sorumluluğuna ise “bireysel
siyasal sorumluluk ” ismi verilir. Türk anayasa hukukunda Bakanlar
Kurulunun ve bakanların Türkiye Büyük Millet Meclisi karşısında siyasal
sorumluluklarının nihaî müeyyidesi “gensoru”dur. Diğer bir ifadeyle, gensoru
Bakanlar Kurulunun veya bir bakanın siyasal sorumluluğunu doğuran bir denetleme
yoludur. Gensoru diğer denetleme araçları arasında en etkili olanıdır. Başbakan
veya bakanlar “gensoru” ile düşürülebilirler.
Siyasal
sorumluluğun kolektif ve bireysel olmak üzere ikiye ayrılmasına paralel olarak
gensoru, Bakanlar Kurulu veya sadece bir bakan veya aynı anda birden fazla
bakan hakkında verilebilir.
Anayasanın
99’uncu maddesine göre, gensoru önergesi, bir siyasî parti grubu adına veya en
az yirmi milletvekilinin imzasıyla verilir.
Güven
oylamasında, Bakanlar Kurulunun veya bir bakanın düşürülebilmesi için, üye tamsayısının salt çoğunluğu gerekir. Görüldüğü gibi, Anayasa
burada kendisi özel bir çoğunluk aramıştır. O halde 96’ncı maddedeki karar
yeter sayısıyla, yani toplantıya katılanların salt çoğunluğuyla yetinilemez.
Üye tamsayısı 550 olduğuna göre, bir bakanın veya Bakanlar Kurulunun
düşürülebilmesi için 276 oy gerekir.
Salt
çoğunlukla Yüce Divana Başbakan sevk edilmişse hükümet düşer.
Bakanın
yargılanması hükümeti düşürmez. Bakanlık düşer lakin milletvekili sıfatı devam
eder.
Bakan
dışarıdan atanabilir. Mv. olmasa dahi yasama dokunulmazlığı ve sorumsuzluğu
vardır.
Bakanlar
da kişisel suçları nedeniyle diğer milletvekilleri gibi normal mahkemelerde
yargılanırlar.
Milletvekili
olabilmek için;
T.C
vatandaşı olmak
25
yaşını doldurmuş olmak
En az
ilkokul mezunu olmak
Kısıtlı
olmamak
Kamu
hizmetlerinden yasaklı olmamak
Askerlik
hizmetini yapmış olmak
Taksirli
suçlar hariç 1 yıldan fazla hapis cezası almamış olmak
Dolandırıcılık
hırsızlık terör vb. yüz kızartıcı suçlar nedeniyle hapis cezası almamış olmak
(Affa uğrasalar bile milletvekili olamazlar)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder